Empati

Empati yapmak anlamak mıdır hissetmek mi?

Günümüz dünyasında en çok ihtiyaç duyduğumuz şey belki de empati. Herkes konuşuyor ama çok azı gerçekten dinliyor. Herkes kendini ifade etmeye çalışıyor ama çok azı bir başkasının ne hissettiğini anlamaya çalışıyor.

Empati, birinin yerine kendini koymak değil sadece; onun duygularını, düşüncelerini yargılamadan anlamaya çalışmak. Bazen bir dostunun anlattığı bir derdi dinlerken, hemen çözüm sunma telaşına düşüyoruz. Oysa çoğu zaman insanlar çözümden çok, anlaşılmaya ihtiyaç duyar.

Empati kurmak, insanları değiştirmez belki ama ilişkilerimizi değiştirir. Yargılamadan dinlemeyi, anlamaya çalışmayı ve gerektiğinde sessizce yanında durmayı öğretir. Çünkü bazen sadece “Seni anlıyorum.” demek, dünyaları değiştirebilir.

Empati kurmak; birinin ayakkabılarıyla yürümek değil o ayakkabının vurduğu yeri hissetmeye çalışmaktır. Elbette her zaman tam olarak anlayamayabiliriz. Ama en azından denemek bile bir fark yaratır. Çünkü bazen bir insanın tek ihtiyacı, anlaşıldığını hissetmektir. Uzatılan bir el, sessizce dinleyen bir kulak, omzuna dokunan bir el… Unutmayalım: Empati kurmak, sadece karşımızdakine değil, kendimize de iyi gelir. İçimizdeki insanı hatırlatır bize. Ve belki de, bugünün en büyük iyiliği; birini gerçekten dinlemek ve anlamaya çalışmaktır. İnsan anlaşıldığı yerde çiçek açabilir. Anlaşılmamak, yalnız hissetmek yavaş yavaş çürütür ruhunu.

Empati kurmak kolay değildir. Çünkü empati kurmak, kendimizi bir kenara bırakabilmeyi gerektirir. Karşımızdakinin penceresinden bakabilmeyi gerektirir. Karşımızdaki kişinin yaşadığı duygulara kendi doğrularımızla yaklaşmak yerine onun gerçekliğine saygı duymayı…

Bir haberi okurken, bir tartışmayı izlerken ya da bir yakınımızı sessizce dinlerken bir an duralım… Kendi sesimizi susturup içimizden şu soruyu fısıldayalım: “Acaba o ne yaşıyor? Hangi duyguların içinden geçiyor? Ben onun yerinde olsaydım, yüreğim nasıl çarpardı?” Belki bu soruların net bir cevabı yoktur. Belki hiçbir zaman da olmayacak. Ama zaten mesele yanıt bulmak değil; mesele, kalbimizi onun kalbine doğru açmak, anlamaya cesaret etmek.

Empati, belki koskoca dünyayı değiştirmez. Ama bir insanın içini ısıtabilir, bir yüreğe dokunabilir. Ve bazen, yalnızca bu kadarı bile, bir mucizeye denktir.

Kendimizi hep haklı görmenin, hep en çok bizim yorulduğumuzu düşünmenin kolay cazibesine kapılıyoruz. Oysa bazen dünyayı güzelleştiren şey, bir adım geri çekilip bir başkasının hikâyesine kulak vermek… Anlamak için değilse bile, yargılamamak için dinlemek… Çünkü herkesin bir yükü var, herkesin içinde kimsenin bilmediği fırtınalar esiyor. İnsan en çok kendisini yargılamadan dinleyecek bir kulağa bir kalbe ihtiyaç duyuyor. Belki de tek ihtiyacımız olan şey, biraz daha kalpten bakabilmek. Empati kurmak, insan olmanın sessiz ama en güçlü yanıdır. Ve belki de bizi iyileştirecek olan tek şey, birbirimizi anlamaya çalışmakla başlayan o küçük, içten çabadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rabia VİLDAN Arşivi

Şarkılarda Yaşayan Aşk

16 Haziran 2025 Pazartesi 09:16

Görünmeyen Yükler

27 Mayıs 2025 Salı 09:49

Anlamak

13 Mayıs 2025 Salı 11:22

Sonbahar

06 Mayıs 2025 Salı 10:07

23 Nisan

24 Nisan 2025 Perşembe 10:10

İstanbul’a Mektup

21 Nisan 2025 Pazartesi 09:46

Makam

07 Nisan 2025 Pazartesi 12:10

Müzik

26 Mart 2025 Çarşamba 10:12

Bir İstanbul Masalı

17 Mart 2025 Pazartesi 13:06

- Hata -

04 Mart 2025 Salı 10:09