
GAVS´I ANLAMAK
Ömer Sami müstear isimli bir menzil sofisi ile internette karşılıklı yazışırken bütün okuyucuların istifade etmesi için daha genişçe buraya yazmak istedim.
Gavs deyince akla gelen ilk şeyh “Gavs’ı Azam” diye anılan Abdülkadir Geylani’dir. Onu şöyle tanıtırlar: “O Ebu Muhammet Kutbu-i Rabbani, insanların ve Cinlerin rehberi, olan Seyyid Abdülkadir Geylani’dir. Tam sekiz asırdır insanların sığınağı, darda kalmışların imdadına yetişici olmaya devam etmiştir. A. Geylani, “Feth’ür Rabbani” isimli eserinde Gavs’luğunu anlatırken şöyle der: Benim bir elim arşın üzerinde, diğer elim arzın altındadır. Ben sağ olayım, ölü olayım, kıyamete kadar benim müritlerimden birini başı darda kalınca “Medet ya Gavs-ı Azam” diye beni çağırırsa, dünyanın neresinde olursa olsun, yetişir onu kurtarırım. A. Geylani’nin bu kerameti öyle meşhur olmuştur k, filimler’e senaryo olarak işlenmiştir. Hayatını anlatan bir filimde eşkıyalar, bir kervanın önünü keser, kimini soyup, kimini öldürürken bir genç kadını eşkıyalardan biri yalnız bir yerde sıkıştırır. Kız, bütün gücüyle, “Yetiş ya A. Geylani” diye bağırır. Bir mecliste müritleriyle sohbette olan A. Geylani, gaipten gelen sesi duyar ve elindeki bastonu öyle fırlatır ki kilometrelerce uzağa ulaşır, bir mızrak şekline bürünen baston kızı yakalayan eşkıyanın sırtına saplanır ve oracıkta öldürür, kızda kurtulur.
Yetmişli ve seksenli yıllarda çok ziyaretçi ağırlayan Menzil sofileri de Gavs diye andıkları şeyhlerine yukarıdaki Geylani’nin kerametine benzer şeyler söylemeye başladılar. Otobüsle menzile giden veya gelen sofiler yolda herhangi bir nedenle arabaları tam şarampol uçacakken Gavs Hazretleri yetişir ve eliyle Otobüsü karşılayıp, kurtarır. Buna benzer bir düzine keramet dinlediğimi hatırlıyorum.
Geçen sene dinlediğim bir videoda Menzil şeyhlerinden biri şunları söylüyordu: “Canımızda can olduğu müddetçe, Kanımızda kan olduğu müddetçe O aileye köle olacağız. O aileye biz başımızı yere koyacağız, bütün Gavs ailesi çocukları başımıza basıp geçecekler. Yine de Gavs’ın hakkını helal ettirmek mümkün değildir. Biz hepimiz de Gavs’ın evlatlarına kölelik yapacağız. Yapmamız da farzdır, vaciptir. Gavs’ın evlatlarına boyun eğmeye, hizmet etmeye.
Semerkant Teve de Dursun Ali Erzincanlının konuk ettiği bir Menzil Hocası şunları anlatıyor: Avrupa da sofiler ile beraber kalan Yarbay Abi, Gavs’ın Avrupa da kalan sofiler, onlar küfür içindeler diye fazla himmet edildiğini duyunca sevinerek diyor ki; “Kurban o zaman sakın bizi bırakmayın” diyor. Gavs: “Zaten bir saniye bıraksak ayakta duramazsınız” buyurmuş. Albay Abi de “Zaten ayakta duruyorsak, bu bizden değil, sizdendir” demiş.
Günümüz Menzil şeyhlerinden Feyzettin Erol Hazretleri, Gavs’a saygıyı anlatıyor: İkinci bir adap ta: Bizim için Gavs’ın köyü, Sultan Hazretlerinin köyü her an bize mukaddestir. (Burada müritlerin ağlamaklı sesleri yükseliyor.) Hele hele Gavs’ın evlatları bizim için efendilerin büyüğüdür. Ben onların birer tane kölesiyim, onların köpeğiyim. Benim günahım sizin boynunuza. Her hangi si olursa olsun, Gavs’ın bir evladını görürseniz benden daha fazla hürmet etmezseniz Allah’ın huzurunda ben sizden davacı olurum.
Gavs’ın evlatları benden bin kat daha üstündür. Tutacaksınız, daha adaplı olacaksınız. Adabın gereği budur. Hakikatte budur, gerçek te budur. Gerçekleri saklamaya ve yok etmeğe kimsenin hakkı yoktur. (Tabi her cümlenin bitiminde ağlamaklı bağırışlar devam ediyor.)
Üçüncüsü: Rasulüllah’ın evlatlarını gördüğünüz yerde hürmet göstereceksiniz. Rasulüllah’da öyle söylüyor: “Ben size iki şey bırakıyorum, bir Kur’an-ı kerim, bir de Ehlibeytimi bırakıyorum.” (Ehlibeyit cümlesi sonrada hadise ilave edilmiştir.)Onun için Ehlibeyti gördüğünüz zaman, (Yani Seyyid olduğu iddia edilen Gavs’ın çocuklarını) itaat edeceksiniz. Ahlaki iyi değilse, kötüyse dahi eleştirmeyin, hürmetinizi gösterin geçin. Para olursa, pul olursa yanaşmayın, hürmeti gösterin geçin. Kıymet verin ki Rasulüllah’da size kıymet versin. Eğer siz Rasulüllah’ın evladına kıymet vermezseniz, o zaman Vallah-i Rasulüllah size kıymet vermez, yüzünüze bakmaz. Biz Rasulüllah’ın evladına sahip çıkmazsak oda bize sahip çıkmaz.
Bakın Sofi kardeşler Allah’a yemin ederim ki bu yazdıklarım, dinlediklerimin aynısıdır. Menfi, müsbet bir şeyde söylemiyorum. Sadece şunu söylüyorum: Kur’an-ı bir defa olsun anlayarak okuyun, eğer bu söyleneler Kur’an’a uyuyorsa yolunuza devam edin, yoksa hemen Kur’an’ın gösterdiği yola dönün. Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.