Olay, 15 Temmuz saat 20.00 sıralarında Samsun'un Tekkeköy ilçesi 19 Mayıs Mahallesi'nde meydana geldi. 5 yıllık evli ve 3 yaşında bir erkek çocukları bulunan Yasemin ve Emrullah Çitil arasında tartışma çıktı. Tartışma sırasında Yasemin Çitil, silahını aldığı polis eşi Emrullah Çitil'e tek el ateş etti. Yaralanan Emrullah Çitil, 1'inci kattaki evlerinin balkonundan kaldırıma düştü. Yüzüstü beton zemine düşen Çitil'e eşi balkondan 2 el daha ateş etti. Sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılan Emrullah Çitil, kurtarılamadı. Gözaltına alınan Yasemin Çitil, 'eşi kasten öldürme' suçundan tutuklandı. Emrullah Çitil'in cenazesi ise memleketi Sivas'ta toprağa verildi. Olayın ardından çiftin çocukları M.A.Ç., geçici olarak mirasçılık belgesi ile Yasemin Çitil'in babası Bayram Çakmak'a verildi. Bu sürecin ardından Emrullah Çitil'in annesi Sebiha Çitil torununu göremediğini söyledi.
'ÇOCUĞUM YERİNE TORUNUMU BAĞRIMA BASAYIM'
Oğlu Emrullah ve gelini Yasemin Çitil'in evliliklerinin sorunlu geçtiğini öne süren Sebiha Çitil, şunları söyledi:
"Onların hiç huzuru yoktu. Bu yüzden bizim de huzurumuz yoktu. Daha sonra Emrullah boşanmak istese de Yasemin 'çocuğu göstermem' diye tehdit ettiği için boşanamıyordu. Olay yaşanmadan bir gün önce telefonda konuştuk. Van'a göreve gidecekti ve çok mutluydu. Şu an an torunumu Yasemin'in ailesi bize göstermiyor. Bu nasıl bir vicdan ben anlamıyorum. Biz bu aileyi tanıyamamışız. Evladımı da torunumu da elimden aldılar. Yasemin ailesiyle problemler yaşamış ve onu yurda vermişler, yurtta büyümüş. Ben torunumu istiyorum. Bana torunumu göstersinler. En azından çocuğum yerine torunumu bağrıma basayım. Ailesi de bu olayın içinde. Sorumlu kimse cezasını en ağır şekilde çeksin. Çocuğumu yediler" dedi.
'ONUN TERÖRÜ EVİNDEYDİ'
Yetkililerden yardım isteyen Emrullah Çitil'in ablası Zekiye Gülbahar ise, şöyle konuştu:
"Benim kardeşim dağlarda terörist kovalıyordu. Onun terörü koynundaymış. Benim kardeşime sahip çıkın. Aylardır ne yiyebiliyoruz ne içebiliyoruz ne de uyuyabiliyoruz. Benim kardeşimi çocuğu kucağındayken haince sırtından vurdu. Kanı yavrusunun üzerine sıçradı. O mesleğine o kadar aşıktı ki vatanını, bayrağını o kadar çok seviyordu. Yasemin, kardeşimin bıyıklarına kadar kıskanıyordu. Bir evin tek oğluydu Emrullah, o bizim her şeyimizdi. O bizim çınar ağacımızdı, çınarımızı soldurdular. Bizim kardeşimiz devlet elinde olmasa da şehit oldu. Çocuğumuzu istiyoruz. O ailenin psikolojik sorunları var ve çocuğumuz orada çok zarar görecek. Tek bir dileğimiz var o da kardeşimin davasına sahip çıkılmasıdır. Sorumluların en ağır cezayı almalarını istiyorum. Allah'ımıza havale ettik ama devletimize güveniyoruz. O kadının cezasını çekmesini ve kardeşimin kanının yerde kalmamasını diliyorum. Yeğenimi alıp kardeşimizin yerine koymak istiyoruz. Eğer şehit olsaydı içimiz bu kadar yanmayacaktı. Bu vatan ve bayrak için şehit olmayı çok istiyordu. Burada kurulu bir düzeni ve işi vardı. Ama o 'vatanım ve bayrağım için dağlarda mücadele edeceğim, vatanımı koruyacağım, bayramı indirmeyeceğim' diye polis oldu. Ama onun terörü koynundaymış. Onun teröristi evindeymiş. Lütfen yardım edin."
'EN SONUNDA ÇEKİP VURACAĞIM DEMİŞTİ'
Emrullah'ın kardeşi Rabia Çitil ise, Yasemin Çitil'in aşırı derecede kıskanç olduğunu ve ağabeyini bu nedenle bunalttığını belirterek, şunları söyledi:
"Sürekli her şeyi sorun eden, saçının şeklinden kıyafetine kadar karışabilen bir insandı. Ağabeyimin yanında giyim tarzım hakkında beni uyarır onun yanında kıyafetlerime, oturmama dikkat etmemi söylerdi. Annem ağabeyime sarıldığı zaman bile rahatsızlık duyardı. Hatta ağabeyimi kendi öz oğlundan bile kıskanırdı. Ağabeyim boşanmak istedi ve boşanma davası açtı bu süreçte özel hareket polisliği eğitimine gitmişti. Yasemin, ağabeyimin yanına gidip gönlünü almaya çalışarak sensiz ölürüm, yaşayamam gibi kelimelerle ağabeyimi ikna etti. 5 Kasım 2020 tarihinde onları ziyarete gitmiştik. Aralarında kıskançlık yüzünden çıkan bir problem vardı ve Yasemin bana 'en sonunda çekip vuracağım, nerde yattığını bileceğim ve kafam rahat edecek' demişti. Bu sözü unutamadım. Ağabeyimin vefat haberini aldığımda aklıma ilk bu sözler geldi. Yasemin, ağabeyimin en büyük zaafı olan merhametinden faydalandı. Bir problem olduğu zaman ağlardı, sızlanırdı, intihar etmeye çalışırdı ve 'sensiz yaşayamam' derdi. Oğlu olduktan sonra da 'benden ayrılırsan oğlunun yüzünü göremezsin' şeklinde tehditler ediyordu."
'CENAZESİNE BİLE GÖNDERMEDİLER'
Yeğenini özlediklerini söyleyen Rabia Çitil, "Olaydan sonra Samsun'a ağabeyimin özel eşyalarını almaya gittiğimizde saatinden yüzüğüne kadar her şeyini almışlardı. Şu an hatıra olarak evimizde saklayabileceğimiz hiçbir şey yok. Yeğenemi babasının cenazesine bile göndermediler. Babasının cenazesine katılsın bir hatırası olsun istedik. Biz ağabeyimin anılarına sarılmak istiyoruz" dedi.
Editor : Haberpanelim