Cumhuriyetin 100. Yılında Sivas kırmızı beyaza büründü. Her yaştan, her meslekten insanlar gururla ve umutla cumhuriyetin 100. Yılına ulaşmanın mutluluğunu yaşadılar, yaşattılar. Valiliğimiz ve Belediyemiz başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu 100. yıl kutlamaları düzenledi. Atatürk ve Kongre Müzesi doldu taştı. Çoluk çocuk genç yaşlı herkes günlerce ellerinde Türk bayrakları, dillerinde birbirinde güzel marşlarla cumhuriyete gülümsediler. Evlere işyerlerine asılan Türk bayrakları gönüllerdeki coşkuyu artırdı. Türkiye Cumhuriyeti Sivas’ta 200. Yüzyılına bu güzelliklerle girdi ve 2023 bitene kadar da bu güzellikler devam edecek gibi görünüyor.
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliye’ye 108 gün ev sahipliği yapan Sivas’ta Cumhuriyet kutlamaları tabi ki daha anlamlıdır. Bugünkü Kongre binası "Millî Mücadele Karargâhı" olarak kullanılmıştır. O gün Mustafa Kemal Atatürk’e güvenerek bağrını açan, çeyizindeki yatak örtüsüne varana kadar varını yoğunu ortaya döken Sivaslı, bugün de Cumhuriyete sahip çıkışını bir kez daha göstermiştir. O gün yaşananların tekrar dile getirilmesi, o dönemdeki kahramanların isimlerinin anılması, Türk gençliğinin bugünlere gelinirken nerelerden geçildiğini bir kez daha anlaması adına yapılan her toplantı, her kutlama, her anma çok kıymetlidir.
Bir çocuk dünyaya gelirken annenin yaşadığı doğum sancıları gibi, yeni bir ülke doğarken de çekilen sancıların en önemli evresiydi Sivas’ın “cumhuriyet günleri”. O sancılarla dünyaya gelen Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Doğum gününü kutlamak, bugünlere ulaşmak her Türk vatandaşının haklı gururu, varoluş gayesidir. Elbette bu kutlamalar çok daha geniş katılımlarla uluslararası düzeyler olabilirdi. Mesela Sivas Kongresinin bir belgeseli çekilerek o dönemki imkansızlıklar, milli mücadele ruhu, insanların vatanına sevdası, Atatürk’ün yanında olanlar kadar karşısında olanlar, bilinenler bilinmeyenler bu filmde işlenerek bunun gösterimi sinemalarda 29 Ekimde yapılabilirdi. Ya da o dönemde kadın erkek genç yaşlı herkesin mücadelesini simgeleyecek, o günleri hatırlatacak 100. Yıla özel bir anıt yapılabilir, açılışı 29 Ekim’de yapılabilirdi. Özellikle kadınların cumhuriyetle birlikte elde ettikleri kazanımlar üzerine bir sergi, bir tiyatro ya da çeşitli konferanslar düzenlenebilirdi. Bu etkinlikler aylarca sürebilirdi. Sorsan herkesin kafasında ayrı bir güzellik vardır, o günleri yad etmek adına. Elbette ne yapsak az o günlerin anısına, ne desek eksik kalıyor.
Büyük önder Mutafa Kemal Atatürk 10. Yıl Nutkunda Türk halkına şöyle seslenmiştir:
“Yurttaşlarım! Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz.
Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk az zamanda çok ve büyük işler yaptıklarını, bunu Türk milletinin azmiyle gerçekleştirdiklerini, ancak bu yapılanların yeterli olmadığını ve ülkemizi gelişmiş ülkeler seviyesine değil, onun da üstüne çıkarmak için yapılacak daha çok işimiz olduğunu ifade etmiştir. O gün Atatürk’ün liderliğinde çevresinde olan, bu vatanın kurtuluş ve kuruluşu için canını, malını ortaya koyan her bir kişinin haklarını ve dökülen kanların bedelini ödeyebilmek, ülkemizi muasır medeniyetlerin üzerine çıkarabilmek için her zamankinden daha çok çalışmamız gereklidir. Yaptığımız kutlamalar, yaşadığımız coşkular işlerimize enerji, verimlilik ve bereket olarak yansımalıdır. Büyük bedeller ödeyerek kazandığımız Cumhuriyetin kıymetini her fırsatta bilmeli, geçmişimizi her fırsatta öğrenmeli, öğretmeli ve ne büyük bir millet olduğumuzu unutmamalıyız. Bunun için muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
“100. Yaşı kutlu olsun güzel ülkemin…Yaşasın Cumhuriyet…”
