Rabia VİLDAN
En Uzun Gece
En uzun gece 21 Aralık mıdır gerçekten? Hasta bir insana için nefes alamadığından uyuyamadığı her gecedir en uzun gece. Borcu olan bir insan için borcunu nasıl ödeyeceğini düşündüğü gecedir. Sevdiğini kaybeden bir insanın acıdan kıvrandığı gecedir en uzun gece. 6 Şubat, 17 Ağustos depremlerini yaşayanlar için en uzun gecedir o geceler. Güneş hiç doğmayacak sanılan, korkuyla, endişeyle, umutsuzca geçmesi beklenen saatler… Milyonlarca insan için güneşin doğup doğmayacağının bile bilinmediği saatlerdir o geceler. Enkaz başında bekleyenlerin, bir ses duymak için nefesini tutanların, karanlıkta umut arayanların geceleri… Ya da varlığına alıştığı bir insanın, işin, alanın yokluğuyla yüzleşen insanın ilk gecesidir en uzun gece.
Karanlığın yalnızca göğe değil insanın yüreğine çöktüğü her gece en uzun gecedir aslında.
Başını yastığa koyduğu anda felaket senaryoları yazan, “Ya deprem olursa ya ailemi uyandıramazsam ya şöyle olursa ya böyle olursa…”diye sabaha kadar nöbet tutanların geceleridir en uzun gece. Zihni düşünce deryası olanın geceleri en uzun gecelerdir.
Gece ne kadar uzun geçse de güneş doğar elbet. Güneşi bekleyen, hasretlik nedir çok iyi bilir tabii. En uzun gecelerde nihayet güneş doğar doğmasına ama sabrı, yorgunluğu, kaygısı, kederi unutulmaz.
Ve belki de bu yüzden bazı sabahlar sessizdir. Işık gelir ama geceyi hemen silmez. İnsan, yaşadığı gecenin izini bir süre daha içinde taşır.
Belki de en uzun gece, sabaha rağmen insanın kalbinde kalan gecedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.