USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İNSANIN EN ÖNEMLİ AMACI: ALLAH’IN RIZASINI KAZANMA YOLLARI

25-05-2022

İslâmı kabul eden ilk 5.ci kişi olan büyük sahabî Ebuzer el Gıfarî: “İnsana en çok yaraşan şey, Allah’ın ve Resûl’ünün hoşnutluğudur!” diyor!

 

            İnsan, istekleri-arzuları-hırsları bitip tükenmek bilmeyen kendi nefsine boyun eğmek için, ona kulluk etmek için değil sadece Allah Tealâ’ya kulluk etmek için yaratılmıştır! O halde, İnsanoğlunun, yaratılış amacı itibariyle, hayatta tek amacı, Cenab-ı Allah’ın rızasını almak olmalıdır; Allah’ın rızasına mazhar olabilmek olmalıdır! Temel amaç, ana gâye, ilk ve son dilek budur! Gerek Kur’ân-ı Kerim’deki, gerekse hadis-i şeriflerdeki buyruklar, emirler, tavsiyeler, telkinler, hükümler bu nihaî amaca yöneliktir. Allah rızasını kazanmanın en kestirme yolu, hayata bütünü ile O’nun istediği biçimi vermektir. Bunun teknik talimnamesi ise Kur’ân ve sünnettir. “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır! İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır!”(Râd, 13/22)

Kur’ân ve sünnete göre Allah rızasını almanın bazı yollarını şöylece sıralayabiliriz. Örneğin;

    1. İnsanın her durumda Allah ile iletişim ve ilişkisini sürdürmesi:  İnsanın ilâhî irade ve rızayı gözeterek yaşaması, dini kural ve değerlere bağlı kalması, her durumda Allah ile iletişim ve ilişkisini sürdürmesi; doğruluk, dürüstlük, erdemlilik esas olmak üzere yapılan ve İslâmın inanç esaslarına ve özellikle de ahlâk kurallarına aykırılık olmayan tutum ve davranışlar sergilemesi; iyi niyetle, salih amaçlarla tutum ve davranışlarda bulunması; insanların, hayvanların, bitkilerin yardımına koşması; dostça davranması, fedakârlıklarda bulunması; herkese iyilik yapması, kötülükleri men etmesi; hayır-hasenat yapması; başkalarına sevgi-saygı göstermesi; diğer insanlarla iyi ilişkiler kurması, yardımlaşması, rızkını ve geçimini helal yollardan sağlaması, işini iyi ve güzel yapması, namus ve iffetini koruması, zararlı alışkanlıklardan uzak durması, çevreyi koruması, fakir-muhtaç ve çaresizlere yardımcı olması, haram ve kötü işlerden uzak durması, bir annenin ev işlerini yapması, çocuklarının eğitimi ile ilgilenip onları yetiştirmesi gibi maddi davranışların tümü ve bunlara benzer iyi niyetli tutum ve davranışlar Allah Tealâ’nın rızasının alınmasını sağlayan davranışlardır.Sırf bu amaçla mümin kişi adeta kendisini feda etmelidir “İnsanların öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını kazanmak için kendini feda eder.” (Bakara,2/207).     

      2- İbadet ve Allah’a kulluk etmek: Kur’ân-ı Kerim’de Cenab-ı Allah, “Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım !” (Zâriyat,51/56).“..Hem korku, hem de ümit ile O’na kulluk edin!”  (Â’râf,7/56) buyurmaktadır. Yukarıda açıkladığımız üzere, Allah Tealâ’ya kulluk etmek, Kur’ân-ı Kerim’de belirtilen emirlere, buyruklara, yasaklara uymakla olur. İnancını kavî kılmakla, ibadetlerini muntazaman yapmakla olur. Bu tür hareketlere, davranışlara, ibadetlere özen göstermenin; riayet etmenin nihaî amacı Allah Tealâ’nın rızasını alabilmektir.

3-Dua etmek: Allah Tealâ’a Kur’ân’da. “…Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin …” ( Â’raf ,7/ 55 ) ; “(Ey Muhammed !) De ki:“Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?”(Furkan,25/77)  buyurmaktadır. Dua, bütün benliğimizle Allah’a yönelerek maddi ve manevî isteklerimizi O’na arz etmemiz ve O’na niyazda bulunmamızdır. Bir başka deyişle dua, sınırlı, sonlu ve aciz olan bizlerin sınırsız ve sonsuz kudret sahibi ile kurduğumuz bir köprüdür. Dua etmemizin amacı da Allah’ın rızasına kavuşmaktır.

4- Zikretmek: Cenab-ı Allah’ın rızasına kavuşmak için daima Allah’ı zikretmeliyiz. Zikir; Allah’ı isim ve sıfatlarıyla anmak, tefekkür etmek ve gaflet içerisinde olmamaktır. Allah’ı gönül ve dil ile zikretmekle beraber, O’nu hayatın içinde de anmak ve rızasına uygun davranmak gerekir. Kur’ân-ı Kerim’de, Cenab-ı Allah: “Sabah akşam Rabbinin adını an ”( İnsan,76/25). “…Ayrıca, Rabbini çok an, sabah akşam tespih et.”( Âl-i İmrân,3/41);“ Rabbini, içinden yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir  sesle sabah-akşam zikret ve gafillerden olma”  (Â’raf ,7/205 ) buyurmaktadır.

5-İnfak etmek de Allah’ın rızasını almak amacıyla yapılır. “ Zaten siz ancak Allah’ın rızasını kazanmak için harcarsınız!” (Bakara,2/272). Allah rızası kavramı ile bir arada en çok zikredilen salih amel “infak”tır. Başta zekât olmak üzere, bütün “sadaka”  türlerini içine alan infak kavramı mü’minin dünyaya ve dünyalığa bakış açısını tanımlayan bir kıstas niteliğindedir.( Halil Altuntaş, a.g.e.s129) “İnfak, sadece Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması demektir. İnfak, farz olan zekâtı ve gönüllü yapılan her çeşit bağışı kapsamaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz dane bulunan bir tohum gibidir…”(Bakara,2/261) buyrularak, infakta bulunana verilecek sevabın bire yedi yüz olduğu hükme bağlanmıştır.

6- İyiliği emredip, kötülüğü men etmek:Kur’ân-ı Kerim’de, Allah’ın rızasını almanın ve dolayısıyla kurtuluşa ermenin başka bir yolu olarak, iyiliği emredip, kötülükten men etmek gösterilmiştir: Cenab-ı Allah, “Siz, insanlar  için  çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. . İyiliği  emreder, kötülüğü men eder  ve Allaha iman edersiniz..” (Âl-i İmran,3/110) ; “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır .”( Âl-i İmran,3/104) buyurmuştur.

Cenab-ı Allah, iyiliğin de hiçbir karşılık beklemeden yapılmasını istemektedir:“O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.(Yaptığı iyiliği) ancak yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar)”(Leyl,92/19,20)

7-Salih ameller işlemek:Allah Tealâ’nın rızasına mazhar olabilmenin en emîn yollarından birisi de salîh ameller işlemektir: Salih amellerin, müminin Allah rızasını kazanmasına vesile olmasının kaçınılmaz şartı ihlâstır. İhlâs, yapılan işin katıksız olması demektir: Bizi amellere yönelten temel etkenin Allah’ın rızasını kazanmak niyet ve arzusu olmalıdır. Şeklen ne kadar mükemmel olursa olsun, arka planda gösteriş gibi, böbürlenmek gibi, insanların ilgisini çekmek gibi başka amaçlar bulunan işler Allah katında hiç bir fayda sağlamayacaktır. Çünkü hadise göre: “ameller ancak niyetlere göre değerlendirilir”(Buhari’den nakleden Halil Altuntaş, s.130) “O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.(Yaptığı iyiliği) ancak Yüce Rabbinin rızasını istediği için (yapar). Elbette kendisi de hoşnut olacaktır!”( Leyl, 92/ 19-20) Müslüman olarak bu dünyadan salih amellerle güçlendirilmiş bir imanla göçebilmemiz için imânımızı güçlendiren ibadetleri yerine getirmeli ve Allah’ın hoşnutluğunu ve rızasını kazanmamıza yardımcı olacak hayırlı amellere devam etmeliyiz. Yüce Rabbimiz, A’râf Suresinin 42. ayetinde: “ İman edip salih ameller işleyenlere gelince – ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar.”(A’râf,7/42)  buyurmaktadır. Ayrıca Cenab-ı Allah, şu ilâhî emri de vermektedir: “Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!”( Fecr, 89/29).

8- Adaleti tecelli ettirmek: hukukun, ahlâkın ve toplumsal vicdanın gereklerine göre davranmaktır; haksızlık yapmamaktır; doğru, dürüst ve tarafsız şekilde davranarak haklı ile haksızı ayırt ederek haklının hakkını savunmaktır…Adalet; kültür, bilgi, mevki, cinsiyet, ırk, dil ve din farkı gözetmeden insanlara, salt insan olmaları hasebiyle eşit ve tarafsız davranmak ve haklarını vermektir…Müminlerin adaletle davranmaları Allah Tealâ’nın buyruğudur: “…Adaletli  davranın.Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.” ( Hucurât,49/9).

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?