KUL İLE KÜL OLMAK ARASINDAKİ ÇELİŞKİLER

Aynur DOĞAN

5 yıl önce

An olur kendimizle, hayatla çeliştiğimiz gerçeği ile yüz yüze geliriz. Bazen elimizde olmayan yaşam şartlarından veyahut meşakkatlerinden kaynaklı bir durum gibi gözükebilir. Fakat sorguladığımızda bu nasıl bir hayattır ki kendimizi, kendimiz olmanın dışına taşırırken aşağılaşabiliyoruz.

Misal kendim Aynur yani Yunus Emre´nin "ete kemiğe büründüm insan diye göründüm" deyiminden çok daha fazla konumu ifade edebiliyorum. Bunu bize böyle öğrettiler! Ardından yaratıcının kulu, kölesi, hizmetçisi olduğumuzun o güzel gerçeğini kıyamete kadar süreceğinden şüphem yok.

O halde çeliştiğimiz noktayı iki kavram arasındaki çekişmeden kaynaklandığını öne sürebilirim. Yani aslında biri kul, diğeri kül olmanın kesiştiği yerdeki çekişmedir. Bu iki şey arasındaki ayrıma dikkat edilebildiği takdirde kim bilir belki de kavramların dizginini artık elimize alarak, kendimizle çeliştiğimiz o anlara son vereceğizdir.

Bu benim, senin hatta herkesin anahtarı olacaktır. Şöyle bir sınıflandırma yapmak istiyorum; evet kul çok şey ifade ediyor fakat kül ise uçup giderken yokluğun, yok olmanın, hiç bir şey ifade edememenin zıt tablosudur. Kül tek başına bir açıklamaya tabi tutulamıyorken, aslında kül, kul olmanın bir nevi izahıdır.

Bu nasıl olabilir? Şöyle demek istiyorum kardeşlerim. Kül hayatının merkezine yaratıcıyı koyamayanların, yokluktaki ifade ediliş şeklidir evet fakat inandığımızın, sevdiğimizin yolunda yanarak yanıp da kordan küle dönüşmekle derin anlamlar ifade etmektedir.

İşte o vakit çelişerek yorulduğumuz kendimizi, Allah´a karşı tam tekmilli yani kendimizi hazır olda bulacağız. Hani ayetinde diyor ya, "...ikiyüzlüler... Allah´ı aldatmaya uğraşıyorlar..."(Nisa 143-144). Değerli kardeşlerim, kendimizle bile çeliştiğimizde bu noktayı kaçırmamak gerektiğine inanıyorum. Kısacası meselenin özünü bir dua ile noktalayalım, Allah hepimizi ıslah eylesin...

YAZARIN DİĞER YAZILARI