USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DUA ETMANİN MEKANI VAR MIDIR?

01-07-2019

Duanın mekanı neresidir; en çok nerelerde yapılırsa kabul edilir?

Namaz kılmak için nasıl özel bir mekan şartı yoksa dua etmek için de özel bir yerde yapmak şartı yoktur. Cenab-ı Allah, her yerde hâzır ve nâzır, her yerde mevcut olduğuna, her şeyi duyup gördüğüne göre nerede olursa olsun kendisine yapılan duaları duyar. Ancak duanın belli zamanlarda yapılmasının tercihe şayan olduğu gibi belirli yerlerde yapılması da önem arzedebilir. Bu yerleri şu şekilde sıralayabiliriz:

*Kabe ve civarındaki kutsal topraklarda: Müslümanların günde beş vakit namazlarında yönlerini döndükleri Kıblemiz olan Kâbe-i Mükerrem, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından yapılalı beri Allah Tealâ´nın evi (Beytullah)ve kutsal bir mekan olduğu için burada yapılan duaların kabul edileceğine inanılır.

*Mültezem önünde: ?Mültezem?,  Kabe´nin Hacer-i Esved köşesiyle Kapısı arasında

kalan 2 metre genişliğindeki kısmına denilir. Hz. Peygamber Efendimizin bu kısımda dua ettiği bilinmektedir ve burada yapılan duaların Cenab-ı Allah tarafından kabul edileceğine dair bir inanış vardır.

* Arafat´ta                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             Müslümanlar içinyeryüzünde en kıymetli mekânlardan biri de Arafat´tır. Arafat,  Mekke´nin 25 km.güney-doğusunda yer alan düz bir alandır. Hac ibadetinin rükûnlarından birisi ve en önemlisi olan vakfe burada yapılır. Sevgili Peygamberimiz ?Hac Arafa´tır!? (Tirmizi, Tefsîri Süre) buyurmuştur.Ayrıca ?Duaların en hayırlısı arafe günü (Arafat´ta ) yapılan duadır.? (Tirmizi,Deavat,123, V, 572) buyurmuştur. Kurban Bayramının Arefe günü Hac dolayısıyla, Arafat´ta yapılan duaya ?Arafat Vakfesi? denir.

*Mescid-i Nebevî´de: Mescid-i Nebevî, Hz. Peygamber Efendimizin Medineye hicretlerinden sonra bizzat kerpiç taşıyarak yaptırdığı, önceleri bir tarafındaki odaları yakınlarıyla beraber oturduğu aile ikametgâhı olarak kullandığı ve asırlar boyunca zaman içinde ihtiyaca göre genişletilen Mescidi de duaların en çok yapıldığı, yapılması gereken yerdir.Mescid-i Nebevî´nin ilk yıllarda ikametgâh olarak kullunılan bölümünde  Hz. Peygamber Efendimizin, Hz. Ebubekir´in ve Hz. Ömer´in kabirleri bulunmaktadır.

*Mescid-i Aksa´da: Mescid-i Aksa, Kudüste, Kubbetüssahra´nın karşısında, Emeviler döneminde, VIII. Yüzyılda,Süleyman Tapınağının bulunduğu yerde, Harem-i Şerif denilen alan üzerinde yapılmış olan bir camidir.

* Mescitler´de:  Allah´a kulluğun en saf ve billurlaşmış şekilde ortaya konduğu bu mekanlar, taşıdıkları manevî hava sebebi ile dua etmek için son derecede değerli ve verimli ortam oluştururlar.(Halil Altuntaş.a.g.e.s.52). Kur´ân-ı Kerim´deki ?Şüphesiz mescitler Allah´ındır. O halde, Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk etmeyin!? ( Cin, 72/18) emri gereğince, ulu camilerden mahalle mescitlerine kadar büyük küçük her mâbet kutsaldır!

*Türbeler´de: Evliyaların, enbiyaların, Allah Tealâ´nın rızasına mazhar olmayı başarmış kişilerin türbelerinde de dua edilebilir mi? Edilebilir ise kuralı-âdâbı ne olmalıdır?

         Her şeyden önce belirtmeliyiz ki, İslâm dini topluluk halinde ibadet etmeyi, kalabalık kitlelerin dua etmesini daima teşvik etmiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz(s.a.s.) mescitlerde kılınan namazların sevabının evde kılınan namaza nazaran 27 defa daha fazla olduğunu buyurmuştur.

         Türbelerde yapılan duaların da toplu halde yapılması yani o mahalde çok sayıda müminin dua etmesi sebebiyle daha ziyade kabul edilecekleri umut edilebilir. Ancak burada son derecede dikkat edilmesi gereken, tehlikeli bir durum vardır: Türbelerde dua edilirken orada yatan kişiye ulûhiyyet verilmesi, yapılan dileklerin-taleplerin ondan istenmesi, ondan beklenmesi maazallah şirk oluşturur. Bu nedenle, türbedeki yatıra ulûhiyyet verilmemesi, ondan herhangi bir talepte bulunulmaması; duaların sadece Cenab-ı Allah´a yönelik olması, Allah Tealâ´dan istenmesi, dua ederken yüzün-yönün de yatıra değil Kıbleye dönük olması gerekir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?