USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DÜNYA HAYATI GEÇİCİDİR: HESAP GÜNÜNE HAZIR OLUNMALIDIR.

19-05-2022

Kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de, dünya hayatının insanı aldatan bir meta olduğu (Âl-i İmrân,3/185), Faydası ahirete göre daha az  olduğu (Tevbe,9/38), bir nevî oyun, oyalanma ve eğlenceden ibaret olduğu (Enam,6/32) açık şekilde bildirilmektedir. Peygamber Efendimiz de dünya hayatında kendisini bir yolcu gibi görmüş, ebedî hayatı unutmayarak ona göre hazırlık yapmış ve ümmetine de bunu tavsiye etmiştir. O’na göre dünya hayatı, uzun bir yolculuk esnasında, altında geçici olarak gölgelenilen bir ağaç gibidir. “Muhakkak ki ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır !”(Duha,93/4) ayetinde buyrulduğu şekilde, ancak ahiret hayatı için elzem olan amellere engel olmayan bir dünya hayatının meşru, mubah, nimet ve mutluluk vesilesi olduğu unutulmamalıdır. Başka bir deyişle, müslüman kişinin,  hem dünya için ahretini, hem de ahreti için dünyasını ihmal etmemesi; ikisi arasında bir denge kurması; dünya hayatının bir imtihan sahası olduğunun farkında olması gerekir.(Dr.Ömer Yılmaz, Dünya ile Ahiret Arasında Denge Kurmalıyız, Kur’ân’dan öğütler 1, D.İ.B.Yayını ,s. 218-219)

      “Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir. Elbette ki ahiret yurdu Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır…”(En’am,6/32) ayetinde belirtildiği üzere dünya hayatı gerçekten geçicidir. O halde bu dünyada kaldığımız bu geçici sürenin yararlı, anlamlı ve değerli olması için Allah’ın hoşnutluğunu ve rızasını kazanmak, O’na yakınlaşmayı umarak hayırlı ameller yapmak önceliğimiz olmalıdır. -“Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.” (Zilzâl,99/7-8) “…Size kıl kadar haksızlık edilmez” (Nisâ, 4/77). Böyle bir niyet taşımadan yani hayırlı-salih âmel işlemeye öncelik verme niyetinden yoksun olarak yaşanılan hayat boş, manâsız ve faydasız geçirilen bir süreden ibaret olacaktır.(Sabri Akpolat, Dünya Hayatı Geçicidir, Kur’andan Öğütler 1, D.İ.B. Yayını, s.212). Hz.Peygamber (s.a.s), “ Kişiyi ölürken üç şey uğurlar: Sevdikleri, malı ve yaptıkları. İlk ikisi geri döner ve o yaptıkları ile baş başa kalır !” ( Buhari, Rikâk, 42)

 buyurmuşlardır.

            Cenab-ı Allah, her kötülüğün misliyle bir cezası bulunduğunu ( Yunus, 10/27); Öyle bir günde hiç kimsenin başkası adına bir şey ödeyemeyeceğini (Bakara, 2/48); hiçbir günahkârın, başka bir günahkârın günahını yüklenemeyeceğini (Fâtır, 35/18) buyurmaktadır.

           

HUZURLU YAŞAMANIN SIRRI.

            İnsanların başına gelen her türlü olumsuz sanılan olaylarda bir hikmet, Rabbanî bir sebep olabileceği düşünülmelidir. Kur'ân-ı Kerim’e göre Cenab-ı Allah’tan başka hiç kimse gâibi bilemez. “…De ki: ‘ Gayb ancak Allah’ındır…!” (Yunus, 10/20). “Göklerin ve yerin gaybı Allah’a aittir” (Nahl,16/77) “ De ki: Göktekiler ve yerdekiler gaybı bilemezler, ancak Allah bilir..”(Neml, 27/65) “Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir!” (En’am, 6/59). Gelecekte ne olacağını, neyin, nasıl bir olaya sebep olacağını hiç kimse bilemez ve tahmin edemez. İnsanoğlu, maalesef ihtiraslıdır, Cenab-ı Allah'ın verdiklerine şükretmeden yenilerini istemekte çok sabırsızdır ve ölçüsüzdür. Hayırlı veya hayırsız olacağını düşünmeden daima istemekte; beklentileri-istekleri tahakkuk etmeyince de hemen hayal kırıklığına uğramakta; kara yaslara bürünmekte, bedbaht olmaktadır ! Bu İslâmın yolu değildir, Kur’ân-ı Kerim’in yolu değildir.! 

   

 Mutlu ve huzurlu yaşamın formülü çok basittirYapılacak şey:

    1- Sahip olunan sağlık, varlık, huzur ve mutluluk için; kısaca her şey için şükretmek,

    2- Herhangi bir istemde bulunmak için, arzu edilen makam-mevki-varlık-sağlık v.b. için elden gelen gayret ve hizmet tam olarak gösterilmelidir ve sonrasında: “Tevekkeli Tealâllah; bundan sonrasi Yüce Râbbimin takdirine kalmıştır; inşallah hakkımda her ne hayırlı ise onu takdir buyurur!”. diyebilmektir. İnsan; hayatı boyunca beklentileri için daima dua etmeli ve sonra da, beklediği her ne ise, Allah Tealâ’dan,  hakkında hayırlı olacaksa nasip ve ihsan etmesini dilemelidir:

            BAKTIĞIN HER ŞEYE HAK TEALÂ AKSETMİŞTİR.

İnsanoğlu doğada, evrende, yerde-gökte, denizde-karada-havada; çiçekte-böcekte, hâsılı her baktığı yerde Mevlâ’nın mucizelerini, muhteşem eserlerini görebilir; Yüce Râbbin gücünü, büyüklüğünü temsil eden; O’nun güzelliğinin, ihtişamının aksetmekte olduğu yaratılmış varlıkları görebilir; görmelidir! “ …Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır…”(Bakara,2/115) Şüphesiz ki, görmek için de iyi niyetle ve içten bir arzu ile aramalıdır!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?