USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÖLÜM HADİSESİNİN ANLAMI

29-05-2019

Ölüm dediğimiz hadise bir kesişme noktasıdır ki, o noktada, bizim bildiğimiz âlemden, bilmediğimiz bir başka âleme, hayata geçilir. O noktadan sonra varılan âlem, artık, bu dünyada iken görülemeyen, bu dünyanın bilgisi ve ölçüleri ile anlaşılamayan, algılanamayan; artık kendisine özgü kanunları-düzenleri-kuralları olan, kendi hayat şartları olan bambaşka bir âlemdir!

Merhume Yazar, Mütefekkir Ayşe ŞASA, kendisiyle yapılan bir röportajda, ölüm ve ölüm korkusu hakkında şöyle demektedir: ?Üzerinde okuyup, düşünüp, tefekkür edip bir eğitimden geçtikten sonra bana ayne-l yakin ile açılan boyut şu: Ölüm yoktur, hayattan daha derin bir hayat vardır. Ölüm, gerçekte yaşadığımız bu hayattan çok daha derin bir hayatın karşılığıdır?İrfansız insan korkar ölümden!. Gerekli terbiyelerden geçtiğinizde ölüm korkulacak bir şey değildir. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, ? Kâmil insan için ölüm şekerdir´ diyor. İnançsız biri için çok büyük bir musibettir ölüm?Zahirden bakarsanız ölümle her şeyin bittiğini zannedersiniz. En korku verici yanı bu. Bir ?son?!.Bitme, tükenme, kaybolma, yok olma, hiç olma, sonlanma. Halbuki âlemin sonu yok! Sonsuzluk tasavvuru bir defa en büyük ümit!. İnsan, bu sonsuzluk düşüncesinden mahrumsa, yok olacağını, sonlanacağını düşünerek büyük bir korkuya kapılıyor. Bursalı İsmail Hakkı Hazretleri anlatıyor: Evliyaullah halvete girdiği zaman ahretin sedirlerini, ağaçlarını, böyle cam gibi net bir biçimde görür seyredermiş.Gördüğün şeyden korkar mısın? Bir Allah dostu demiş ki: ?seni buradan alıp bilmediğin bir yere götürmeye kalksalar tabii olarak korkarsın. Ama gideceğin yerin neresi olduğunu, orada neler olacağını bilsen korkmazsın.´ Kur´an da, arifler de gideceğimiz yerin tarifini veriyorlar. Bize düşen, keşiflerimizin açılması için Allah´a yalvarmak ve gideceğimiz yeri öğrenmek !?(Ali Burhan EREN, Açık Görüş, Star Gazetesinin Pazar Eki, 22.06.2014, s.7)

İlme´l- yakîn ile ayne´l yakîn arasında ne fark vardır: İlme´l-yakîn, peygamberlikleri dolayısıyla peygamberlere aittir. Ayne´l-yakîn ise meleklere aittir. Şöyle de denilir: İlme´l-yakîn, hayattakiler için ölümü ve kabirleri bilmesidir; çünkü onlar ölülerin kabirlerde olduklarını bilirler; ancak orada hallerinin nasıl olduğunu bilemezler. Ayne´l-yakîn ise ölülere aittir; çünkü onlar kabirleri gözleriyle görmüşlerdir; kabir,ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut da cehennem çukurlarından bir çukurdur! Şöyle de denilir: İlme´l-yakîn cennet ve cehennemi bilmektir; ayne´l-yakîn ise cennet ve cehennemi görmektir!( İmam-ı GAZALİ, a.g.e.s. 316-317)

Tam yeri gelmişken, Hz. Peygamber(s.a.s.) Efendimizin bir hadisini tekrar edelim:?Sizden hiç biriniz, gideceği yerin neresi olduğunu bilmeden ve hatta Cennet veya Cehennem´deki yerini görmeden dünyadan ayrılmaz!? .(İ. GAZELİ, a.g.e.s.308; İbn Ebid- Dünya)

Bu hadisi bir ayet de teyit etmektedir: ?Melekler, onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, ?selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete´ derler? (Nahl,16/32).Yani Ölüm meleği, henüz ruhunu teslim almadan, mü´min kişi hayatta iken, tam canını alırken Cennetle müjdelemektedir.

Demek ki, ölüm halinde insana ayne´l-yakîn yetkisi, yeteneği verilmektedir Ümit Şimşek Hocanın da belirttiği gibi: ??gizliliğin açığa çıktığı o an gelir. O an, dünya perdesinin kapanıp ebedi hayatın gözler önüne serildiği andır. Mü´min, o sadık dostlarını (melekleri) işte o anda gözüyle görür ve müjdeyi onlardan alır.? (Ümit Şimşek,İslâm İnanç İlmuhali,Diyanet İ.B.Yayını ,Kaynak eser.52 s.117). Nitekim halk arasında ölüm döşeğinde olan bazı kimselerin son anda gülümsediği, bazılarının da yüzünü acı ile  buruşturduğu söylenir !

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?