HADİ BİRAZ KONUŞALIM!

Fatma ZEHRA

3 yıl önce

Ülkemizde ataerkilliğin olukça yoğun olduğunu vurguluyorum yazılarımda. Ancak, bunu erkek egemen sisteme hayır!! Şeklinde sloganlara itibar etmeden ifade etmeye çalışıyorum. Ataerkillik, sadece erkekten kadına doğru değil, kadından erkeğe hatta kadından kadına doğru da görülebiliyor.  Örneğin, misafirliğe gittiği ailenin mobilyalarını, komşusunun ayakkabısının topuğunu, mesai veya okul arkadaşının telefon kılıfını hiçbir erkek dert etmez. Ataerkilliğin, kadından kadına olduğunu da söylemek mümkündür. Dolayısıyla, sınıf ve cinsiyet ayırt etmeksizin her yerde karşımıza çıkıyor. Böyle bir ataerkilliği detokslamanın, onunla başa çıkmanın en önemli yolu eğitimdir. Bireyin, kendisini sürekli geliştirmesi, çok yönlü okuma yapması, farklı görüşten sosyal çevre ile iletişimde olmasıdır. Saygılı bir birey olmanın yolu buradan geçiyor. Ne yazık ki, tek yönlü iletişimler, kamplaşmalar, gruplaşmalar, hizipleşmeler, ötekileştirmeler, dışlamalar? Yorulduk.

İnsanlar birbirini sevmiyor, sevgisiz bir nesil yetişiyor. Kendisine saygı duymayan, sevmeyen bireyin sosyal çevresini sevmesi de pek karşılaşılan bir durum değildir. Acilen, sevgi dolu toplum inşa etmeliyiz. Aksi takdirde, şiddet, suç, tecavüz ve cinayetlerle dolu bir ülke haline geleceğiz. Bu sevgisizliği, siyasette, aile yapısında, kamusal alanda ve ikili ilişkilerin olduğu her yerde yoğun bir şekilde görüyoruz. Sevgi inşa etmek bir anda başarılabilecek bir olgu değildir. Zor inşa ediliyor, çocukluktan itibaren sevgiyle harmanlanması gerekiyor, ince ince işlenmesi gerekiyor körpe yüreklerin?

Kadın cinayetlerinin, tecavüzlerin arka planında çoğunlukla sevgisiz büyümüş, annesiyle güvenli bağlanamamış bir erkek profili yatmaktadır. Karşı tarafın acı duymasından haz duyan hasta bireyler, hasta toplumlar, hastalıklı ilişkiler, hastalıklı evlilikler? Lütfen, birisiyle evlenmeden önce onun sevgiyle büyüyüp büyümediğini, merhametli biri olup olmadığını deneyin. Bir arkadaşım, üstelik inançlı olmasına rağmen, nasıl merhametli olduğunu anlayacağım diye sormuştu? Birisinin merhametli olup olmadığını anlamayacak kadar mı duygularımıza yabancılaştık? Sanattan, müzikten, şiirden uzak bir toplum duygularına, vicdanına, sevgiye yabancılaşır. Rica ediyorum, çocuklarınıza sevgi göstermekten imtina etmeyin, onları sanatla, müzikle, şiirle büyütün. Aksi takdirde, sevgisiz bir gelecek nesil yaratmış olursunuz. Sevgisiz, duygusuz, vicdansız sosyalleşen nesillerin geleceği adına endişeliyim. Hatta şuan ki, gençliğin geleceği adına da inanılmaz endişeliyim.

Bugün, sizinle çocuğunuzla iletişimde nelere dikkat etmeniz gerektiği üzerine bir şeyler yazma niyetiyle başladım. Ancak, konu buralara geldi.  Vardır bunda da bir hayır diyorum. Yazdıklarımla yazmayı amaçladıklarım arasında uçurum olabiliyor. Hangi doğrultuda şekilleneceğini önceden kestiremiyorum.  Bir sonraki yazıda görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI