BU TARZ BENİM DEĞİL

     Ben  bir  medya  eleştirmeni  değilim  ama   gördüğüm  ve  izlediğim  programları  yorumlamak  ve  sorgulama  mekanizmamı   çalıştırmak  için eleştirmen  olmaya   da   gerek  yok   sanırım.
      Geçenlerde  bir  arkadaşımla  telefonla  görüşürken daha  sonra  konuşalım, dedi. Kendisinde  bağımlılık  yapan   moda  yarışması  Bu  Tarz  Benim' in  elemesi  varmış  da…
    Neyse   efendim,   sosyal  medyanınve  arkadaşımın  sayesinde   haberdar  olduğum    şu  yarışmayı  bir  de  ben  izleyeyim  dedim  ve  birden  kendimi  televizyonun  karşısında  buldum.
     Ekranların  kıdemli yarışmaları Bugün  Ne   Giysem?   ve   Yemekteyiz    formatında  bir  program  olup  tamamen   şov  matematiğine  sahip   yarışmayı  büyük  bir  tahammül  gücü  göstererek   izledim.
      Kavgalarıyla, polemikleriyle, Nurella'sıyla  gündemden düşmeyen, taklitleri yapılan, birçok program tarafından tiye alınan, sanal  alemi  capsleri ile  yıkan,  ekranların fenomen  moda   yarışması  buymuş  demek !
       İsmiyle   bir  türlü müsemma   olamayan   programda; hırs, ihtiras, ihtişam, kıskanma,  laf  dalaşı, atışmalar, aşağılamalar, hakaretler, mahalle  kavgası  türünden  tartışmalar  yani  ne   ararsanız  var. Yarışmacılar konsept  gereği  her  gün  bir  yere  gidiyorlar. Genellikle  de  eğlenceye. Daha  sonra ceviz   kabuğunu  doldurmayan, incir  çekirdeği  kadar  konular   yüzünden  başlıyorlar   ergenler  gibi  kavgaya. Memleket   meselelerini   tartışan, kelli  felli  adamların yaptığı  gibi   ciddi  ciddi   tartışıyorlar. Biri   ağlıyor, diğeri  ona  laf   atıyor. Ayşegül    adlı  yarışmacının  mimikleri  bugün  ilkokul  çağlarındaki  çocukların  yaptığı  türden. Ağzını   yüzünü eğiyor. Jürilerden Kemal  Doğulu'ya  yarışmacılardan  biri  küsüyor. Uğurkan   Erez,  her  cümlenin  sonunda kardeşim   diyerek, diyar  diyar   her  ile   selam söylüyor. Ayakta   görmediğimiz, vücudunun  hep  üst  tarafı   gösterilen   Nur   Yerlitaş, her çalan şarkıda aynı  efkarlı  figürleri kullanarak şarkıya eşlik   ediyor. Hala  orada  neden  bulunduğunu  anlayamadığım   Kemal   Doğulu, tüm  kibarlılığıyla  'yıldım, sıkıldım, bunaldım, sinir krizleri geçiriyorum 'diyor. İvana  Sert,   bir  türlü  düzeltemediği   Türkçe'siyle  kızlara  buti   ya  da  stiletto  giymeleri  gerektiğini   söylüyor. Sunucu   bayan,   kızlar  arasında  geçen  atışmaların  fitilini  hemen   ustalıkla   ateşliyor.
      Jüriler, ilk  başta  yarışmacılar   kavga  ederken  hiç  müdahele etmiyorlar , daha  sonradan  da  Özlem  adlı  yarışmacının  ağzını bantlayıp  onu  yerden  yere  vuruyorlar. Travmatik    hayatlar,  ailesel sorunlar,  stüdyoyu  terk  etmeler,  dökülen   gözyaşları, arkada  yapılan  dedikodular, küsmeler, barışmalar. Konuşmaların  ezberletilmiş    birer  replik   olmasının  yanı  sıra, her  şey  bir  kurgu ,  senaryo,  oyundan  ibaret. Ben buna   televizyon  tiyatrosu  diyorum.
      Yarışmacı   kızlar  ya  şıklar  tarz  değiller, ya  da  tarzlar  ama  şık  değiller. Bazen  de  çok  yol  katediyorlar, bazen  bedenlerini  tanımıyorlar.'' Bunun altına bu ayakkabı olmamış, kafanı  beğenmedim, bacağını yarıda kesmiş, bacak boyunu kısa göstermiş, stiletto  giymelisin, senin  bir  tarzın  yok.'' gibi  eleştirileri duyuyorlar. Jüriyi umduğu  kadar etkileyemeyen    kızlar,  birbirleriyle  olan  polemikleri  sayesinde   ve   her  gün  kombin  yapmaktan  bitap  düşüyorlar. Ayrıca   kıyafet, aksesuar, ayakkabı, çanta  filan  derken   100 bin  tl  ödül  için,  neredeyse   40 bin  tl  harcamış  oluyorlar.
Daha    birinci sezon bitmeden   ikinci  sezon  için  programa konuk yarışmacılar geliyor. İki  sezon  aynı  anda. Başka hiçbir yerde  göremezsiniz  bunu.
Ekranların  fonemen  yarışması ,  ne zaman, nerede, ne giyilir, tarz nasıl yaratılır ve en şık kadın olmak bu kadar zor mu dur? Sorularına, yanıt arıyormuş. Bu  ülkede  tarzın  ne  olduğunun  analizini   ve  bu  soruların  cevaplarını  demek  ki    bir  dediği  bir  dediğini  tutmayan  üç  tane  jüri  belirliyor.
Acaba  bu  ülkede  kim  tarz?  Gerçekten    onu   da   merak  ediyorum.
Kadın programı olmasına rağmen  izleyenlerin  yüzde 90'ı erkekmiş, hiç şaşırmadım. Full makyajlı, derin dekolteli,  platin   saçları  ve   kaşları  örten  kakülleriyle  süper   mini  giymiş  bayanlar ,  göbeği   ya  da   sırtı   açık bir  şekilde,  ayağındaki  on  beş  santim  topukla,  her gün  farklı  bir  kombinle   podyumda   boy  gösterip  arzı  endam  ediyorlar.
Zaten oraya   kadınları  değil ,  erkekleri   oturttursalar   bu  kadar   gündem  oluşturur  muydu?
Sadece   erkekler  mi? Daha  ortaokul  sıralarındaki  birçok  öğrencinin  bu  yarışmayı  takip  ettiğini  ve  birbirleriyle kimin  eleneceği  hakkında   iddiaya  girdiklerini  bile   biliyorum. İşin  en  garip  yanı  da  her gün  sosyal  medya  kullanıcıları  sanki  bir  jüriymiş  gibi  yarışmacıları eleştiriyorlar, yorum  yapıyorlar. Sanıyorsunuz  ki  bütün  ülke  oturmuş  bu  programı  izliyor. Bu tarz programlarda yaşanılan skandallar, laf dalaşları, dedikodular, seviyesizlik   vs.  demek  ki  izleyicinin hoşuna gidiyor.  Sözün  özü  bence  herkesin   izleyip  ibret alması gereken bir   televizyon programıdır. Türk moda mizahını ve medyasını   tamamıyla ve   ilginç bir şekilde realist olarak gözlerimizin  önüne  sermektedir. Bir  komedi  gibi  oturun   izleyin   ve izletin. İnanın    dert  tasa  kalmayacaktır sizde. İyi  ki  hayatı   bu   tarz  benim  gibi  yaşamıyoruz  dedikten  sonra,  izlediklerim  için beynimin ''tümünü  sil '' seçeneğini  kullanıyorum.  Program   için  de    çok  üzgünüm  ama   tarzsızlığınızla  tarzsınız    fakat   benimle  değilsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

6 Eylül Tarihli Gazetemiz

06 Eylül 2025 Cumartesi 11:32

7 Ağustos Tarihli Gazete...

07 Ağustos 2025 Perşembe 09:57

6 Ağustos Tarihli Gazete...

06 Ağustos 2025 Çarşamba 10:35

5 Ağustos Tarihli Gazete

05 Ağustos 2025 Salı 10:24

4 Temmuz Tarihli Gazete...

04 Ağustos 2025 Pazartesi 10:16

2 Ağustos tarihli gazetemiz

02 Ağustos 2025 Cumartesi 09:18

1 Ağustos tarihli gazetemiz

01 Ağustos 2025 Cuma 10:16

31 Temmuz Tarihli Gazete...

31 Temmuz 2025 Perşembe 11:07

30 Temmuz Tarihli Gazete

30 Temmuz 2025 Çarşamba 10:05

29 Temmuz Tarihli Gazete

29 Temmuz 2025 Salı 10:11