Millet kavramı ve aidiyet hissi

Kelime ve mefhum/kavram olarak “millet” kelimesinin bin yılı aşkın bir geçmişi vardır. Bu samimi ve sıcak duyguları depreştiren kelime, dînî ve kültürel literatürümüzde çok önemli bir makama sahiptir ve bu yüzden tazeliğini ve güncelliğini sürekli korur.
Kur’ân-ı Kerim’de, “Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve tanışmanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık, şüphe yok ki Allah nezdinde en kıymetli olanınız, O’na isyandan en fazla sakınır olanınızdır; Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır.” (Hucurât:48/13) buyurulmuştur ve “millet” kelimesi “toplumun dîni” (Yûsuf:12/37), “ümmet” kelimesi ise “bir peygambere, bir dîne,…. mensup insan topluluğu, gruplar” mânâsında kullanılmıştır.
Kur’ân-ı Kerim’e göre insanlar bir kökten (topraktan), sonra bir baba-anadan (Adem ile Havvâ’dan) yaratılmışlardır. Aynı kökten gelmelerine rağmen yeryüzüne dağılmışlar, dilleri ve renkleri farklı kılınmış, farklı kelimelerle ifade edilen gruplara, topluluklara ayrılmışlardır. Bu Allah’ın iradesi ile böyle olmuştur ve tabiîdir. Bu topluluklar, gruplar hangi kelimelerle ifade edilirlerse edilsinler, bunların fertleri hayat imtihanında Allah’ın emirlerini yerine getirme ve yasaklarından da kaçınmaları nispetinde değerlendirileceklerdir. Hiç kimseye mensubu olduğu “ırkın”, boyun, grubun, topluluğun hatırına imtiyaz tanınmayacaktır.
Birçok âyet ve hadîs bize, yardımlaşma, ilgilenme, dayanışma, koruma hususlarında aile, akraba, arkadaş, komşu gibi yakından uzağa doğru öncelikli mesuliyet ve görevler yüklemektedir tabiî olarak. İşte bu mânâda, aynı inanca, tarihe ve kültüre sahip insanların, buna uygun hayat tarzına sahip olmaları, bu doğrultuda kendilerini geliştirmeleri ve bunu örnek bir hayat tarzı mahiyetinde diğer insanların müşahedelerine açık etmeleri, bunu diğer insanların hak ve hürriyetlerini ihlal etmeyecek ve zarar vermeyecek şekilde yerine getirmeleri, bu şekilde bir araya gelerek bir grup, cemiyet, topluluk, kavim, millet olmaları hem sosyal ve hem de insânî bir ihtiyaçtır.
Bu ve bu şekilde bir aidiyet duygusuyla bir arada yaşayan insanların, aynı inanca sahip olmayanların kendilerine psikolojik veya sıcak savaş açmaları halinde; üzerinde yaşadıkları mülkü (vatanı), mukaddesatı, hürriyetlerini, namuslarını ve canlarını; ırk, mezhep, soy, boy gibi mülahazalara hiç yer vermeden; birlik ve beraberlik içerisinde müdafaa etmeleri veya misliyle karşılık vermeleri de dinen caizdir ve yasak değildir. Fakat ırk, mezhep, soy, boy gibi farklılıkları; zenginlik, güç, kudret ve çeşitlilik olarak değil; birer  kibir, ötekileştirme ve tefrika vesilesi olarak görmek, addetmek, yaymak ve kullanmak veya böyle düşünenlere karşı mücadele etmemek, onlara destek vermek câhilliktir, milletin gücünü ve kudretini zayıflatır, hainleri de sevindirir. Bakınız merhum Mehmet Akif ne diyor:         

Müslümanlık sizi gâyet sıkı, gâyet sağlam,
Bağlamak lâzım iken, anlamadım, anlıyamam,
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmiyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden müteferrik bu kadar akvâmı,
Aynı milliyyetin altında tutan İslâm´ı,
Temelinden yıkacak zelzele kavmiyyetir:
Bunu bir lâhza unutmak ebedî haybettir.
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez...
Son siyâsetse bu, hiç böyle siyâset yürümez.
Sizi bir âile efrâdı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbâbını artık aradan.
Siz bu da´vâda iken yoksa, iyâzen-billâh,
Ecnebîler olacak sâhibi mülkün nâgâh.
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.
(ve son dörtlükte:)

Arabın Türke, Lâzın Çerkese, yahut Kürde
Acemin Çinliye rüchânı mı (üstünlüğü mü) varmış? Nerede
Müslümanlıkta anâsır mı (parçalanmak mı) olurmuş? Ne gezer
Fikr-i kavmiyeti tel’in ediyor (lânetliyor) Peygamber.
“Mehmet Akif”
 
Allah, Devletimize ve Milletimize zeval vermesin; birliğimiz ve huzurumuz daim olsun; hainleri sevindirecek tutum, davranış ve konuşmalardan bizi uzak eylesin; vatanımız ve hazinemiz bereketli olsun İnşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

6 Eylül Tarihli Gazetemiz

06 Eylül 2025 Cumartesi 11:32

7 Ağustos Tarihli Gazete...

07 Ağustos 2025 Perşembe 09:57

6 Ağustos Tarihli Gazete...

06 Ağustos 2025 Çarşamba 10:35

5 Ağustos Tarihli Gazete

05 Ağustos 2025 Salı 10:24

4 Temmuz Tarihli Gazete...

04 Ağustos 2025 Pazartesi 10:16

2 Ağustos tarihli gazetemiz

02 Ağustos 2025 Cumartesi 09:18

1 Ağustos tarihli gazetemiz

01 Ağustos 2025 Cuma 10:16

31 Temmuz Tarihli Gazete...

31 Temmuz 2025 Perşembe 11:07

30 Temmuz Tarihli Gazete

30 Temmuz 2025 Çarşamba 10:05

29 Temmuz Tarihli Gazete

29 Temmuz 2025 Salı 10:11