Yetenek “Siz”siniz!

Yetenek “Siz”siniz!

Fatma ZEHRA

2 yıl önce

Kişi uzmanı olduğu alanın sessizi, ilgisi olduğu alanın ise bülbülü oluyormuş. Uzmanı olduğumuz alanda ketum bir hale dönüşmenin sebebi zihnimizde tekrar düşmemizken; ilgisini duyduğumuz alanın bülbülü olmamızın nedeni ulaşılmazlık duygusudur. Eğitim sisteminin herkesin aynı sistemden geçmesi gerektiği üzerine kurulu olması yeteneklerimizin açığa çıkmasını engellemektedir. Örneğin, iyi bir Doktor ilgi alanı müzikse bu alanda daha çok mutlu olabilir, elbette daha çok başarı getirebilir. Mesleğinde mutlu olan bireyler kurumsal işleyişine de olumlu yansıyacaktır. İlgilerimiz değişebilir, genç yaşlarda Rock müziğe ilgi duyulurken ilerleyen yaşlarda Türk Sanat Müziğine ilgi duyulabilir, ancak müzik yeteneği değişmezdir. Yetenekleri keşfetmek de bir uzmanlık alanı gerektirebilir.

Yeteneklerimizi, ilgilerimizi keşfedebileceğimiz bir mekanizma var mı? Böyle bir uzmanlaşma Ortaöğretim’de başlamalıdır. Ekonomik anlamda önemli bir yatırım gerektiriyor, örneğin, teorik olarak verilen Teknoloji ve Tasarım dersi öğrencilerde ne kadar verimli oluyor? İyi bir el işi uzmanını Hukukçu yapıyoruz, daha ilginç olanı, bazı meslekleri diğerlerinden üstün tutmamızdır. Uzmanlaşma toplumsal sistemimizin en büyük problemlerinden birisidir. Uzmanlaşma, bir kişinin bir meslekte en iyisi olmasıdır, sadece o meslekte iyi olması değildir. Bazı bireyler birden fazla alanda iyi olabilir, kendisini gerçekleştirmek isteyebilir; böyle bireylere fırsat verilmesi gerekmektedir.

Ülkemizdeki uzmanlaşmayı sağlayabilirsek gençler geleceğe daha çok umutla bakabilecekler. Sosyal medyada bazı video kliplerin altına yapılan bir yorum çok dikkatimi çekti. Yapılan yorum şu: “İntihar edenler cennete giremez, sözü çoğumuzu ayakta tutuyor.” Üç ay önce yapılan yoruma iki bin yedi yüz beğeni sayısı, yüz altı yanıt sayısı mevcut. Videonun altına gelen yorumlardan birisi, “umut bitince hayat bitiyor yaşamaya gücün kalmıyor, dibe vuruyorsun” notunu bırakmış. Bu yorum ise yüz yedi beğeni almış. Bu ifadeler gençlerin geleceğe umutla bakamadığını ortaya koyuyor. Kendisini gerçekleştirecek ortam ve anlaşılmadığını düşündüğü bir sosyal çevredeyse böyle duyguların zihinde yankılanmasının toplumsal sonuçları karşımıza çıkıyor. Bireyler kendisini ifade edebileceği, yargılanmadan dinlenebileceği, yeteneklerini açığa çıkarabileceği ortam bulduklarında geleceğe umutla bakabileceklerdir.

 

Gençlerin taleplerini anlayabilmek için onlarla resmi bir görevli olarak değil, onların dilinden anlayabilecek birileri yoluyla anlayabilirsiniz. Sağlıklı yönlendirmeler Sosyolojik bakış açısıyla gerçekleşebilecektir. Hislerine, duygularına ve taleplerinin ip uçlarına karşılık bulan bir nesil sağlıklı sosyalleşecektir. Bu durum ise öz kıyım, şiddet gibi birçok Sosyolojik travmayı bertaraf edecektir.  

Biz Sosyologlar toplumun hastalıklarını tedavi etmek için buradayız.

Sevgi ve saygılarla..

YAZARIN DİĞER YAZILARI