SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ (!)

Geçen hafta ki yazımızda ''yeniden'' demiştik ya...gerçekten yeniden... Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta geçmesine rağmen başkanlık yeniden tartışılmaya başlandı bile. Hayırlı uğurlu olsun.
Yazının hemen başında bir düzeltme yapalım, tartışılan sistem değil, tartışılan konu Erdoğan'ın başkanlığı. Heralde dünyanın hiç bir yerinde böyle bir saplantı yoktur. Hem de kitaplara konu olacak bir saplantı; Erdoğan düşmanlığı. İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı iken Erdoğan'ın yolunu saçma sapan bir gerekçeyle kesip hapse attırdılar. ondaki potansiyeli görüp ilerde başımıza bela olur, henüz yolun başındayken engelleyelim dediler ve korktukları başlarına geldi. Mekteb-i Yusuf'tan çıkan Erdoğan önce bir parti kurdu. Partisinin genel başkanı olmasına rağmen Başbakan olamadı. Kaderin cilvesine bakın ki, Erdoğan'ın siyasi yasağını gireceği her seçimde hezimete uğratacağı CHP kaldırdı. Yaşadığı her sıkıntıyı bir kenara bırakıp, Başbakanlığının ilk yıllarında yeni sayfa açmasına rağmen yine yoluna takoz olmak için ellerinden geleni artlarına koymadılar. Cumhuriyet mitingleri, meclisten çıkan her kararı Anayasa mahkemesi eliyle kaldırtmaları, uluslararası platformlarda kendi ülkelerini şikayet etmeleri, Gezi Olayları, 7/24 diktatör çığlıkları... Bunların hiçbiri Erdoğan'ın ve Ak Parti'nin yükselişini engelleyemedi. Girdiği 6 seçimi de alnının akıyla ve her seferinde katlanan bir büyümeyle kazandı. ''Artık bu ülkede muhtar bile olamaz dedikleri'' Erdoğan Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, hem de seçimle iş başına gelmiş ilk Cumhurbaşkanı oldu. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali şimdi de ''seni başkan yaptırmayacağız'' retoriğiyle meydanlara çıktılar. Bu konunun o kadar kokan yanları var ki neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
1)HDP ve Selahattin Demirtaş'ın bir yerden talimat almış gibi 7 Haziran seçimlerinden bu yana papağan gibi aynı şeyi tekrarlaması manidar değil midir?
2)HDP gibi Kürtlerin temsilcisi (!) olduğunu iddia eden bir partinin tek derdi başkanlık sistemi midir?
3)Başkanılık sistemi yerel yönetimleri daha güçlü kılacakken, kuvvetler ayrımını güçlendirecekken, Selahattin Demirtaş hangi akla hizmet meydanlara düşmektedir?
Bu sorular bile başkanlık sisteminin ülkemiz açısından ne kadar gerekli ve doğru bir sistem olduğunu bize göstermektedir.
Gelelim bu olayların bize gösterdiği ibrete, burdan çıkaracağımız derse. Birinde bir potansiyel görüyorsanız ve o kişiyi sevmiyorsanız önünü sonuna kadar açın. Açın ki o su birikmeden, bir okyanus olmadan akıp gitmesi için önünde set görevi yapmayın. O su o kadar büyür ki, hiç bir baraj, hiç bir engel onu tutamaz. O su, sizi de önüne katar ve her şeyi tuzla buz eder.
Ne dersiniz Erdoğan'ın önüne set olmasalardı belki bu kadar büyük bir su olmayacaktı. Türkiye'deki bu kadar büyük taşlar yerinden oynamayacaktı. Orasını ancak Allah bilir. Ama bildiğimiz bir şey var ki, Musa'lar Firavunların sarayında yetişiyor. Dua ile...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

6 Eylül Tarihli Gazetemiz

06 Eylül 2025 Cumartesi 11:32

7 Ağustos Tarihli Gazete...

07 Ağustos 2025 Perşembe 09:57

6 Ağustos Tarihli Gazete...

06 Ağustos 2025 Çarşamba 10:35

5 Ağustos Tarihli Gazete

05 Ağustos 2025 Salı 10:24

4 Temmuz Tarihli Gazete...

04 Ağustos 2025 Pazartesi 10:16

2 Ağustos tarihli gazetemiz

02 Ağustos 2025 Cumartesi 09:18

1 Ağustos tarihli gazetemiz

01 Ağustos 2025 Cuma 10:16

31 Temmuz Tarihli Gazete...

31 Temmuz 2025 Perşembe 11:07

30 Temmuz Tarihli Gazete

30 Temmuz 2025 Çarşamba 10:05

29 Temmuz Tarihli Gazete

29 Temmuz 2025 Salı 10:11