'Mevla Görelim Neyler Neylerse Güzel Eyler'
Anadolu’nun yetiştirdiği, Türkçe şiirin öncüsü, tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre’yi 700’üncü vuslat yıl dönümde anıyoruz. 2021 yılı Yunus Emre Yılı olarak ilan edildi. Onu biraz olsun daha iyi anlayabilmek, biraz olsun feyzinden nasiplenebilmek için tüm ülke genelinde faaliyetler bir yıl boyunca sürecek. Sivas Belediyesi de bu kapsamda çok güzel bir program düzenledi. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Birçok Sivaslı bilmez. Yunus Emre’nin kabri Sivas’ta! Bu konunun ayrıntısından önce Yunus Emre’nin hayatına kısaca göz atalım;
Yunus Emre tasavvuf şiirinin en önemli temsilcisidir. Hayatı hakkında çok az bilgi olan Yunus Emre tarihî kayıtlara göre, 1240 veya 1241 yıllarında Sivrihisar yakınlarında bulunan Sarıköy’de doğmuştur.
Anadolu’yu dolaşıp Mevlana’yı gördüğü eserlerinden anlaşılmaktadır.
Yunus Emre’nin yaşamı hakkında çok fazla bilgi olmasa da şu şekilde anlatılır. Çiftçilik yapmaya başlamıştır. Kıtlığın baş gösterdiği yıllarda yola koyulur Yunus Emre. Hacı Bektaşi Veli’nin kapısına gider. Büyük âlim ‘sorun bakalım buğday mı ister himmet mi?’ diye sorar. Yunus ‘ben himmeti ne yapayım karın doyurmaz. Buğday almaya geldim der’ buğdayını alır ve yola koyulur. Buğdayı aldığına pişman olan Yunus yolda geri döner. Hacı Bektaşi Veli de ‘o söylediğin geçti biz anahtarı Taptuk Emre’ye verdik der’. Yunus Emre Taptuk Emre’yi bulur ve onun dergâhında derviş olur, bu dergâha 40 yıl odun toplar.
Yunus Emre edebi yaşamı içinde şiirlerin halkın dili ile onlara hitap etmiştir. Türkçeyi oldukça iyi kullanmıştır. Tasavvuf şiirleri ağırlıklıdır. Yunus Emre hoş görü bakımında da ‘yaratılmışı hoş gördük, yaratandan ötürü’ demiştir. Aruz ölçüsünde şiirler yazmıştır. Risalettün-Nushiyye ve Divan isimli iki eseri vardır.
Yunus Emre 1321 yılında 80 veya 82 yıl yaşamış, 1320’de vefat ettiği zaman doğduğu yer olan Sivrihisar Sarıköy’e defnedildiği yine tarihi kayıtlarda geçmekte ise de, Bursa, Eğridir, Erzurum-Dutçu Köyü, Keçiborlu, Karaman, Kula, Konya-Aksaray-Sandıklı, Sarıköy, Ünye, Sivas (Hafik- Emre Köyü) gibi muhtelif yerlerde de makamı bulunmaktadır. Gerçekten bu türbelerden sadece birinde medfun bulunduğu, diğerleri ise, aziz milletimizin, Yunus’a karşı bir saygı, sevgi ve hayranlık ifadesi olarak tesis ettikleri makamdır.
Mevcut belgelere göre, Sarıköy’deki türbenin gerçek mezarı olduğu bilinmektedir. Ancak, şu hususu hiç bir zaman unutmamak gerekir. “Onun yattığı yer, bütün Türk Milletinin kalbidir”