USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

AVUKATLIK KANUNUNDA YAPILMASI PLANLANAN DEĞİŞİKLİKLER HAKKINDA…

17-09-2023

Değerli Meslektaşlarım,

Kıymetli Okuyucular,

 

Avukatlık Kanununda yapılması planlanan değişiklikleri ve bu değişikliklere ilişkin yorumlarımı sizler ile paylaşıyorum.

 

Her adli yıl açılışı olduğunda sıkıntılarımızı, yargı camiamızın sorunlarını ve son süreçlerdeki reformları tartışmaktayız.

         Son yıllarda yargı reformu strateji belgelerinde özetle;

         Yargı bağımsızlığı,

         Yargı ve adalet hizmetlerinde performansın artırılması,

         Hukuk eğitimi alanında yeni uygulamalar ve düzenlemeler,

         İnsan Hakları eylem planı,

         Makul sürelerde yargılanma hakkının ihlali konusunda başvuruların incelenmesi ve gerekli kararların alınması,

         Kadına karşı şiddetle mücadele,

         Hayvan hakları konusunda yapılan düzenlemeler gibi bir çok konuda reform paketleri belirli süreler dahilinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçerek yasalaştı.

         Her aşamada belirttiğim gibi bir çok alanda hukuki sorunlar yaşansa da en önemli sorun mesleğin ifası açısından her geçen gün büyüyen sorunlardır.

Zira; hukukun etkin, hızlı ve adil çözümler üretebilmesi uygulayıcıların sorunlarının çözümlenebilmesi ile mümkündür.

         Bu sebepler ile de bu yazımızda hem Avukatlık Kanunumuzda yapılması planlanan değişiklikleri hem de her geçen gün daha da ciddi kronik sorunları katlayarak giden meslek mensuplarının sorunlarını ve kanaatlerimizi içeren çözüm önerilerini detayı ile paylaşmakta fayda görmekteyim.

 

1-) UZMAN AVUKATLIK KURUMU;

Yapılacak değişikliklerde Uzman Avukatlık Kurumu düzenlemesine yer verileceği ve 10 yılı aşan Mesleki Deneyime Sahip Avukatın Uzman Avukat olarak nitelendirilmesi görüşülmekte, tartışılmaktadır.

Oldukça önemli bir detaydır ve yeni Avukatlık Kanununda kanaatimizce yer verilmesi gereklidir.

Mesleki deneyim tüm mesleklerde olduğu gibi, bizim mesleğimizde de oldukça önemli olan bir konudur.

Ancak burada dikkat edilmesi gerekli olan husus, mesleğin aktif olarak icrasıdır. Zira, Avukatlık ruhsatını almaya hak kazanmış ancak farklı mesleki alanlar ile iştigal etmiş bir kısım meslektaşlarımız da mevcuttur. Bu sebeple, burada yasal düzenleme yapılır iken 10 yıllık mesleki deneyimin aktif olarak bizzat avukatlık mesleğini ifa etmiş meslek mensupları için verilmesi ve yasada bu hükme açıkça yer verilmesi kanaatimce son derece önemli olacaktır.

Bu kurum yasal düzenleme haline geldiğinde ciddi şekilde mesleğe katkı sağlayacaktır.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu düzenleme mevcut olup, 0-5, 5-10, 10-15, 15-20 ve üzeri olmak üzere mesleki deneyim sınırlamaları dahilinde Mahkemelerde dosyalarda Avukat olarak görev alınması da tahdidi düzenlemelere tabi tutulmuştur.

Dolayısı ile 1 hafta önce ruhsat almış bir meslek mensubuna hemen tüm Mahkemelerde duruşmalara girmesi için yetki verilmesi mesleğin itibarı ve vatandaşlarımızın hukuk nezdinde savunulması için bir kısım sıkıntıları da beraberinde getirmektedir ki, bu durumun çok sayıda yaşanmış örneği bulunmaktadır.

Belirttiğim hassasiyetler çerçevesinde meslekte uzmanlık düzenlemesi yasal bir zemine kavuştuğunda kanaatimce olumlu bir düzenleme olacaktır.

 

2-) ADLİ YARGIDA BELİRLENECEK PARASAL SINIR ÜZERİ HER DAVADA, İDARİ YARGIDA ve CEZA YARGILAMASINDA TÜM DAVALARDA AVUKAT İLE TEMSİL ZORUNLU HALE GETİRİLECEKTİR;

Bu düzenlemenin de yeni Avukatlık Kanununda yer alması beklenmektedir.

Esasen bu hususta her şekilde yorumum hiçbir istisnaya yer vermeksizin tüm dava, adli iş ve işlemleri, uzlaştırma, arabuluculuk, noter, tapu dairesi işlemleri gibi tüm işlerde Avukat ile temsilin zorunlu olmasından yanadır.

Zira, uzman eli ile takip hukuka en ciddi faydayı sağlayacaktır.

Vatandaşlarımızın Yargı nezdinde salt kendisi tarafından iş yapması kaldırılmalı ve temsil sadece Avukat kanalı ile olmalıdır.

İhtiyaç sahibi vatandaşlarımız için de ADLİ MÜZAHARET kapsamı oldukça genişletilmeli ve buradan Devletimiz kanalı ile en hızlı destek sağlanmalıdır.

Bu düzenlemenin de yeni kanunda yasalaşması hukukumuza oldukça ciddi katkı sağlayacaktır.

 

3-) AVUKATLAR İÇİN TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ TARAFINDAN BELİRLENECEK TEK TİP AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ ZORUNLU HALE GETİRİLECEK;

Bu düzenleme ile artık Avukatlarımız üstlendiği her davada, tüm iş ve işlemlerde Türkiye Barolar Birliği’nin belirleyeceği tek tip Avukatlık Sözleşmesini yapmak zorunda olacaktır.

Bu düzenleme oldukça yerinde bir düzenleme olacaktır ve Avukatlık mesleğine ciddi katkı sağlayacaktır.

Sözleşme ile üstlenilen işin belirlenen tarifeye göre alınacak ücretin denkleştirilmesi uzun yıllardır kronik bir sorun hale gelmiş idi. Bu şekli ile mesleğimizin kurumsallaşması adına çok önemli bir adım atılmış olacaktır.

 

4-) AVUKATLIK ÜCRETİNİN ¼ TUTARININ PEŞİN ALINMASI ZORUNLU HALE GETİRİLECEKTİR;

Avukatlık ücretinin ¼ tutarının peşin alınması hususunda yapılacak bu düzenleme de mesleğimizin kurumsallaşması adına oldukça yerinde bir düzenleme olacaktır.

3. kısımda yer verdiğim değerlendirmeler bu kısımda da yer bulmakta ve kurumsallaşma adına önemli bir adım daha atılmış olacaktır.

 

5-) BAĞLI ÇALIŞAN AVUKATLAR İLE İLGİLİ DÜZENLEME;

Avukatlık bürolarında bağlı çalışan meslektaşlarımız için ücret hususunda yasal bir düzenleme yapılması tasarlanmakta ve bağlı çalışan meslektaşlarımızın aylık ücretinin o yıl belirlenen asgari ücret tutarının 2 katından daha az net ücret ödenemeyeceği yasal düzenlemeye kavuşturulması düşünülmektedir.

Bağlı çalışan meslektaşlarımız için yerinde bir düzenleme olacaktır. Yasada yer verilmesi olumlu katkı sağlayacaktır.

 

6-) REKLAM YASAĞI İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER;

Reklam yasağı hususunda yeni bir düzenlemeye gidileceği ve yapılacak reklamlarda mesleğin itibarını zedelememek şartı ile bu yolun açılacağı yönünde bir düzenlemeye gidileceği tasarlanmaktadır.

Bu hususta oldukça kontrollü düzenlemelere yer verilmeli, uygulamada yaşanılacak sorunlar göz ardı edilmemelidir.

Oldukça saygın bir meslek olan Avukatlık mesleği için reklam yasağı hususunda hali hazırda yer alan düzenlemeler kanaatimce çok da esnetilmemeli aksi takdirde sosyal medya ve diğer sosyal mecralarda yapılacak büyük sponsorlu reklamlar ile haksız bir rekabet devreye girebilecek, meslektaşlar arasında mağduriyetler yaşanacaktır.

Bu sebeple yapılması düşünülen bu düzenlemede mesleğin itibarı ve haksız rekabet koşulları da göz önünde bulundurularak tahdidi düzenlemelere yer verilmesi ve çok fazla esneklik sağlanmaması kanaatimce elzem olacaktır.

 

7-) HER AVUKATIN 3 YIL İÇERİSİNDE TOPLAM 60 SAAT MESLEK İÇİ EĞİTİM ALMASI ZORUNLU HALE GETİRİLECEK ve EĞİTİM ALMAYAN AVUKAT HAKKINDA MESLEKTEN GEÇİCİ YASAKLAMA DİSİPLİN HÜKMÜ UYGULANACAĞI YÖNÜNDE DÜZENLEME;

Yeni Avukatlık Kanunu düzenlemesinde her avukat için 3 yıl içerisinde toplam 60 saat meslek içi eğitim alma zorunluluğu getirilmesi oldukça yerinde bir düzenleme olacaktır. Meslektaşlarımızın mesleki olarak kendilerini geliştirmeleri, güncel yargı kararlarına ulaşmaları, değişen ve gelişen uygulamalar ile ilgili detaylı bir çalışma içerisinde olmaları gereklidir.

Bu düzenleme yapılır iken mümkünse onlıne değil, seminer şeklinde katılımların yer aldığı toplantıların yapılması daha faydalı olacak, bu toplantıların Adalet Bakanlığımız, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulumuz, Türkiye Barolar Birliği, Baro Temsilcileri, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Mahkeme Temsilcileri, Baro Temsilcileri, Akademisyenler kanalı ile oldukça kapsamlı bir şekilde yapılması ve meslektaşlardan bu zorunlu eğitimler için meslektaşlardan ücret talep edilmemesi hususları da kanaatimce göz önüne alınmalıdır.

Zira, burada amaç mesleğin kazanımlarını ve Yargıda içtihat birliğini sağlamak olmalı bu sebepler ile de belirttiğim bu hususlara da ehemmiyet gösterilmelidir.

 

8-) AVUKATLAR LİMİTED ve ANAONİM ŞİRKET KURABİLECEK, ŞİRKETLER SADECE HER BİR BARO BÖLGESİNDE EN FAZLA BİR ŞİRKET KURABİLECEK, YABANCILAR HUKUKU BÜROLARI ÜLKEMİZDE SADECE  MİLLETLERARASI DANIŞMANLIK VERMEK İÇİN ŞUBE AÇABİLECEK KONULARINDAKİ DÜZENLEME;

Bu düzenleme meslek ve meslektaşlarımız açısından çok ciddi sıkıntılı sonuçlar doğurabilecek bir düzenleme olarak görünmekte ve meslektaşlarımızın büyük bir bölümünde ciddi bir mağduriyet oluşturabilecektir.

Zira;

Şirketleşme ile bu kez büyük firmaların hukuk alanına müdahalesi artacak, meslektaşlarımız ise bu düzenleme ile sadece şirket çalışanı hüviyetine dönüştürülebilecektir.

Bu sebeple, bu hüküm mevzuatta yer almamalı, bu düzenlemeye gidilmesinden kaçınılmalı, hukukun ve avukatın bağımsız ve kendine müşahhas yapısı korunmalı, Barolar ve Barolar Birliği mesleğin ve meslektaşın hak kaybına uğramaması için bu düzenlemenin yasalaşmasının muhakkak surette önüne geçmelidir.

Aksi takdirde, her İl Baromuzda kurulacak şirketler eli ile tüm şehirlerde davalar şirketlerin tekelinde toplanacak, meslektaşlarımızın büyük bir bölümü de bu şirketlerin personeli hüviyetine büründürülebilecektir.

Özellikle Anadolu da bu hususta meslektaşlarımız içinden çıkılmaz kayıplar yaşayabilecektir. Büyük şehir şirketlerine bu hususta imkan tanınmamalı, mesleğin vakarına uygun olmayan bu düzenlemeye hiçbir şekilde yer verilmemelidir.

 

9-) BARO YÖNETİM KURULLARININ GÖREV SÜRESİNİN 4 YILA ÇIKARILMASI YÖNÜNDE DÜZENLEME;

Yeni Kanun ile Baro Yönetim Kurullarının 2 yıl olan görev sürelerinin 4 yıla çıkarılması tartışılmaktadır.

Kanaatimce 2 yıllık görev süresi azdır.

Ancak 4 yıllık görev süresi ise fazladır.

Türkiye Barolar Birliği kurullarının 4 yılda bir seçilmesi de göz önünde bulundurularak, seçimlerde yaşanması muhtemel çakışmaların da önüne geçilmek adına ve yeterli olacağı kanaatim ile Baroların kurullarının görev süreleri 3 yıla çıkarılmalıdır.

 

10-) BARO BAŞKANLIK DİVANI İÇİN MAAŞ BAĞLANMASI KONUSUNDA TASARLANAN DÜZENLEME;

Baro Başkanlık Divanı,

Baro Başkanı, Başkan Yardımcısı, Genel Sekreter ve Sayman olarak yer alan ve yıllarca bu kurullarda görev yapmış bir meslek mensubu olarak Baronun yükünü çeken oldukça ciddi emek ve mesai sarf eden görevlerdir.

Baroda ücret alınmaması, gönüllü olarak bu görevlerin yapılması gelenektir. Ancak tüm STK ve Odalarda maaş düzenlemesine yer verilmesi Barolar için de uzun süredir konuşulan bir durumdur.

Getirilebilir ancak sadece temsili bir rakam ile getirilmesi elzemdir. Bu ödemelerin sembolik toplantı ve huzur hakkı kapsamında bırakılması, ödemelerin de Baronun kendisi değil Adalet Bakanlığı ya da Türkiye Barolar Birliği tarafından ödenmesi kararlaştırılmalıdır. Aksi takdirde yapılan sn kanuni düzenleme ile 0-5 yıl meslek mensuplarının aidat ödemesi de kaldırılmış olmakla, Barolar personel maaşlarını ödeyemez durumda iken bir de böyle bir ödemeye yer verilmesi Barolara katmerli bir külfet daha ortaya koyacaktır.

 

Katkı sağlaması temennilerim ile sağlıcakla kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?