USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI

19-09-2023

Boşanma, hukuken mevcut olarak kurulan evlilik birliğinin yasal olarak sona erdirilmesidir. Son dönemlerde ülkemizde yaygınlaşan boşanma ancak; Türk Medeni Kanunu’nda sayılan boşanma sebeplerinden bir veya birkaçının varlığı halinde hakimin tarafların boşanmasına karar vermesi ile mümkündür.

Evlilik; çiftlerin ortak bir hayat kurmasıdır. Evlenen çiftler ortak bir hayat kurarak toplumun temeli olan aileyi kurmaktadır. Bu nedenle iki farklı kültür ve ortamda yetişen iki kişinin evlilik birliğini sürdürmesi için belli şartları, sorumlulukları da yerine getirmesi gerekmektedir.

 Tarafların ayrı ayrı kültürlere ve karakterlere sahip olması bazen evlilik içerisinde beklenen ve olması gereken aile ortamını sağlayamamaktadır.   

BOŞANMA DAVASI NASIL AÇILIR?

Taraflardan birisi ya da her ikisi boşanmak istiyor ise öncelikle tarafların anlaşmalı olarak mı yoksa çekişmeli olarak mı boşanacağı tespit edilmelidir. Taraflardan her ikisi de boşanmak istiyor ve boşanmanın diğer unsurlarında da anlaşmışlar ise anlaşmalı boşanma yolu ile boşanacaktır.

GÖREVLİ MAHKEME

Görevli mahkemeler aile mahkemeleridir. Aile mahkemeleri dışında başka bir mahkemede dava açıldığı vakit mahkeme, görevsizlik nedeniyle açılan davayı reddedecektir. Aile mahkemesi olmayan yerlerde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri de bu davaya bakabilecektir.

YETKİLİ MAHKEME          

Dava açmak isteyen kişi, eşlerden birinin ikametgahında boşanma davası açabileceği gibi eşlerin dava açılma tarihinden altı ay öncesine kadar bulundukları ikametgahta da açabilecektir.

Boşanma davalarında kesin yetki bulunmamaktadır. Eşini terk eden ve başka bir ilde yaşamaya başlayan eş yaşadığı ilden açabilecektir.

ANLAŞMALI BOŞANMADA PROTOKOL

Anlaşmalı boşanma davası Türk Medeni Kanunun 166/3’ te düzenlenmiş genel boşanma sebeplerindendir. Aynı zamanda mutlak boşanma sebeplerindendir. Bu davanın en büyük avantajı diğer davalara göre daha kısa sürmesi ve tarafların uzlaşma kapsamında boşanmayı içselleştirerek yıpratıcı bir dava sürecinden uzak kalmasını sağlamaktır.  

Bu düzenleme ile kısmen kişilerin irade ilkesi kısmen de evlilik birliğinin temelinden sarsılması ilkesine yer verilmiştir. Elbette ilke olarak hâkim kararı gerekmektedir.

Tmk 166/3'e göre ''Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin

davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma

kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına

kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul

edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz

önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin

taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi

bağlamayacağı hükmü uygulanmaz''

Kanun metninden anlaşılacağı üzere evlilik en az bir yıl sürmüş olmalı ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılacaktır. Bu kıstas sağlanmışsa hâkimin boşanma kararı verebilmesi için tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur.

 

Anlaşmalı boşanma davasında tarafların mahkemede hakim karşısına çıkarak hâkimin tarafları bizzat dinlemesi gerekir.  Bu sebepledir ki her iki tarafta hâkim karşısın da anlaşmalı boşanma arzularını dile getirip “anlaşmalı boşanmak istiyoruz kendi özgür irademizle ve ayrıca protokoldeki tüm şartları kabul ediyoruz deyip protokol altındaki imzalarda bize aittir’’ şeklinde beyan etmesi gerekmektedir.

 

ANLAŞMA PROTOKOLÜNDEKİ HUSUSLAR

 

Anlaşma protokolünde müşterek çocuk var ise ilk önce çocuğun üstün yararı göz önünde tutularak velayet konusunda  anlaşma sağlanmalıdır. Velayet konusu hallolduktan sonra ise velayeti kendisine verilmeyecek ana veya baba ile çocukla kişisel ilişkisini de düzenlemek gerekiyor.  Sonra da çocuğun giderleri için iştirak nafakası konusunda anlaşılmış ise bu husus düzenlenmelidir.

 

İkinci düzenlememiz gereken kısım ise tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri kısmıdır. Aslında tedbir nafakası istenemez diye bir şey yok bazı durumlarda anlaşmalı boşanma davası 1 veya 2 ay sürebilir bu yüzden talep edilebilir. İşte eşin yoksulluk nafaka talebi var ise protokolde bu husus belirtilip ardından da yoksulluk nafakası ödeme planı ve şartları konusunda anlaşma yapılmalıdır. 

 

Üçüncü düzenlenmesi gereken kısım maddi ve manevi tazminat alacaklarıdır. Maddi ve manevi tazminat konusunda taraflar anlaşmış ise bu durum açık bir şekilde belirtilmiş olmalıdır.  Fakat bazen de taraflar birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talep etmemişlerdir. Talep yoksa da protokole; taraflar bu konuda birbirlerini ibra etmektedirler şeklinde yazılırsa yeterlidir.

 

Dördüncü düzenlememiz gereken ise mali sonuçlarıdır. Yani eşe verilecek mal ve haklar neler olacaktır bunu belirlememiz gerekiyor. Kişisel eşyalar, düğünde takılan takılar, evlilik içerisinde alınan mallar vesaire bunların hepsinin tek tek protokolde belirtilmelidir.  Bu hususlar şarta bağlanamaz şarta bağlandığı takdirde sarih bir anlaşmadan söz edilemez ve dava çekişmeli boşanma davasına döner.

 

Düzenlenen protokolde mağdur olan taraf olursa hâkim kendisi protokolün o maddesini alıp değiştirebilecektir. Bu değişiklik sonucunda taraflar bu hususu kabul etmez ise dava yine çekişmeli boşanma davasına dönüşür. 

 

Anlaşma protokolü düzenlenip hâkim tarafından uygun görülürse dava açılır mahkeme protokol uyarınca boşanmaya karar verir ardından gerekçeli karar yazılır. Bu karara karşı tarafların 14 gün içerisinde bölge istinaf mahkemelerine gitme hakları vardır. Yasal süreler dolduktan sonra karar kesinleşir.

 

Anlaşmalı boşanma protokolünde, “herhangi bir talebim yoktur”, “maddi ve manevi tazminat ve tüm alacaklarımı aldım” , “ortak konuttaki ev eşyalarını paylaştık başka herhangi bir alacak talebim yoktur” , “tüm hak ve alacakları mı aldım bu sebeple herhangi bir başka dava açmayacağım” şeklindeki ifadeler açıkça mal paylaşımı yapıldığını ispatlamayacağı için yalnızca boşanma davasının eki niteliğindeki talepler için (maddi manevi tazminat, nafaka vs.) geçerlidir. Anlaşmalı boşanma protokolünde bu şekilde yer alan ifadeler, boşanma kararı kesinleştikten sonra katılma alacağı veya değer artış (katkı) payı alacağı nedeniyle mal paylaşımı davası açmaya engel değildir.

 

Bir başka dikkat edilmesi gereken husus; kadın kocasının soy ismini devam ettirmek istiyorsa protokole yazılabilir.  Taraflar bunu protokolde anlaşmışlar ise hükümde kadının kocasının soy ismini taşımasına yer verilmesini talep etmelisiniz.

 

Son olarak yargılama giderlerini ve vekâlet ücretini de taraflarla konuşup uzlaşılmalıdır. Bu uzlaşmaya göre hükümde yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusu hükümde yer alacaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?