CUMA SIKINTILARI
Diyanet Teşkilatı ve oraya personel yetiştiren imam hatip, ilahiyat gibi mektepler, gelenek icabı, ezberlenerek hafızalara emanet edilen bilgileri tartışmasız doğru kabul etmektedir. Bu anlayışa göre, kendilerinden öncekilerin asla kritik ve analiz etmeksizin kendilerine aktardıkları bilgiler, yine tartışılmaksızın ezberlenir. Boş bir bidonu doldurur gibi? Din öğretiminin temel esası budur ve ?akıl etmek? (analitik düşünmek) gereksiz görülmektedir. Bunun için memleketimizde Selçuklu ve Osmanlı medreselerinden bu tarafa bu ve benzer kurumlar vasıtasıyla yürütülen din öğretimi koftur.
Allah´ı, Hz. Muhammed´i, İslam´ı doğru anlamamıza cehaletimiz ve avamlığımızdan daha çok, avam kitle tarafından takdis edilen bu kurumlar, asıl engel teşkil etmektedir.
Teşkilat ve onun zübdesini oluşturan mektepler, Hz. Muhammed´i hem Kur´an´la hem kendi söyledikleriyle çelişen sözler söyleyen bir insan olarak sunmaktan vazgeçmedikçe benim için itimat edilmez kurumlar olarak lâ-şey hükmünde kalacaklardır. Meselem kurumları itibarsızlaştırmak değil, İslam´ın itibarına halel getirmelerine, gölge düşürmelerine karşı ferden bir muhalefet şerhi düşmektir.
İşte 27 Temmuz 2018 günü cuma hutbesinin hemen girişinde okunan hadis:
- 1. ?Kim kalbiyle tasdik ederek Allah´tan başka ilah olmadığına ve Muhammed´in Allah´ın Resûlü olduğuna şehâdet ederse Allah ona cehennemi haram kılar.? (Buhari, İlim, 49)
Sadece iman etmeyi cehennemden beri olmak için kâfi gören bu söze ve anlayışa göre, amel ve ahlakın ahiret hayatında bir karşılığı yoktur.
Aynı hutbede okunan bir başka hadis:
- 2. ?Allah´a iman ettim de, sonra dosdoğru ol? (Müslim, İman, 62)
Hz. Muhammed, bir arkadaşına verdiği öğütte, iman ettikten sonra da ahlaken doğrulukla donanmasını söylüyor.
Bu iki hadise göre, Hz. Muhammed cehennemden kurtulmak için bir arkadaşına yeterli gördüğünü diğeri için yeterli görmüyor.
Aynı hutbede dile getirilen bir ayet:
?Rabbimiz Allah´tır deyip de istikamet üzere yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: Korkmayın, kederlenmeyin, size vaat olunan cennetle sevinin!? (Fussilet, 41/30)
Allah, kendisine iman etmemiz ve bununla yetinmeyip ayrıca onun belirlediği çizgide yaşamamız hâlinde cennet vaadinin gerçekleşeceğini söylüyor.
Yani Allah cennete gitmek için imanla beraber onun istikametine uymamız gerektiğini söylerken, Hz. Muhammed metinde bir numaralı hadiste görüldüğü üzere Allah´ın ilahlığıyla, kendisinin peygamberliğinin tasdik edilmesinin cehennemden muafiyet için yeterli olacağını söylüyor. Öyle mi? Bir dediği bir dediğiyle örtüşmeyen bir peygamber sunmak, zulümdür.
Merhum ve mağfur Aliya İzzetbegoviç´e kulak verelim:
?Ben olsam Müslüman Doğu´daki tüm mekteplere eleştirel düşünme dersleri koyardım. Batı´nın aksine Doğu bu acımasız mektepten geçmemiştir ve birçok zaafın kaynağı budur.?
Din öğretiminin bütün kurumlarıyla ıslaha ihtiyacı çok açık, lakin kimlerle ve nasıl?
