Yağız atlı yiğit, zaman ötesinden,
Bilemem ki bu âlemin neresinden,
Kurtulup dörtnala cenderesinden,
Sanki haykıracak; gafletten uyanın.
Daha görünmeden bilinecek sesinden,
Koca bir ordu çıkacak sanki heybesinden,
Durdurup yağız atını tutarak yelesinden,
Sanki söyleyecek; sonu yakın dünyanın.
Âlem Aydınlanacak onun şulesinden,
Cihan ürkecek belki de gölgesinden,
Ve tutacak tüm azgınları ensesinden,
Sanki kükreyecek; sıkıysa ateşe dayanın.
Bilemem hangi rüyanın gecesinden,
Belki de bir hayalin penceresinden,
Acep bu zamanın hangi senesinden,
Sanki seslenecek; Hakkın rengine boyanın.
Bilemem hangi milletin sinesinden,
Bir nurlu poyrazın ılık nefesinden,
Bir büyük bayramın arefesinden,
Sanki gürleyecek; vaktidir artık kıyamın,