Dr. Doğan KAYA

Dr. Doğan KAYA

KÖROĞLU KOLLARI (5)

Aldı sazı Arap:
Çamlıbel'e bayrak asarım
Fırtanan olur çamlara eserim
Kafanı değil gövdeni ezerim
Nere götürüyon Eyvaz'ımı oy!

Köroğlu mu, değil mi? Onu araştırıyor Arap şimdi.
Köroğlu baktı ki; "Şu Köroğlu'nun ismini öldürmeyeyim" dedi.

Aldı sazı:

Goç Köroğlu'm saza vurdum
Neçe senin gibi yiğit gördüm
Yerini yurdunu sürüp çadır gurdum
Geliyom Arap yiğit misin oy!

Arap attan inene kadar Köroğlu'nun elinden ayağından öpmeye başladı. Ününü duyardı.
-Efendim, ben bir hata yaptım, kusura bakma. Az daha elimle gözümü çıkarıyordum.
-Arap, sen daha çocuksun. Ben seninle yumruğumla döğüşürüm. Sen kılıcı çek, ben de yumruğumla, dedi.
-Efendim biliyorum, biliyorum! Hele şu kılıcını bir al!
Köroğlu'nun kılıcını Arap eliyle kınına koydu, dedi ki:
-Bizimkiler daha geriden geliyor. Bunlardan kurtulmak için ne yapalım?
-Kolay oğlum. Sen şu çama yaslan bakalım.
Arap çama dayandı. Köroğlu onu bağladı. Dedi ki:
-Geriden gelenlere diyeceksin ki; "Adam beni bağladı, iyiki öldürmedi" diyeceksin. Ben Eyvaz'ı alıp gidiyorum. Fakat benim asıl âşığım sensin, dedi.
-Tamam. On beş deyip de yirminci günü kırk tane askerle beni bekle, dedi Köse Kenan.
Köroğlu, aldı Eyvaz'ı yola devam etti. Eyvaz artık gülüyor. "Dayım da gelecek." diyor.
Bu anda atlının biri geldi.
-Aman efendim n'oldu?
-Oğlum, öyle bir hataya düştüm ki bilmeden; Köroğlu bizim kökümüzü geçirtiyordu, dedi.
-Kimmiş yahu?
-Köroğlu'ymuş. Beni öldürmedi, iyi ki bağladı.
-Ne Köroğlu mu?
Adamın geri dönmesiyle kaçması bir oldu.
-Allah'tan korkun, beni çözünsene!
Köroğlu'nun adını duyan kaçıyor. Sonradan topal atlı birisi geldi.
-Ne o efendim?
-Benim elimi kolumu çöz de söyleyim. Çöz! Çöz!
Adam çözdü.
-Kim?
-Köroğlu'ymuş.
-Niye demedin deminden beri?
Adam ordan bir kaçtı amma, Köse Kenan bunların peşinden gitti. Kimisinin şapkası düşmüş, kimisinin atı yolda kalmış,, attan inip kaçmış. Gülerek yoluna devam etti.
Köroğlu tam Çamlıbel'in karşısına varınca yüreği kabardı.

Aldı bakalım ne söyledi:

Bir sözüm var Çamlıbel'e
Güzel Eyvaz'ım düştün ele
Demirçi'm su goyver güle
Devrilin Eyvaz geliyor oy!

Hey! Çalınsın büyük sazlar
Hey! Ötüşsün ovada ördekler gazlar
Guşansın süslensin gelinler gızlar
Gülüşün Eyvaz geliyor

On beşe deymiş yeni yaşların
Galemden çekilmiş gaşların
Başı pere pere gar olmuş başların
Çamlıbel Eyvaz'ım geliyor

Goç Köroğlu'm gene coştun
Çok yoruldun dağlar aştın
Bir hileyle alıp da gaçtın
Seyredin Eyvaz geliyor

Demirçioğlu bir dinledi ki, vallaha Köroğlu bu sazı çalıp, söylüyor.
-Babamız gelmiş, karşı çıkmayan yerinde tavuk kalır. Kafası callât, malı yağma, dedi.
Gardaş, Çamlıbel'de ne kadar adam varsa karşıladılar. Eyvaz geldi ki, gerçekten de ayın on beş gecesi gibi parlıyor. Artık Çamlıbel'de yaşamaya başladılar.
Şimdi efendim, adam bir gün, beş gün derken beklemeye başladı. On dokuzuncu gün oldu ama ne Köroğlu ne de Eyvaz söyledi. söylemediler. Yirminci günün sabahı Köroğlu sazı eline aldı, çıktı er meydanındaki binek taşına, vardı oturdu. Aldı bakalım sazı kucağına, tellere vurmaya başladı. Bu anda Demirçioğlu, Eyvaz'ın yanına geldi.
-Eyvaz, bu adamda bir iş var. Bize söylemiyor. Sazı aldı, oraya vardı. Bunu sen bilirsin, ne bu hikmet?
-Ağam, dedi, ne ise çalar söyler. Bugün tahmin ediyorum, bir gelen olacak.
Köroğlu bakıverdi ki, havada bir bölük kara duman geliyor, arkasında da acayip kalabalık.
-At binin, hazırlanın, dedi.
Adamlar bir şey görmüyorlar ki, ne yapılacak? Savaşa mı gidilecek? Bir tereddüt var. Ne binen belli, ne binmeyen.

Aldı bakalım Köroğlu:

Çekin atları durun
Aslanlara emir verin
Bana inanmıyorsanız Eyvaz'a soru
Geliyor gardaş geliyor.

"Bana inanmıyorsanız, Eyvaz'a sorun." diyince Köroğlu, Demirçioğlu vardı;
-Eyvaz kafanı yere düşürürüm senin, dedi. Ne bu?
-Dayım geliyor, dedi. Şu gelen bir bölük kara duman dayım benim, dedi.
Demirçioğlu atın bel kolanını çekeyim derken, yedi kere başından aşağıya attı, atı. Köse Kenan baktı ki orda bir adam var. Ne mutlu kendine.
-Oğlum, hesaplı gidelim, dedi.

Aslanlar Eyvaz'a sorsun
Demirçioğlu'm emir versin
Cirit oynan Köse Kenan yiğit görsün
Geliyor gardaş geliyor

Saymakla bitmiyor sayısı
Hesap edin mardın ayısı
Bu gelen Eyvaz'ımın dayısı
Geliyor Kenan geliyor

Goç Köroğlu'm der "Doldurman"
Oğlum kötü yanınızı bildirmen
Cirit oynarken birbirinizi öldürmen
Geliyor aslan geliyor

Adamlar tam ovaya indiler. Arap atın başını çekti.
-Oğlum dedi, bana karşı çıkacak bir adam gelsin bakalım, bir cirit oynayacağım burada, dedi.
Köroğlu'nun öbür adamları bir tarafa, Arab'ın adamları bir tarafa. Demirçioğlu atını bıraktı. Arap'la karşılaştılar. Cirit ve cenk bir arada, vuruşuyorlar. Fakat Arap çok canlı geliyor. Demirçioğlu da çok çevik geliyor.
Köroğlu;
-Amman etmeyin, yazık olur size, diye bağırıyor.
Demirçioğlu bir baktı ki, Arap kendini yenecek, güçlü geliyor.
Dedi ki :
-Oğlum arap erkek misin sen?
-Anadan doğma erkeğim ben, dedi.
-Atının kuyruğunu kestim, dön de bak, dedi.
Arap geriye dönüp bakmasıyla, Demirçioğlu belindeki kemeri tutup havaya atması bir oldu. Kılıcı da altına uzattı. O anda Köroğlu:
-Demirçi, diye bağırdı.
Demirçioğlu, kılıcını geriye çekti. Köse Kenan atının ayağının dibine düştü. Köse Kenan kalkana kadar, Demirçioğlu'nun ayağından tuttu. dedi ki:
-Demirçi, aslında ben seni yenerdim amma, kurnazlık da bir yiğitliktir, dedi.
-Tamam. Atlıbaşı sensin, emiri sen ver. Canını kurtarmak da bir yiğitlik. beni kalleşlikle avladın, dedi.
-Aslında kıyamadım ben, yoksa seni çoktan öldürürdüm, dedi Demirçi.
Adam kırk atlısıyla, Boynusamıyasığmaz, Canıcöbünde, kabırasığmaz, Deli Ahmet, Deli Hasan hepsi geldiler. Köse Kenan'la. Artık adamlar Çamlıbel'de, büyük bir teşkilat oldular.
...................................................
Şimdi efendim, Köroğlu bekâr, Eyvaz delikanlı adam. Bu arada b
Bağdat'ta bir kız ünlendi. Köroğlu'nun rüyasına girdi. Adam üç gün gördü bu rüyayı. Temiz, güçlü, babayiğit bir kız. Dördüncü sabah kalktı, akıldanesi olan Deli Ahmed'i çağırdı. Her yiğidin bir akıldanesi olurdu. Yapacağı işleri ona sormadan yapmazdı. Dedi ki:
-Oğlum! Aynı bu Eyvaz gibi rüyama giriyor. Bir kız var. Demek ki, biz evlenmeye hak kazanmışız. Herşey Allah'tan.
Yalnız Köroğlu'nun içinde bir his vardı. Müslüman olan bir kişiyi öldürmeye kıyamazdı. Fakat Ermeni olduğu zaman güle güle aklı giderdi.
-Bu kim? Nerde olabilir, dedi.
-Efendim!. Bu Bağdat'ta. Bağdat padişahının kızı. Padişah öldü, bir anası, iki tane de erkek kardeşi var. Bağdat'ın ileri gelenleri bunlar. Bu kızın ismine Şirin Döne derler. Abbas ve Hoylu da kardeşleridir, dedi.
-Oğlum, bu Bağdat ne?
-Halis-malis müslüman, dedi.
Bazen Hoylu'nun ünü gelir duyulurdu Çamlıbel'e. Demirçi'nin de ünü Hoylu'ya duyulurdu.
DEVAMI YARIN

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Doğan KAYA Arşivi

KÖROĞLU KOLLARI (9)

16 Haziran 2025 Pazartesi 10:03

KÖROĞLU KOLLARI (8)

15 Haziran 2025 Pazar 10:15

KÖROĞLU KOLLARI (7)

13 Haziran 2025 Cuma 09:31

KÖROĞLU KOLLARI (6)

12 Haziran 2025 Perşembe 09:52

KÖROĞLU KOLLARI (4)

10 Haziran 2025 Salı 10:24

KÖROĞLU KOLLARI (3)

04 Haziran 2025 Çarşamba 14:48

KÖROĞLU KOLLARI (2)

03 Haziran 2025 Salı 16:12

KÖROĞLU KOLLARI

02 Haziran 2025 Pazartesi 14:21