ZABITA TEŞKİLATI TARİHİ

İslam medeniyetinde toplumsal düzenin korunması, kamu ahlakının gözetilmesi ve sosyal adaletin sağlanması, bireylerin kişisel çabalarının ötesinde, kurumsal bir görev olarak kabul edilmiştir. Toplumsal düzen, halkın barış ve güven içinde yaşaması için belirlenen kurallardır. Kamu ahlakı ise toplumun ortak değerlerine uygun davranışların korunmasını ifade eder.
Bu anlayış, Kur’ân-ı Kerîm’in “emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker” (iyiliği emretmek, kötülükten men etmek) ilkesine dayanır. Kur’an’da bu yaklaşım şöyle ifade edilir:
“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 3/104). Bu bağlamda yapılan her türlü denetim ve yürütme faaliyetleri “Hisbe” adı verilen teşkilatlanma içerisinde yapılmıştır.

Hisbe uygulamaları, Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde başlamış olup, Medine’de Resûlullah, çarşı ve pazarlarda ölçü-tartı hilelerini önlemek, fiyat istikrarını sağlamak ve dürüst ticareti teşvik etmek için bazı sahabileri görevlendirmiştir. Bu görevlendirilen kişilere “muhtesib” ünvanı verilmiştir. İlk ‘muhtesib’lerden biri, dürüstlüğüyle tanınan sahabi Saʿîd b. Saʿîd b. el-Âs’ olmuştur.
Bu uygulama, İslam’da kamu denetiminin doğrudan peygamberin rehberliğine ve uygulamalarına dayandığını açıkça ortaya koymaktadır.

Hisbe teşkilatı, özellikle Abbâsîler döneminde kurumsallaşmış görev ve yetki çerçevesi genişletilerek “Dar’ul Hisbe” dairesi kurulmuştur. Bu dönemde muhtesiblik üst kademe görevliler arasında bulunmuştur. Vali ve kadılıktan hemen sonra yönetim kademesinde yerini almıştır. Hatta kadı gibi bazı iktisadi vakalarda mahkemede hakimlik görevini de üstlenmiştir.
Osmanlı klasik döneminde ise hisbe teşkilatı ufak değişimlerle devam etmiş. Muhtesiblere önceki yetki ve görevlerine ek olarak, vergi toplama görevi de eklenmiştir. Bunun yanı sıra “subaşı” olarak adlandırılan görevlilerde, ilgili mahalli alanın güvenlik işleriyle sorumlu tutulmuş, Türk Zabıta tarihinin ilk “Zabıta Amiri” olarak nitelendirilmiştir. Kısaca muhtesiblik mahalli bölgenin denetim ve yürütme faaliyetlerini sürdürürken subaşılık ise güvenliğinden sorumlu tutulmuştur.

1826 yılında II. Mahmud tarafından gerçekleştirilen Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay) ile Yeniçeri Ocağı kaldırılmış ve Osmanlı’da askeri ile idari yapıda önemli reformlar yapılmıştır. Bu kapsamda, şehirlerde kamu düzenini sağlamak amacıyla İhtisap Nazırlığı kurulmuştur. Muhtesiblik yerini İhtisap neferliğine dönüşmüştür. Osmanlı’da kamu düzeni ve pazar denetiminde en yüksek makam olan İhtisap Nazırlığı, klasik dönemde hisbe teşkilatının kurumsallaşmış merkezi yapısı olarak görev yapmıştır. Esnaf ve pazarların düzenlenmesi, ölçü ve tartı kontrolleri, fiyat denetimi, kamu ahlakının korunması ve sosyal düzenin sağlanması gibi geniş sorumlulukları bulunmaktaydı.

19. yüzyıldaki modernleşme hareketleriyle birlikte İhtisap Nazırlığı’nın yetki ve sorumlulukları artırılmış ve halk güvenliği, sağlık denetimi ile trafik düzeni gibi alanlar da bu teşkilata bağlanmıştır. Böylece Osmanlı İhtisap Nazırlığı, modern devlet zabıta teşkilatına geçişte önemli bir köprü olmuş ve çağdaş zabıta teşkilatının temel yapısını oluşturmuştur.

Bu gelişmelerle zabıtalık tarihi, belediyecilik tarihiyle paralel olarak ilerlemiştir. Tanzimat reformlarının bir parçası olarak, 1856 yılında Şehremaneti kurulmuş ve İstanbul’un belediye işlerinden sorumlu ilk modern yerel yönetim kurumu oluşturulmuştur. Bu kurum, geleneksel ihtisap sisteminden modern belediyeciliğe geçişin somut adımı olmuştur.

Aynı yıl içerisinde İstanbul’un Galata, Beyoğlu ve çevresinde Altıncı Daire-i Belediye faaliyete geçirilmiş, burada Avrupa tarzı şehircilik uygulamaları başlatılmıştır. Kaldırım yapımı, sokak temizliği, çöp toplama ve sokakların ışıklandırılması gibi hizmetler kurumsallaştırılmıştır. Osmanlı yönetimi, bu dairenin adını verirken Paris’in o dönemde gözde bölgelerinden biri olan Altıncı Bölge’ye atıfta bulunmayı amaçlamıştır.

Belediye hizmetlerinin yerel düzeyde etkin yürütülmesi amacıyla Devâir-i Belediyye çavuşlarının görevlerine ilişkin talimatnameler hazırlanmış ve yürürlüğe konmuştur. Çavuşlar, o dönemin zabıtası olarak sokak düzeni, esnaf denetimi, halk şikâyetlerinin toplanması ve zabıt işlemlerinin yürütülmesinden sorumlu tutulmuştur. Böylece Osmanlı şehir yönetiminde yerel denetim ve hizmetler hukuki ve idari bir çerçeveye kavuşmuş, Cumhuriyet dönemi belediye ve zabıta yapısının temelleri atılmıştır.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında zabıta hizmetleri, belediyelere bağlı bağımsız bir birim olmaktan ziyade polis teşkilatının bir alt kolu olarak yürütülmüştür. 1930 tarihli 1580 sayılı Belediye Kanunu zabıta görevlerini tanımlasa da, uygulamada bu görevlerin çoğunu Emniyet teşkilatı yerine getirmiş ve belediyelerin yetkileri sınırlı kalmıştır.

Şehirleşmenin hızlanması ve yerel ihtiyaçların artmasıyla birlikte zabıta birimlerinin belediyelere bağlanması zorunlu hale gelmiştir. 1956 yılında zabıta, polis teşkilatından ayrılarak belediyelere bağlı sivil bir yapıya kavuşmuştur. Bu gelişme, Cumhuriyet tarihindeki zabıtalık sisteminde önemli bir dönüm noktasıdır.

Zabıta birimlerinin örgütlenmesi, çalışma esasları ve yetki sınırlarının belirlenmesi zamanla gerçekleşmiştir. Bu alandaki ilk kapsamlı yasal düzenleme, 1969 yılında yayımlanan Zabıta Teşkilatları Yönetmeliği olmuştur. Yönetmelikle; zabıta memurlarının görev tanımları, kıyafet düzenlemeleri, disiplin kuralları, çalışma saatleri ve denetim mekanizmaları netleşmiş, zabıta birimleri ise profesyonel ve kurumsal bir yapıya kavuşmuştur.

Cumhuriyet dönemi zabıtalığı, Osmanlı ihtisap mirasından gelen anlayışı modern kamu hizmetine dönüştürerek, çağdaş şehir yaşamının düzenleyici ve yönlendirici unsurlarından biri haline gelmiştir.

2000’li yıllarda yerel yönetimlerin yeniden yapılandırılması sürecinde önemli reformlar gerçekleştirilmiştir. 2005 yılında kabul edilen 5393 sayılı Belediye Kanunu, belediye hizmetlerinin kapsamı, ilkeleri ve denetim mekanizmalarını yeniden tanımlamıştır. Bu kanunla birlikte zabıta teşkilatlarının görev ve yetkileri; halk sağlığı, çevre düzeni, ruhsat denetimi ve kriz yönetimi gibi alanlarda genişletilmiştir.

Takiben, 11 Nisan 2007’de yürürlüğe giren Belediye Zabıta Yönetmeliği ile önceki yönetmelikler güncellenmiş; zabıta personelinin çalışma usulleri, görev tanımları, üniforma düzeni, disiplin işlemleri ve kariyer gelişimi ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Böylece zabıta teşkilatı, modern kamu yönetiminin şeffaflık, hesap verebilirlik ve vatandaş odaklılık ilkelerine uygun şekilde yeniden yapılandırılmıştır. Geleneksel denetim işlevi ile çağdaş şehir yaşamının gereksinimlerine uygun hizmet üretme rolünü bir arada sürdüren çok yönlü bir yapı kazanmıştır.

Sonuç olarak, İslam medeniyetinde “emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker” ilkesinden doğan kamu düzenini koruma anlayışı, hisbe teşkilatından Osmanlı ihtisap sistemine, oradan da modern zabıta yapısına tarihsel bir süreklilikle evrilmiştir. Cumhuriyet döneminde özellikle 1956 ve 2007 gibi kritik dönüm noktalarıyla zabıta, belediyelerin ayrılmaz ve uzmanlaşmış bir parçası olmuş; kamu düzenini sağlama, halk sağlığını koruma ve toplumsal yaşamı düzenleme görevlerini çağın gereksinimlerine uygun şekilde sürdürmüştür. Günümüzdeki zabıta teşkilatı, İslami denetim ahlakının tarihsel köklerini taşıyan, ancak Batılı kamu yönetimi ilkeleriyle şekillenen modern ve kurumsal bir yapı olmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Berat Yönez Arşivi

Kahvehanelerin Dönüşümü

13 Eylül 2024 Cuma 09:56

Kalbin İsrail'i "Kıskançlık"

18 Ağustos 2024 Pazar 09:17

Her Hal Geçicidir

11 Ağustos 2024 Pazar 14:12

Acıyı Sevmek Olur Mu

06 Kasım 2023 Pazartesi 10:29

BİR KÜRKÇÜ DÜKKÂNI LAZIM

16 Ağustos 2023 Çarşamba 11:05

HER YİĞİDİN BİR YOĞURT YİYİŞİ VARDIR

07 Ağustos 2023 Pazartesi 09:33

Başarılar!

24 Mayıs 2023 Çarşamba 09:02