BOĞAZDAN GEÇMEME YA DA İÇE SİNMEMEK!..

Sevmenin,"Gönülden sevmenin" çeşitli tezahürleri vardır.Tuza, kuzuya hasret koyunun duyguları da başkadır. Her sevgide kolay kolay bu yüceliği bulmak mümkün değildir.

Bu yücelik sevenin, güçlü ve eşsiz duygusuna bağlıdır.

Kimi, sevgiyi bir gönül oyunu zanneder. Kimi, bir an için sevginin yüceliğinden dem vurur, sonra da sıradan bir işmiş gibi değerlendirir. Kimi vardır, herşeyi o sevgi ile kaimdir. Bu sevgi dışında değer verdiği hiçbir şey  kalmamışır, olamaz da..

Yediği, içtiği, onsuz boğazından geçmez, içine sinmez.

Gönül dostlarından birinin elimde, bu içten duyguları yansıtan dizeleri-mısraları-vardır.

Saf, temiz, samimi ve katıksız deyişlerdir. Bakın bunlarda ne diyor?

Boğazımdan geçmez cennet taamı,

Sensiz yediklerim içime sinmez.

Tüm güzelliklerin hemen tamamı,

Sen yoksan dert olur,acım hiç dinmez.

Bu duygular eşsiz, yüce sevginin ta şahikasıdır. Bu sevginin muhatap olduğu sevgili, artık dünyada ne isteyebilir? Her halde onun tek görevi, bu yüce duygu ve sevginin karşılığını vermektir.

Ama, her sevgi, tavır ve hareketle tezahür eder, sergilenir. Sevgili, seven gibi duyar, düşünür mü bilinmez.        

Neye yarar sensiz, deniz ve kumsal,

Sen yoksan olurum daha duygusal,

Anlatmak istesem aşkı mufassal,

Gönlümde düğümü, dilime inmez.

Ayrılık, hasret çekilmez bir derttir. Bunları anlatmak isteyecek olsa anlatamaz, gönlünde düğümlenir kalır. Dile gelmez, sensiz getirmek istemez. Gelirse ne olur? Bir çare zuhur eder mi? Dinleyelim bakalım.

Kimse benim gibi sevip, duyamaz,

Ayrı geçen ayı yılı sayamaz,

Kendini hiç zevkten alıkoyamaz,

Hercai derdimi anlayıp bilmez.

İşte, sevginin üzücü tarafı budur. Sevgilinin sergilediği tavır ve hareket bu sevginin, bu duygunun karşılığı mıdır? Sevgilinin tavrını bir uyumsuzluk, bir hercailik olarak tanımlar.

Her hafta can atar koşar Ada´ya,

Kurmuş kampingini uymuş modaya,

Bizim birliğimiz kalmış Hüda´ya,

Sevgiyle eğlenir insafa gelmez..

Yazık, sevenin bu içten duygularının bu mu olmalıydı? Daha temkinli, daha tedbirli, daha duyarlı olması gerekmez miydi? O, kendisini dostlarına adamışsa, seveninin halini dikkate almayıp onun gibi duymuyor, yaşamıyorsa kim ne diyebilir? Gönül onun, karar onun değil mi?

O, dostuyla sürer zevmi, sefayı,

Sevenine yükler cevri, cefayı,

Unutmuştur sanki ahdi, vefayı,

Seveni kahreder insafa gelmez.

Evet, ne yazık ki hayatta duyguları birbirine zıt birbirine uymayan bu türlü seven ve sevilen sevgililer de vardır.

Sevilen,gördüğü sevginin karşılığını verse,ortada bir uyumsuzluk kalır mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlhan SÜMER Arşivi

KİM, KİMİN DERDİNE ORTAK OLUR Kİ?

07 Kasım 2019 Perşembe 01:05

KALABALIK İÇİNDE YALNIZLIK DUYMAK!..

02 Kasım 2019 Cumartesi 01:04

KİM NE ÇEKERSE, GÖNÜLDEN ÇEKER!..

28 Ekim 2019 Pazartesi 01:05

MARİFET İLTİFATA TABİDİR

21 Ekim 2019 Pazartesi 01:05

SÖZ VE NASİHAT?

05 Ekim 2019 Cumartesi 01:05

DİZELERLE ANLATMA SANATI

20 Eylül 2019 Cuma 01:05