Kitabın Çağırdığı Yolculuk: “Antikalar Okuma Grubu”

Zamanın hızla akıp gittiği, dikkatin saniyelere bölündüğü, bilginin görüntü ve gürültüye dönüştüğü bir çağda yaşıyoruz. Her yanımız ışıl ışıl ekranlarla dolu; fakat zihinlerimiz çoğu zaman, karanlık bir hengâmenin içinde kayboluyor. Böyle bir dönemde, bir şehirde azimle ve istikrarla sürdürülen, kök salan ve 10 yıl boyunca hiç sönmeyen bir yolculuğun adı var: Antikalar Okuma Grubu.

Geçtiğimiz Cumartesi günü grup üyeleri 10. yılı için bir araya geldiler. Sivas’ın tarihî bir mekânında, Numan Efendi Kütüphanesi’nin rafları arasında yankılanan buluşma, yalnızca bir grubun 10. yıl kutlaması değil; aynı zamanda bir şehirde okumanın nasıl diriltici, nasıl toparlayıcı ve nasıl birleştirici bir güç olduğunun da canlı bir göstergesi.

On yıl... Birçok hevesin, birçok girişimin zamana yenik düştüğü, başlangıçtaki heyecanın buhar olup uçtuğu bir çağda, farklı mesleklerden, farklı hayat hikâyelerinden gelen bir grup insanın düzenli olarak bir araya gelmesi ve her ay titizlikle seçtikleri kitapları tahlil etme kararlılığını sürdürmesi, başlı başına bir kültür eylemidir. Antikalar Okuma Grubu, bir günün hevesiyle değil; on yılın emeğiyle, teriyle, sabrıyla yürüyüşünü sürdüren bir topluluk. Kurucusu ve danışmanı Dr. Mustafa Kayapınar’ın ifade ettiği gibi tamamen sivil bir yapılanma… Ne bir kurumun gölgesi altında ne bir resmî yapının yönlendirmesiyle; sadece insanların kitapla kurduğu bağdan doğan bir yol arkadaşlığı. Öğrenciden öğretmene, hemşireden mühendise, akademisyenden emekliye kadar toplumun farklı kesimlerinden insanların aynı masa etrafında toplanabildiği nadide topluluklardan biri.

Dijitalleşen dünyada, bilginin yapay zekâ tarafından bile üretildiği bugünlerde, Kayapınar’ın Mustafa Kutlu’dan ilhamla yaptığı hatırlatma dikkat çekici: “Bir şey yap, güzel olsun.” On yıl boyunca yapılan tam da budur… Güzel bir iş, sessiz ve ısrarla sürdürülmüş bir birliktelik, bir şehri içten içe besleyen bir kültür hareketi.

Her ay bir kitabın belirlenmesi, okunması, sonra her ay farklı bir mekânda bir araya gelinerek tahlil edilmesi basit bir faaliyet gibi görünebilir. Fakat bu düzenli çabanın, birey üzerinde bıraktığı etkiyi küçümsemek, toprağın suya duyduğu ihtiyacı görmezden gelmek gibidir. Çünkü okuma ve tahlil süreçleri, gençlerimizin zihnini sadece bilgiyle doldurmaz; aynı zamanda düşünme eylemini diri tutar, değerlendirme yeteneğini geliştirir ve insanın iç dünyasını derinleştirir. Bir kitabı yalnız okumak bir yolculuktur; ama aynı kitabı bir grup insanla tartışmak, geniş deryalara ve ufuklar yelken açmak gibidir.

Günümüzün hızlı akan, yüzeysel bilgiye boğulmuş dünyasında gençlerimiz için en büyük tehlike, derinleşme yeteneğini kaybetmek, bir konu üzerinde etraflıca düşünme ve analiz etme sabrını ve kabiliyetini yitirmektedir ne yazık ki. “Antikalar” tam da bu noktada, bir panzehir işlevi görerek kitabın etrafında toplanıyor. Zira bir insan başka bir insanla kitap vesilesiyle buluştuğunda aslında iki zihin birbirine ayna tutuyor. Antikalar Okuma Grubu’nun kitap sevdalıları, on yıl boyunca kitapların sayfalarından ayna oldular birbirlerine… Ve bu süreçte aynalar çoğaldı, bakış açıları genişledi, zihinler birbirini besledi sürekli... İşte bu, Antikalar’ın asıl hikâyesidir.

Modern dünyada en zor şey, bir işi devam ettirmektir. Antikalar Okuma Grubu’nun kıymeti de buradadır. Zira onların ve şehrin farklı köşelerinde küçük gruplar hâlinde kitapla hemhâl olanların hikâyesi değişen gündemlere, hayat koşuşturmasına, dijital tüketimin hızına rağmen okuma eylemini diri tutmak gibi bir kültürel direniş hareketinin gönüllüsü olmaktır. Bu, sadece bir kitap okuma faaliyeti değil; dijital dünyanın hoyrat rüzgârlarına karşı ruhun kalesini tahkim etme, zihnin ufkunu açma ve en önemlisi, geleceği inşa etme azminin destanıdır.

Geleceğin şehirleri, büyük etkinliklerin değil; küçük ama sürekli çabaların omuzlarında ayakta durmaya devam edecektir. Bir mekânda toplanıp kitabı konuşan insanların sesi dışarıya çok gür çıkmayabilir; fakat kültürün gerçek damarları böyle küçük topluluklardan beslenir. Tıpkı yağmur damlasının dereler, nehirler ve okyanuslar oluşturması gibi. Bir şehrin ruhu, işte bu tür sessiz kalabalıklarla derinleşir, genişler, kök salar ve umut olur.

Bir şehirde “okuma”yı diri tutmak, kitapla gönül bağını korumak, insanları ortak düşüncede buluşturmak, sadece bir grubun başarısı değil; aynı zamanda hepimize verilmiş bir mesajdır: Okumak, hâlâ mümkündür. Bir araya gelmek hâlâ değerlidir. Kitap hâlâ insanı iyileştirir.

Bu şehrin her bir köşesindeki okuma grupları; şehirde bir medeniyet ısrarının, kültürel bir dirilişin, insanı insan yapan değerlere tutunmanın gönüllü yolcularıdır, karasevdalılarıdır.

Bugün için anlamlı ve kıymetli düşünceler üretmek, yarın güçlü bir toplum bırakmak istiyorsak, önce kitabın tozunu almamız; sonra da onu başkalarıyla paylaşmamız gerekiyor. Antikalar Okuma Grubu, 10 yıllık eylemiyle bu çağrıyı yapıyor: “Kitapla buluş, kitapla kal, kitapla yürü.” Ve “Kitab’a dön...”

Selam olsun kitapla bağını güçlü tutanlara….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim YASAK Arşivi

Albenili Dünyada Huzuru Beklemek

25 Kasım 2025 Salı 13:13

Eylül Sadece Bir Ay Değildir

21 Ekim 2025 Salı 11:43

Bir Ömre Neler Sığabilir?

03 Eylül 2025 Çarşamba 11:27

Endişe ve Kaygının Kıskacı

26 Ağustos 2025 Salı 11:41

“Ne Dem Baki Ne Gam Baki”

24 Temmuz 2025 Perşembe 13:08

Sözün Özü, Özün Sözü

03 Temmuz 2025 Perşembe 11:04

“Bayram o bayram ola...”

03 Haziran 2025 Salı 10:19