Uğur YİĞİT
İlimizdeki bir düğün salonunda gerçekleştirilen çalıştaya CHP genel başkan yardımcıları, belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Torun’un konuşmasının ardından kürsüye gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Sivas ve ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Anadolu’nun göbeğinde, tarihin acılarına, sevinçlerine bir anlamda ortak olan bir kent olan Sivas’ta çalıştay yapmanın önemine değinen Kılıçdaroğlu, “8 bin yıllık bir tarihi var Sivas’ın. 8 bin yıl kadim bir kentte toplantı yapmak güzel bir şey. İnsanları güzel, sağlıklı, tutarlı, diyalog kurabiliyorsunuz, konuşabiliyorsunuz. Sakin bir kent aynı zamanda burası. Acılar yaşamış, sevinçler yaşamış dolayısıyla böyle bir kentte hep birlikte hem Türkiye'nin sorunlarını çözmek, sorunların çözümüne ilişkin düşüncelerimizi aktarmak ve aynı zamanda sizleri dinlemek içinde güzel bir ortam. Evet buranın Gök Medresesi var, Çifte Minareli Medresesi var, Şifaiye Medresesi var, Ulu Cami var, Buruciye Medresesi var olağanüstü. Bir internete girip acaba Sivas'ın tarihi nedir baktığınızda neredeyse bir ansiklopedi yazabileceğiniz kadar veriye ulaşabiliyorsunuz. Elbette ki, Sivas'ın aşıkları da Aşık Veysel’den onu da rahmetle analım. Başladığımız zaman farklı bir kültürü, Anadolu kültürünü sadece Anadolu’ya değil bütün dünyaya tanıtan bir geleneği de yine Sivas'ta görüyoruz. Evet yine Sivas, Milli Kurtuluş Savaşı'nın önemli merkezlerinden birisiydi. Gazi Mustafa Kemal 27 Haziran 1919'da Sivas'a geldiğinde Nutuk'ta Sivas'a gelişini şöyle anlatır; "Sivas şehrine girerken caddenin iki tarafı büyük bir kalabalıkla dolmuş, askeri birlikler tören düzenini almış bulunuyordu. Otomobilden indik, yürüyerek askeri ve halkı selamladım. Bu manzara Sivas'ın saygı değer halkının ve Sivas'ta bulunan kahraman subay ve askerlerimizin bana ne kadar bağlı ve sevgiyle dolu olduğunu gösteren canlı bir tanık idi" diyor. Dolayısıyla daha sonra Erzurum Kongresinden sonra tekrar Sivas'a gelir 4 ve 11 Eylül 1919’da Sivas Kongresi bizim Milli Kurtuluş Hareketinin temel felsefesinin belirlendiği bir kenttir aynı zamanda. Milli sınırlar içinde vatan bölünmez bir bütündür felsefesi, parçalanamaz diye kayda geçirilir. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekun kendisini savunacak ve direnecektir ilkesi kayda alınır. Kuvayı Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır diye kayda alınır. Manda ve himaye kabul edilemez.” dedi.
SÜREKLİ GÖÇ NEDENİYLE BÜYÜKŞEHİR OLUNAMIYOR
Sivas Kongresi'nin CHP'nin İl Kongresi olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, “Bu kadar güzel, bu kadar değerli bir kadim kentin içinde bulunduğu tablo nedir? 21. yüzyıldayız. Milli Kurtuluş Savaşı’na tanıklık yapmış, ilkelerini belirlemiş olan bir kent bugün hangi pozisyondadır? Nasıl Türkiye büyük sorunlar yaşıyorsa o sorunlardan bir kat fazlasını Sivas ve Sivaslılar yaşıyor. Acıdır ama gerçektir. Sivas'ta oyumuzun düşük olduğunu biliyorum. Bir milletvekili çıkardığımızı da biliyorum. İki Belediye Başkanımız vardı, bir Belediye Başkanımız İmranlı Allah rahmet eylesin elim bir trafik kazasında kaybettik. Bir Belediye Başkanımız var. Sivaslı kardeşlerimin düşünmesini isterim. Bugün içinde bulunduğunuz olumsuz koşullar sizin kaderiniz mi acaba? Oy verdiniz, destek verdiniz. O zaman şu soruya her Sivaslı kardeşimin cevap vermesi lazım. Ey iktidar sana oy verdik, çok sayıda milletvekili verdik. Ya bu Sivaslı neden Sivas'ta kalmak istemiyor, neden büyük kentlerin varoşlarına gidip tutunmaya çalışıyor? En çok köye sahip olan tek il Sivas. Ama bu Sivas ne hikmetse bir türlü Büyükşehir Belediye Başkanı olamıyor çünkü nüfusunu tutamıyor. O zaman buradan bütün Sivaslılara seslenmek benim boynumun borcudur. Sevgili Sivaslılar, oy verdiniz eyvallah başımın üstüne. Niye oy verdiniz diye eleştirmiyorum ama sandığa giderken düşünün, evlatlarınızı düşünün, çocuklarınızı düşünün, Türkiye’yi düşünün, köylerinizi düşünün. Bir insan doğduğu, yaşadığı kentte mutlu olmak ister. Doğduğu kentte mutlu olmayıp da, iş bulamayıp da büyük kentlerin varoşlarına eğer kent sizi itiyorsa bir sorun var demektir. Bir derdimiz var demektir. Ben bu sitemimi dile getirmek zorundayım. Çünkü bu çözülemez bir sorun değildir. Israrla söylüyorum, Anadolu’nun içi boşalıyor diye. Fabrikalar kapanıyor diye. Çiftçi üretemez hale getirildi, köylüyü toprağına küstürdüler, arazisine küstürdüler, hayvanına küstürdüler. Kendisi aç, beslediği hayvanda aç. Böyle bir ortam varken her birimizin oturup düşünmesi lazım her birimizin. Sıradan vatandaşında düşünmesi lazım, Belediye Başkanının da düşünmesi lazım. Muhtarın da düşünmesi lazım, kanaat önderlerinin de, ticaret odası, esnaf odası başkanlarının da düşünmesi lazım. Esnaf kardeşlerimin de düşünmesi lazım. Kendi kaderimizi belirleyeceksek, daha huzurlu bir Türkiye’de yaşayacaksak yeni bir anlayışın egemen olması lazım. Siyaset zenginleşme aracı değildir Sivaslı kardeşim sana söylüyorum. Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşlarım sizlere söylüyorum, siyaset zenginleşme aracı değildir. Halkın oylarıyla milletvekili olan, bakan olan, başbakan olan veya cumhurbaşkanı olan kim olursa olsun halkın oylarıyla bir makama gelmişse halka hizmet için gelir, zenginleşmek için gelmez oraya. Bu anlayışı değiştirmek zorundayız. Bir yüzyılı devirdik. İkinci yüzyıla giriyoruz. Bir yüzyılın bize bıraktığı miras nedir? Komşularımıza bakalım hepsiyle kavgalıyız. Yeni bir anlayış, yeni bir ufuk. Ahlaki temelde yükselen bir anlayışı kast ediyorum ben. Erdemden, irfandan bahsediyorum ben, bilgiden, birikimden bahsediyorum ben. Üniversiteleri bilgi üretmeyen bir ülkenin büyüme şansı yoktur. Teknolojinin gelişmediği bir ülkede siz dünyayla rekabet edemezsiniz.” diye konuştu.
SİVAS’I ÇANTADA KEKLİK GÖRÜYORLAR
Sivas üzerinden Anadolu'ya bağlayacak olan Geminbeli Tüneli ve Yağdonduran Tünellerinin hala açılmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bunların Sivas'ı sevdiği falan yok. Sivas'ı çantada keklik görüyorlar. Hiç hizmet götürmesek de nasıl olsa Sivaslı bize oy verecek diyorlar. Ben adım gibi eminim, Sivaslı çantada keklik değildir. Madem hizmet vermiyorsun kardeşim kusura bakmayın demesini de bilir Sivaslı. Bunu bekliyorum. Bakın bu tünellerin 2016'da yapımına başlanmış, açılacağı söylenmiş 2021'de hala açılmıyor. Okul. Az önce söyledim, Türkiye'de en çok köye sahip il Sivas. 1233 köyü var. Sivas Merkez'de, Divriği'de, Yıldızeli'nde ve Hafik’te 22 okulu yıkıyorlar yeni okul yapacağız diye. Ya arkadaşlar, 2020 – 2022 bir okulun temeli bile atılmamış. İhalesini yapacağız diyorlar. Buradan Sivaslı kardeşlerime sesleniyorum, önünüze bir AK Partili veya MHP'li vekil gelirse şunu söyleyeyin, 'Kardeşim, Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki, yapamadığınız 22 okulun temelini de biz atacağız, okulu da yapacağız. 6 ay içinde bu köy okullarının tamamını halka teslim edeceğiz' bunu söylüyoruz. İki yıldır yapamıyorlar. Niye yapamıyorsun, okul ya bu okul okul. Bir iktidar okul yapmaktan vazgeçmişse, Türkiye'yi orta çağ karanlığına ben sürükleyeceğim demektir. Her birimiz, her anne baba çocuğumuzun iyi bir eğitim almasını ister, okumasını ister. Halkın deyimiyle büyük insan olmasını ister. Okulu yapmıyorsunuz.” şeklinde konuştu.
DEMİR ÇELİK FABRİKASINI KAMUYA ALACAĞIZ
Demir Çelik Fabrikasının durumunun yılan hikayesine döndüğünü aktaran Kılıçdaroğlu, “Bir çalışıyor, bir çalışmıyor. Verdiler, sattılar, ettiler. Burada binlerce insan buradan geçinirdi. Hala ölü gibi yatıyor orada. Allah aşkına ya bir kentte bir fabrika çalışmaz mı? Bir kentte o fabrika çalışınca o kente hayat gelmez mi? Herkesin ailesiyle beraber, çalışan işçilerin aileleriyle beraber huzurlu bir hayat sürmesi gerekmez mi? Fabrika çalışmıyor. Sivaslı kardeşlerime söz veriyorum. Allah nasip ederse Millet İttifakı olarak iktidar olacağız, göreceksiniz o fabrikayı alacağız, kamuya alacağız. 6183 sayılı amme alacakları tahsil usulü hakkındaki kanuna göre alacağız. Kamu kurumu haline getireceğiz. Orada Sivaslılar çalışacak, alın terlerinin karşılığını alacak, orada yaratılan katma değer Sivas’ın katma değeri olacak. Bunu yapacağız” şeklinde konuştu.
BÖYLE BİR REZALET GÖRÜLMÜŞ DEĞİL
Bir kentte teşvik olursa teşvikin eşit olmasının gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, ”Sanayi bölgesi yapıyorsunuz farklı teşvik, öbürünü yapıyorsunuz farklı teşvik. Rekabete aykırı, akla aykırı, mantığa aykırı. Ama yapıyorlar. Böyle bir rezalet görülmüş değil. Ama bunlar yapıyorlar. Hızlı Tren. Geldiler sözü verdiler 2019'da gelecek diye. 2019, 2020, 2021, 2022. Nerede bu? Açık ve net söylüyorum Sivaslı kardeşlerime. Bunlar açık ve net sizden oy almak için gelip mikrofonların önüne çıkıyorlar ve size açık ve net söylüyorum yalan söylüyorlar, yalan. Yalan, yalan söylüyorlar. Yeter be kardeşim bu kadar yalanın da arkasından gitmeyin. Yapıyorlarsa yapsınlar. Niye yaptılar diye ellerinden tutan mı var, engel olan mı var? Sivaslı kardeşimin sorması lazım 2019’da söz verdin kardeşim nerede pek bu? Bir de benden oy istemeye geliyorsun demesi lazım. Bunu bekliyoruz.
NEREYE DOKUNSAK ACI HİSSEDİYORUZ
“Nereye dokunsanız acı hissediyorsunuz. İnsanlar geliyor açız diyorlar. Ürettik karşılığını alamıyoruz diyorlar, bizi toprağa küstürdüler diyorlar. Dün Tokat’ta söyledim, bugün de Sivas’ta söyleyeyim. 85 milyon yurttaşımız var, 85 milyona sesleniyorum. Allah aşkına son 20 yılda AK Parti hükümetinin yaptığı bir tek fabrika söylesinler.” diyen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Bir tek fabrika. İster şeker fabrikası, ister çimento fabrikası, ister lastik fabrikası, ister su fabrikası. Ne istiyorlarsa. AK Parti iktidarının yani devlet aracılığıyla yapılmış bir tek fabrika göstersinler. Bir fabrika bile yok. Peki nasıl olacak, Türkiye’yi nasıl büyüteceğiz? Yapamıyorlar, beceremiyorlar. Türkiye’yi tam bir çıkmaza soktular. Tam bir borç batağına soktular Türkiye’yi. Tam bir borç batağı. Cumhuriyet tarihinde bu kadar ağır bir borç yükü altına Türkiye sokulmamıştı. Bu kadar ağır borç yükünün getirdiği sorun nedir? Siyasal iradenin her an dışarıya ipotek edilebilir konuma gelmiş olmasıdır. Egemen güçlerin talimatını koşulsuz yerine getiren bir siyasi iradenin ortaya çıkması demektir. Bunu özellikle Sivas’ta söylüyorum. Milli Kurtuluş hareketinin olduğu, kararlarının alındığı yerde söylüyorum. Borç alan, emir alır arkadaşlar. Şimdi siyasal iktidar emir alan konuma gelmiştir. Türkiye için en büyük tehlike budur. Bakın bütçelerimiz de öyledir. İktidar harcamaları karşılamak için o da borç alıyor. 2017’den 2023’e kadar borçlar ne kadar arttı, bütçede. Yüzde 100, yüzde 300, yüzde 500, yüzde 1000. Hayır efendim. Tamı tamına yüzde 1292 kat arttı arkadaşlar. Bu borç yükünü, bu millet ne kadar çekecek? Açım diyor kadın, niye açım diyor. Çiftçi hayvanımı besleyemiyorum diyor, niye besleyemiyor? 85 milyon vergi veriyor, nereye gitti bu vergiler, nereye harcadınız bu vergileri? Ve insanlar perişan vaziyette.”
Editor : Haberpanelim