Derdi Çeken Bilir

Ayhan BATUR

3 yıl önce

Olsun olsun oğlum kızım olsun derdi tasası benim olsun.

Ne güzel bir söz ne heyecanlı bir duygu değil mi?

El bebek gül bebek büyütürsün ellerden kıskanırsın, sonra bir de bakmışsın ki, evladın el olmuş gitmiş.

Elde, Evlatlar var. Evlattan evlâ, Allah onların cümlesinden razı olsun. Amin.

Bugün modern çağın aydınlık yüzü, bizim ise yüz karamız olan huzur evlerinde ki, hayatlara değinmek istiyorum.

Mülk ve iş sahibi için bir ticaret merkezi gibi görünse de dışardan aslında bu iş sevgi, saygı hoşgörü, güven ve emek isteyen bir hizmet sektörü.

Ha kazanıyor mu onu ben bilmem ama bildiğim bir şey var ki, hüzünlü gözleri güldüren bir aile var o kapının ardında.

Huzur evlerindeki günlük yaşam arada bir uğrayıp ta gördüğünüz gülen yüz kadar gerçek değil.

Ziyaret ederken hemen çekip te gitmeyin kalın bir gün onlarla ananızın babanızın bir gününe ortak olun en azından buna layık onlar.

Düşündüğünü söyleyip de bir saatinden fazlasını ayıramayan eşler çocuklar.

Asıl mutluluğun ve huzurun huzur evinde değil de orada birilerine faydalı olmanın birinin ihtiyacını karşılamanın biriyle sohbet edip konuşmanın onların derdiyle dertlenmek olduğunu göreceksiniz.

Dışı huzur ama içi hüzün dolu evler 21.y.y aydınlık insanlarının ve maneviyatımızın yok olduğu ailenin bölündüğü yıkıldığı evler.

O hüzün dolu koridorlarda dolaşırken hemen hepsinin kapısı ya sonuna kadar açıktır ya aralık. İster istemez gözün ilişir duvardaki gurur verici tablolara kimi yazar. Kimi müzisyen kimi aydın kimi işçi kimi gariban ne fark eder ki, (Dünyanın neresinde olursa olsun. Göz yaşının rengi hep aynıdır.) Yeter ki kapılarını çalma hemen ikram edecek bir içecekleri verebilecek bir hediyeleri övünülecek bir geçmişleri var ki samimiyetle girdimi çıkmak bilmezsin. İçlerinden.

Bazen de övgü dolu geçmişin, ardından yalnızlığın sancısını bastırmanın da bir yolu son ses açarsın kimin umurunda derdin tasası.

Ben avlu diyeyim, sen hol, sen vestiyer ne fark eder ki, hepsinin yüzünde aynı tebessüm yalnızlığın ve kimsesizliğin acısını bastırmanın en kolay yolu acı bir kahkaha. Umurumda bile değil deseler de gözler hep kapıdadır.

Hayale sığmayan hayatlar diye bir yazımda:

Varsın olmasın bir iki bayram ayda bir çalmasın telefon.

Terk edilmişliğin tesellisi mi olur diye yazmıştım.

Kimi kimsesi özleyeni gözlediği kalmamış insanların tesellisidir bu aslında.

Her ne sebeple olursa olsun sesim kime ulaşır onu da bilmiyorum.

Anne ve babası huzur evlerinde olan evlatlar siz nasıl ki evlatlarınızla teselli buluyorsanız. Terk edilmişliğin tesellisi de sizlersiniz.

Bir iki bayramdan daha fazlası olsun. Size ne kadar kızarsa kızmış olsun anne ve babalarınız siz hala onların o küçücük yavrularısınız şu üç günlük dünya da onları bu sevgiden mahrum bırakmayın. Yeter ki siz kapılarını aralayın Anne ve babalarınız sizi affedeceklerdir.

Huzur ne o dört duvar arasında saklı nede sizin, bizim birilerinin yalnızlığın da saklı, asıl huzur o evlerin içerisindeki insanların samimiyet ve sıcaklığında gizli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI