USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HER AKLA BİR VEKİL

21-07-2020

Nedense bugün tarihin en eskisi diyeceğimiz Hz. Adem ile başlayan o uzun maziden bu yana, ufacık bir kafatasının içindeki akıl dediğimiz niteliğin üzerine birkaç söyleyeceklerimin sancısıyla hepinize merhaba ve beni okumakla ısrar eden okuyucularıma güzel günler dilerim. Hani derler ya aklı olan konuşur, akılsızlar ise konuştuğunu zannettiği bir yalanın içerisinde bulur kendisini. Hatta akıllarıyla hakikati bulduğunu zannettiği, fakat akılsızlığıyla şikayet ettiği, aynı zamanda aklına muhtaç olduğu gerçeğini inkar edemezler. İşte bunun gibi bir şeydir. Akıl bir vekile yani vekaletini taşıyacak yüce bir kudrete ihtiyaç duymaktadır. Açıkçası varis, muris uzlaşısına dair bir hukuki anlatım değil, bilakis içerisinde derin manaları kucaklayan hassas meselelerdir. Nasıl bir hassasiyet olabilir ki diyebilir?
Yaratıcı, kul arasındaki bağa aracı olmuş aklın yine bu bağın düğümünü çözmesi için Allah´a yani vekile muhtaç kaldığı gerçeğidir. Her ne yaparsanız yapın aklın yetiremediği tıkanıklık kendisini elimizdeki imkânsızlığı mümkün kılmaya sahip o kudretin dilemesinde bulacaktır. O yüzdendir ki başlığında söylemek istediğim akla vekil tayin etmek gerektiğini önerisindeyim. Bilmek ve ilim dediğimiz bu hazinenin aklın önüne geçtiğinde nelere sebebiyet verdiğini sayfalar dolusu yazsam dahi bitiremem. Aslında ufacık bir örnek vermek gerekirse. Aklı tek başına yeterli görenlerin, aklı kutsileştirerek aklı verenden uzaklaşan yani aklı ilahsızlaştıran birer zihinler meydana getirmektedir. İşte bunun gibi ele alacağımız binlerce örnek bulunmakta. Bu durum bana ilginç gelmekle kalmıyor aynı zamanda ille de akıl, illegal akıl diyenlere dair bir yorgunluk hissiyatına büründürüyor. Defaatle söylemeye çalıştığım bir yorum üzerinden sesleniyorum. Kesinlikle Allah´ın verdikleriyle Allah´a savaş açmayı bırakmamız gerekiyor. Özellikle Allah´ın tefekkür, tezekkür, teakkul derken bile kudretini başka unsurların önüne geçirmediği bir "kün fe yekun" gerçeğini göz ardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Sizi oluşturan hakikatin gerçekliğine arkanızı dönüp tesadüfi diye adlandırdığınız acziyeti büyük kelimelerle süsleyerek inkarı bir kenara bırakmamız gerektiğini söylüyorum. İşte sebepten ötürü akıl bir vekile, vekil ise bir aklın zanaatında vücut bulmaya muktedirdir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?