DEDE PAŞA EFENDİ

Yakın zaman önce vefat etmiş bir tasavvuf ehlinin fikirlerinden bazı alıntılar yapacağım. Günümüz yazarlarından birçoğu, geçmişte yaşamış bazı insanların hayatını ve fikirlerini yazarak gelecek nesillerle överek tanıtmaktadırlar. Bahsedilen kişi, dini açıdan kendinden sonrakilere örnek olacak bir hayat yaşamış ve okunup istifade edilecek eserler bırakmışsa tabi’i ki bu şahsiyetleri tanıtmak güzeldir. Fakat yaşantısı ve fikirleri içinde gelecekte okuyanlarını aklını karıştıracak, fikrini bozacak, imanına zarar verecek unsurlar varsa, bu eserleri kendinden sonrakilere zarar vermesin tanıtmak lazım ki okuyup ta sapık fikirlerin tesirinde kalmasınlar. Bu tür çalışmalar, Yüce Allah’ın Kur’an-ı kerimin de emrettiği “Nehyi Münker” görevini yapmak demektir. Yani, kötü olan şeyin yapılmasını engellemek de Allah’ın emridir.
Konu başlığımız “Dede Paşa” efendi olduğuna göre onu kısaca tanıyalım: Dede Paşa efendi Bayburt’un aşağı Lori köyünde doğmuş, yakın bir köyde yaşayan kitapsız Hacı Mustafa efendi den dersler aldı. Zamanın meşhur şeyhlerinden Erzincanlı Pir’i Sami Efendinin halifelerinden Beşir Efendinin köylerine gelmesiyle tarikatla tanışıyor.
1878 senesinde doğan Dede Paşa Efendi, 1932 senesinde şeyhi Beşir efendinin vefatıyla yerini geçmiş, uzun bir hayat sürerek 1973 de vefat etmiştir.
Hayatını ve fikirlerini anlatan kitabı Sivas Meydan Cami imamlarından Hafız Mehmet Altuntaş’ın oğlu ve İhramcı Zade İsmail Efendinin torunu İsmail Altuntaş yazmış.
Gelelim Dede Paşa Efendinin İslam’a ve Şeriata ters düşen fikir ve sözlerine:
-Dede Paşadan bir kehanet: “Yakında tek partiden kurtulacağız. Yeni bir parti var. Bu parti iktidar olacak ve İslam adına çok büyük faydalar sağlayacak ama ömrü de kısa olacak.”
-D. P. Ölümünden evvelki son sözleri: “Çağırdılar gidiyorum. Beni Erzincan Terzi baba mezarlığın da şeyhim Beşir Efendinin mezarının yanına defnedin” dedi.
-Birçok şeyh, vefatından sonra da kerametlerinin ve tasarrufunun (Yetkilerinin) devam edeceğini iddia etmiştir ki, müritler bağlılıklarını kesmeyip devam ettirsinler. İşte Dede Paşa da ölümünden önce söylediği şu sözlerle bu duruma dikkat çekiyor: “Bizi bizim vefatımızdan sonra anlarsınız. Kılıç kınında iken kesmez ama o kından sıyrılınca Turnalar hangi göle konar görürsünüz.
-Sözlerinden seçmeler: “Tarikatların başlangıcında takva vardı, sonradan fetva devri açıldı, şimdi ise siyaset devridir. Şart o ki, siyasetimiz İslam siyaseti ola. Allah’ın da, Peygamberinde Evliyanın da siyaseti vardır.
Bir dervişin yolu İran’a düşmüş. Bir evin duvarına yaslanmış. İbret, hayret hali kendisini kaplamış. Temkin olduktan sonra beşeriyetine malik olmuş. Bakmış ki, acem ayaklarını pencereden uzatmış. Ayakkabılarının altında Çariyar Efendilerimizin üçünün ismini yazmış. Yani Ebubekir, Ömer, Osman yazılıymış. Hemen teberi almasıyla aceme bir tane vurduğu gibi gebertmiş. Tutup götürürmüşler derviş  mahkemeye.. Acem Kadısı sorar: Hele ay kişi! Sen ne gayretinen bu kişiyi vurdun? Derviş der ki: Ay efendi! Ben o kişiyi niye vurmayayım? Getirmiş de düşmanlarımın ismini benim başımın üstüne sarkıtmış.. Hâkimler müşavereden sonra derler ki: Mademki düşmanlarından kurtulmak için bu fiili işledi öyleyse beratı gerekir. İşte bu zaman böyle siyasetlerin zamanıdır şehzadelerim! Gayet ince siyaset lazımdır. Cenabı Hakk’ın, Habibinin ve velilerinin de siyaseti vardır. Siyaset şarttır. “Yani İranlı Şii, üç büyük halifenin ismini hakaret olsun diye ayakkabılarının altına yazıyor. Bunu gören dervişte Üç halifeye olan muhabbeti gayretiyle O İranlıyı öldürüyor. Fakat mahkemeye gidince biliyor ki gerçeği söylerse suçlu olduğu anlaşılacak. O da ince siyaset yapıyor, yani yalan söylüyor. Ve diyor ki, “O üç kişiyi ben hiç sevmem, onların ismini başımın üstünde görünce öldürdüm. Ne ince siyaset ama!” B. Çöl
-Dede Paşaya göre İslam’ı siyasete bir örnek daha: Hafızı Şirazi Hazretleri ki bir evliyaullahtır. Böyle iken meyhanecilik yaparmış. Çünkü Şiraz halkı bütün içkiye müptela olmuş. Daha başka bir çare olmadığından, kendisi hususi bir meyhane açmış. Sebebi; milleti o içkiden halas etmek. Gelene içki verir. Hizmetçilere emreder ki: Şu içkiden doldur! Kendisi de bardağına bir tükürür.. Tükürüğü abı hayat.. O içkiyi bir kere içen: Daha ben bu zıkkımı bir daha içmem! diye bardağı kaldırıp atar. Böyle böyle Şiraz halkını o felaketten kurtarır, benim şahım! Evliyaullah öyledir, evliyaullahın siyaseti böyledir, beylerim.
Bu iki siyaseti de benim aklım tam almadı. Uygundur, İslam da böyle ince işler yapılır diyen onaylayabilir. Dede Paşanı fikirlerini anlatmaya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Gül Bahçelerinden Derlediklerim

27 Ağustos 2021 Cuma 00:02

AĞLAMA VAKTİ

17 Aralık 2019 Salı 15:10

İSTANBUL SEÇİMLERİ YORUMUMUZ - 2

17 Mayıs 2019 Cuma 07:58

6 PUANLIK MAÇ !

13 Ocak 2017 Cuma 09:46

HAKEMLER CAN YAKMAYA BAŞLADI!

26 Aralık 2016 Pazartesi 17:06

VEFA VE DOSTLUK BULUŞMALARI

27 Temmuz 2016 Çarşamba 09:22

YALAN HABERLER YAYMAK SAVUNMAK

26 Temmuz 2016 Salı 12:25