USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TARİH BİLİNCİ

06-01-2020

Teknolojik yeniliklerin inanılmaz hızı, seküler dünyayı daha da ötelere taşırken, geleneksel değerlerde aynı hızla aşınmakta ve erimektedir. Artık dünya daha hızlı dönmekte ve bu dönüş toplumları adeta köklerinden sarsmaktadır. Milletlerin köklerinden kopmaması; bireylerin geçmişe uzanan köklerle sağlam bağlar kurması sonucunda gerçekleşir ve bir netice verir. Bu anlamda tarih kolektif bir bellek vazifesi görmektedir. Diğer milletlere oranla Türk milleti tarihten daha fazla beslenmekte ve etkilenmektedir. Kökü derinlerde olan bir milleti aynı reflekslere yönlendirmek (özellikle siyasi kültürde ) ancak ortak tarih bilincinin harekete geçirilmesi sayesinde gerçekleşir. Bu anlamda millî bir tarih anlayışı ve bilinci oluşturulmalıdır. Fakat bu neticeye ulaşmak yazıldığı kadar kolay değildir. Zira millî bir tarih anlayışı ancak millî bakabilen, okuyabilen, yaşayabilen aydınlarla ve bilim adamlarıyla gerçekleşir. Zaten bizdeki temel mesele de budur. Bu meselenin kaynağı, tarihçilerimiz başta olmak üzere, diğer disiplinlerde bilimsel çalışmalar yapan (özellikle dil)  bilim insanlarının millî bir zaviyeden bakması veya bakmaması ile ilgilidir. Kendi milletine ve değerlerine yabancı, bireysel çıkarlarını ülke ve millet çıkarlarının önüne koyan, ülke ve millet çıkarlarıyla buluşmayan veya buluşamayan aydın zümresi (!) ile yol alınamayacağı muhakkaktır.  İlkokuldan üniversiteye hala Batı merkezli bir tarih anlayışının egemen olduğu ülkemizde, millî bir tarih anlayışının ortaya konmasıyla işe başlanmalıdır. Kültürümüzün omurgası olan dilimize mutlaka gereken önem verilmelidir. Şayet nesiller millî bir kimlik kazandığı sürece millî bakabilir ve yorumlayabilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin bir devamı olduğunu nesillerimize özellikle anlatmalıyız. Kökü mazide olan bir millet olmanın ne anlama geldiği bilinci oluşmadan geleceğe güvenle bakamayacağımızın herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir. Ancak millî bir duruşa sahip nesiller vatanlarının, milletlerinin, devletlerinin istiklaline ve istikbaline sahip çıkarlar. Millî duruş; tarihimizi, kültürümüzü, inancımızı, irfanımızı, değerlerimizi bilmek, yaşamak ve korumaktır. Kendi olmak, kendi kalmaktır. İçinde doğup büyüdüğü halka, topluma, millete ve onun değerlerine sahip çıkmaktır.  

Üstad  Akif´in söyleyişiyle

?Oyuncak sanmayın! Ahlâk-ı millî, rûh-ı millîdir,

Onun iflası en korkunç ölümdür: Mevt-i küllîdir.?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?