USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İstanbul´da Padişahları Kendisine Hayran Bırakan Sivaslı Bir Maneviyat Öncüsü: ABDÜLMECÎD-İ SİVASÎ

23-11-2020

Sivas bağrında sakladığı gönül sultanları ile olduğu kadar başka memleketlere armağan ettiği gönül sultanları ile de şehirlerin sultanıdır. Şihâbüddin Sivasî, Kemâleddin İbnü´l-Hümâm, İbrahim Tennurî ve Abdülehad Nûrî-i Sivasî gibi birçok gönül sultanı Sivaslı olmalarına rağmen başka memleketlerde hizmetlerini sürdürme durumunda kalan birçok isim vardır. İstanbul´un manevi çehresine heyecan katan ve bu atmosferi kendi rengine boyayan isimlerden biri de Sultan Ahmet Cami´nin ilk Cuma vaizliği görevini üstlenerek dönemindeki etkinliğini gösteren Abdülmecîd-i Sivasî´dir. Sivasî Efendi, Sivas Sancağı´na bağlı Zile´de 971/1563 yılında dünyaya gelmiştir. Tam adı ?Ebü´l-hayr Mecdüddin Abdülmecid b. Muharrem b. Ebü´l-Berakât Muhammed b. Ârif Hasan ez-Zilî es-Sivasî el-Hanefî?dir. Ona bu isim, Şemseddin Sivasî´nin üstadı Abdülmecîd-i Şirvanî´nin hatırasını canlı tutması için verilmiştir. Abdülmecîd Efendi´nin babası âlim, fazıl, takva sahibi kişiliği ile tanınan ve 1591 yılında Zile´de vefat eden Muharrem Efendi´dir. Onun üç amcası vardır: İbrahim, Ahmed ve İsmail Sivasî. İki erkek ve bir kız kardeşe sahip olan Abdülmecîd Efendi, biri erkek olmak üzere dört çocuk sahibidir.
Yedi yaşında hâfız olan Abdülmecîd Efendi, ilk eğitim ve öğretimini babasında tamamlamıştır. Daha sonra amcası Şemsüddîn-i Sivâsî´den Arapça, Farsça, fıkıh, tefsir ve hadis gibi ilimlerde istifade ederek icazet almıştır. Otuz yaşına kadar zâhirî ilimlerle meşgul olan Sivâsî, yine amcası Şemsüddîn-i Sivâsî´nin manevî tesir halkasına dâhil olmuş ve kısa bir sürede bu alanda da icazet almayı başarmıştır. Manevî eğitimini tamamlayıp icazet aldıktan sonra şeyhi tarafından Merzifon´a halife olarak gönderilen Sivâsî Efendi, 1596 yılında Zile´deki Halvetî Dergâhı´na halife olarak tayin edilmiştir. Şeyhinin 1597´de vefat etmesinden birkaç yıl sonra Sivas´taki Şemsî Dergâhı´na tayin olunmuş ve III. Mehmed´in kendisini İstanbul´a davet etmesi üzerine tebaasıyla birlikte İstanbul´a hicret etmiştir. III. Mehmed, Eğri Seferi vesilesiyle yakında tanıma fırsatı bulduğu Şemsüddîn-i Sivâsî´nin yeğeni olan Abdülmecîd-i Sivâsî´yi şeyhine olan benzerliği ve hizmetlerindeki başarısı nedeniyle İstanbul´a şu ferman ile davet etmiştir:
?Faziletli ve kerametli Abdülmecid Efendi, merhum ammin Şems Efendi´nin Eğri Seferi´nde refakatinden zahiren ve batınen çok menafiler müşahede etmişizdir. Baderrücu Daru´s-Saltana´da ikametlerin murat etmiştim. Pirliği özr-i kavi olmağın izin vermiştim. Hala seni kavlen ve filen ve vasfen ona müşabehet-i tamme ile müşabahetin olduğu mesmuum olmağın derunumuzdan meyl-i tam etmişizdir. Hatt-ı şerifim vüsulünde Daru´s-Saltana´ya hicret etmen emrim olmuştur. İhmal olunmaya.?
Bu davet üzerine İstanbul´a hicret eden Abdülmecîd Efendi, Ayasofya yakınlarında bir eve yerleşmiştir. Padişahın isteği üzerine ilk vaazını Ayasofya Cami´nde yapan Sivâsî, bu vaazı ile herkesi kendisine hayran bırakmıştır. Kısa bir süre sonra mürîdlerinden Reisülküttab Lali Efendi´nin Eyüp-Nişanca´da kendisine hediye ettiği eve taşınmış ve Çarşamba Pazarı yakınlarındaki Mehmet Ağa Tekkesi´nde irşat faaliyetlerine başlamıştır. At Pazarı yakınındaki Hüsam Bey Mescidi´nde Cuma Vâizi olarak da hizmet vermeye başlayan Abdülmecîd Efendi, bir müddet sonra Şehzâde Cami vâizliği görevini de deruhte etmiştir. Mehmet Ağa Zaviyesi´ndeki üç yıllık hizmetinin ardından Yavsi Baba Zaviyesi´ne şeyh olan Hazret, bu arada boşalan Sultan Selim Cami Vâizliği görevini üstlenmiştir. Sivâsî Efendi´nin Süleymaniye Cami´nde tefsir dersleri verdiği ve herkesin müşküllerini hallettiği bilgisi kaynaklarımızda yer almaktadır. Abdülmecîd Efendi, Sultan Ahmed Cami´nin temel atma törenine Aziz Mahmud Hüdâyî ile birlikte iştirak etmiş ve bu törenden sonra Hüdâyî Efendi, caminin Pazar vâizliğine Abdülmecîd Efendi ise Cuma vâizliğine atanmışlardır. Abdülmecîd-i Sivâsî´nin III. Mehmed, I. Ahmed ve IV. Murad ile yakın ilişkileri olmuştur. Özellikle I. Ahmed ile münasebetleri çok dikkat çekicidir. Padişahın ona ?Pederim? şeklinde hitap etmesi ikilinin münasebetlerini gözler önüne sermesi bakımından önemli bir veridir. Bu samimi ilişkilere rağmen döneminde meydana gelen çeşitli olay ve dedikodular yüzünden Sivâsî Efendi zaman zaman zorunlu ikametlere de maruz kalmış, bu süreçte o bir süre Sivas´ta ve bir süre de Bursa´da zorunlu ikâmete mecbur edilmiştir.
Böylesine hareketli ve bereketli bir ömrün ardından Sivâsî Efendi, 1639 yılında İstanbul´da vefat etmiştir. Evinin bahçesine defnedilen Abdülmecîd Efendi´nin kabri üzerine bilahare IV. Mehmed´in annesi Mahpeyker Sultan tarafından bir türbe yaptırılmıştır.
Abdülmecîd Efendi, Kadı-zâdeliler, İdris-i Muhtefi, Hamzavîler, Hurufiler, Bâtınîler, İbâhîler ve Rafizîler gibi birçok oluşumla mücadeleleri ile de tanınmış biridir. Hayatı hakkında bilgi olan ve olmayan yaklaşık elli halife yetiştiren Abdülmecîd-i Sivâsî´nin eserleri, ilim dünyasında saygın bir yer elde etmesine vesile olmuştur. Eserlerinin isimlerini şu şekilde nakledebiliriz: ?Fâtiha Tefsiri, Mesnevî Şerhi, Lezâiz-ül-Âsâr ve Letâif-ül-Ezhâr, Şerhu Kasîde-i Mîmiyye li-Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Fezâilü Salât-in-Nebî, Dürer-ül-Akâid, Şerhu Cezîret-il-Mesnevî, Müşkilât-ı Mesnevî, Bidâatü´l-Vâizîn, Miskâlü´l-Kulûb, Mi´yâr-i Tarîk, Uddet-ül-Müsteiddîn fis-Sarf, Meyâdîn-ül-Fürsân fî Kavâid-i Fârisiyye, Hadîs-i Erba´în, Mekâsıd-ı Envar-ı Gaybiyye, Risale-i Firavn, Nasihatname, Kaza ve Kader Risalesi, Kaside fî Medhi´n-Nebî Aleyhisselam, Şerh-i Hilye-i Rasul, Kaside-i Abdülmecid Sivasî, Mektupları, Tercüme-i Kelâm, Kahru´s-Sûs, Risaletü´l-İslam ve´l-İman, Risaletü´l-Kebâir ve Şerhuhâ, Şurutu´s-Salât, Keffâratu´l-Hams, Risale-i Mufassıla fî hakkı´l-İman ve´l-İslam, Risale-i Mufassala fi´s-Salat, Şerh-i Hadîs-i Âfâk, Metin fi´n-Nahv, Risale-i Mufassala fi´l-Ecniha, Risale-i Hızır Aleyhisselam, Beyânu Şerhi´l-Kebâir, Kerahiyye, Metin fi´-Sarf, Mufassal Şurutu´s-Salat, Risale-i Niyet, Risale-i Savm ve Divan.?
Zile, Tokat, Sivas ve İstanbul´da olduğu kadar Osmanlı topraklarının büyük bir kısmında etkin bir sûfî olan Abdülmecîd-i Sivâsî´nin, Eyüp Sultan Cami´ne yakın bir yerde (İstanbul-Eyüp-Nişanca Semti Merkez Cami Yakınlarında) bulunan kabrinde özellikle İstanbul´daki Sivaslıları ve Sivas´ta olup bir şekilde yolu İstanbul´a düşen Sivaslı hemşerilerini beklediği kanaatindeyiz. Siz de böyle bir gönül sultanını ziyaret edip, manevi tesir halkasına dâhil olmak istemez misiniz?... Haydi buyurun?
Çalışmamızı Abdülmecîd-i Sivâsî´nin Sultan I. Ahmed´e yaptığı nasihatleri içeren şu şiiri ile noktalayalım:

?Dinle ay padişahım nafi olan sözlerimi
Habl-i Kur´ân ile sabit kadem ol bi´l-ikram
Bed dua-yı fukarâdan seni az var sakunur
Habl-i Kur´ân ile sabit kadem ol bi´l-ikram
Şahsa mansıb mı gerek mansıba âdem mi gerek
Din ü devlete layık nedir ey fahr-i kiram
Cevr u zulmün sebebi Rum u arap içre bu kim
Cahili zalimi sebebi vali kılarak tutdu zalam
Biri bu cahile hiç maslahat ısmarlama kim
Geçe ashab-ı maarif önüne ola imam
Ulema zeyyine girdi cühela at saldı
Bu dürr-. Saha-yı dini bozan ey fahr-i izam
Küfr ile mülk durup zulmile durmasa gerek
Sakın ey şah-ı cihaniyan u cühandar müdam
Tişe-i hikmetile mezraa-i madelet
Meşveret tohumunu saç sula dimağ ile müdam.?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?