USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BOŞANMA DAVALARI / TOPLUMSAL SONUÇLARI

16-10-2018

Değerli okuyucular;

         Bu yazımızda boşanma davalarının, boşanma yargılamalarının dünü, bugünü ve yarınına ilişkin olarak bir kısım gözlem ve değerlendirmelerimi sizler ile paylaşmaktayım.

         İlkokulda okumayı öğrendiğimiz andan itibaren bizlere okutulan birçok kaynakta; ? ? AİLE TOPLUMUN TEMELİDİR? ? ibaresi ile defaten karşılaşmışızdır.

         Oldukça önemli ve hayatımızın her aşamasında düstur edinilerek yaşanması gerekli olan bir sözdür.

         Boşanma yargılamalarının toplumdaki yerine, dünü ve bugünü itibarı ile göz gezdirdiğimizde her geçen gün bu konuda daha da olumsuza giden bir seyir ile karşılaştığımız, yarın için de böyle bir gidişin bizleri çok daha olumsuz sonuçlara taşıyacağını görmenin mümkün olabildiğini belirtmek isterim.

         15 yıldır mesleğimi icra etmekteyim. Mesleğimi icra etmeye başladığım 2003 yılına döndüğümde; Aile Mahkemelerinin Yürürlük ve Uygulamalarına İlişkin Kanunun yürürlüğe henüz girerek boşanma davalarının Asliye Hukuk Mahkemelerinden alınarak, Aile Mahkemelerinde görülmeye başlanacağı kararlaştırılmış idi.

         2003 yılı öncesi veriler gözden geçirildiğinde ise; boşanma yargılamalarının Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğü, boşanma hukuku konusunda da alanına giren diğer davalar ile birlikte Asliye Hukuk Mahkemeleri Hâkimlerinin bu hususlarda karar verdiği dönemin şartları itibarı ile karşımıza çıkmaktadır.

         Her alanda konuya matuf bağımsız ihtisas mahkemelerinin karar vermesi gerekliliği hususuna önem veren bir hukukçuyum. Bu doğrultuda Aile Hukukuna ilişkin hususlarda ihtisas mahkemesi olarak Aile Mahkemelerinin çözüm üretmesinin doğru olduğu görüş ve kanaatimi belirtmek isterim.

         Boşanma Hukuku irdelendiğinde halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak bilinen hususun, ilk şekli İMTİZAÇSIZLIK, bir sonraki şekli ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK ( ki hala bir kısım dilekçelerde eskiden kalma alışkanlık ve toplumsal hafızada kalması hasebi ile bu şekilde zikredilir) 4721 sayılı Türk Medeni Kanunumuzun 166 / 1-2. maddesinde en güncel hali ile EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI olduğunu belirtmek isterim.

         Aile Mahkemeleri boşanma asli talebi ile birlikte buna bağlı diğer talepler, ana hatları ile teknik ayrıntıya girmeden; nafaka, velayet, maddi/ manevi tazminat istemleri, mal rejiminin tasfiyesi ve çeyiz eşyalarının istirdadı ( iadesi, ayni yada nakdi ) şeklindeki davalara bakmaktadır.

         Peki geçmişte 2003 yılı öncesinde neden bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde bu mahkemenin görev alanına giren davaların yanında bakıldığı şeklinde bir sorgulamaya gittiğimizde;

         Boşanma davalarının 2003 yılı öncesindeki süreçlerde az olduğu, toplumun boşanma istatistiğinin veya Aile Hukuku ihtilaflarının sayısal olarak günümüze göre oldukça düşük bir oranda bulunması sebebi ile bağımsız bir ihtisas mahkemesi kurulmasına dahi gerek görülmediği aşikardır.

         Ancak 2003 yılında ilimizde sadece bir adet Aile Mahkemesi ( Aile Hukuku ihtilaflarını çözüme kavuşturan ihtisas mahkemesi ) bulunmasına rağmen artan talep ve yoğunluğun etkisi ile 2010 yılında bu mahkeme o dönem iki hâkimli ve iki mahkeme kalemi olan bir mahkeme yapısına kavuşturulmuş, aile hukuku ihtilafları ve buna bağlı talepler ilerleyen süreçlerde daha da fazla artınca bu kez 2 ayrı bağımsız mahkeme kurulmuş ve hali hazırda yıllık her iki mahkemede ilimizde yerine göre 1.500 e yakın dava görülmektedir.  Yani her mahkeme 750 ye yakın davaya bakabilmektedir.

         İlimiz nüfus yoğunluğuna göre oldukça ciddi sayısal çoğunlukta aile hukuku ihtilaflarına maruz kalmakta olup 15 yılda gelinen istatistiki seyir bu şekildedir.   Görüldüğü üzere son 15 yılda bu davaların sayısında ciddi artışlar olmuştur. Eskiden toplumda gerek inanç değerlerimiz ve gerekse örf ve adetlerimiz gereğince hiçbir şekilde hoş karşılanmayan boşanma ve buna bağlı davalar artık biraz daha yaşam standartlarındaki değişiklikler sebebi ile farklı bir anlayış noktasına gelmiş bulunmaktadır.

         İlimizde görev yapan her iki aile mahkemesinde ortalama 1.500 e yaklaşan dava ve talep sayısı toplumsal olarak geldiğimiz noktada özellikle çocukların hayatını ciddi manada olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Karı- koca olarak evliliğin taraflarının biri birinden ayrılması, boşanma kararlılığı ve alınan mahkeme kararı, girilen fiili ayrılık süreci, en ciddi şekilde tarafların müşterek küçük çocuklarını etkilemekte, çocukların hayatlarının her aşamasında ciddi bir yetişme problemi olarak, toplumsal bir sorun, hiç dinmeksizin kanayan bir yara olarak karşımıza çıkmaktadır.

         Anne babanın bir arada ömür boyu hayatını idame ettirmesi her çocuğun vazgeçilmez bir hayalidir. Her çocuk bu ayrılık sürecinde ciddi bir psikolojik travma yaşamakta, çocukta bu kalan hasar ömrünün her aşamasında vahim sonuçları beraberinde getirmektedir.

         İlimizde de nüfus oransal yoğunluğuna göre her yıl Aile Hukukuna bağlı sorunlar giderek artmakta, bu durum, yaşanılan bu süreçler de eşlerin geçmiş dönemde yaşamış insanlarda olandan tam aksine biri birlerine tahammül etmeyerek kolaya kaçtığını, iletişim ile çözüm getirmek yerine, bu yolu tercih etmeyerek ayrılmak yönlü tercihte bulunup özgürce, sorumluluk taşımayan bir hayatı tercih etmeleri tabi sonucunu gözler önüne sermektedir.

         Halbuki tercih; eş olarak vefayı, sorumluluğu beraberinde getirmekten yana kullanılmalı, toplumun temel direği olan aile huzurunun her şeyden ehemmiyetli olduğunun bilinç ve idraki sağlanmalıdır. Çocuklarımızın yüzü gülüyorsa güzel yarınlar bizleri beklemektedir. Toplumsal huzurumuzun her daim yerinde olduğu, aile bilincinin baş tacı edildiği en güzel yarınlarda buluşmak ümidi ile?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?