USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÇOCUKLUĞU DETOKSLAMAK

17-11-2020

Çevrenizde çocuğunuzu nasıl yetiştirmeniz gerektiğine yönelik bilgiç kişiler haylice mevcut olduğunu söyleyebilirim. Ama bu kişilerin ne kadar yerli yönlendirmede bulunduğu konusunda şüphelerinizin olduğuna yemin edebilirim. Ben çocuk yetiştirme uzmanı değilim ancak fark ettiğim sorunlardan biri çocuk yetiştirme konusundaki uzmanların önceki yazımda bahsettiğim ?´Toksik Çocukluk´´ sendromuna katkıda bulunması. Bu uzmanlar çoğunlukla ebeveynlerin kendisini sürekli yetersiz hissetmesine ve süper ebeveyn sendromuna yakalanmasına neden olmaktadır.

Toksik çocukluk sendromu ile başa çıkmak sadece ebeveynlerin üstleneceği rol ve sorumluluk kapsamında olmayıp ulusal ve uluslararası alanda herkesi ilgilendiren bir sorundur.  Çocuklar gelecek adına yapılmakta olan en güzel yatırımdır. Bu toksik kokteyl çocukların sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimine yavaş yavaş zarar vermektedir. Kendi evladınız yara almadan kurtulsa bile kendi çocuklarınız kadar şanslı olmayan diğer çocuklar da kurtulmadan umutlu olamayız. Bu karamsar cümlelerden hoşlanmadığınızı tahmin edebiliyorum.

Yeme bozukluğu çeşidi olan obezite, hiperaktivite, dikkat eksikliği, dürtü kontrol bozukluğu, dijital oyun bağımlısı çocuklar vs. bu örnekler arttırılabilir. Bu sorunlar arttıkça toplumun genelini ilgilendiren suça sürüklenen çocuk gibi sosyal sorunlar karşımıza çıkacaktır. Mesela, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi sorunu ilaçlarla kontrol altına alarak çözebiliriz ancak bu bir baskılama yöntemi olacaktır. Yapılan bir araştırmaya göre 2000-2002 yılları arasında sadece Birleşik Krallık´ta bilinci değiştiren ilaç reçeteleri %68 artmıştır. Çocukluğu bu kadar patolojikleştirmenin kabul edilebilir bir yol olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor.

Böyle bir ilaç tedavisi veren tıbbın yerine makul düzeyde sosyal politika ve eğitim iş birliği ile çocukların davranışlarının altında yatan nedenler incelenmeli ve çocuklar için ellerinden gelenin en iyisinin ne olduğuna yönelik elinden geleni yapmaları gerekmektedir. Dünyanın dört bir yanındaki siyaset kurumu, STK, eğitim kurumları vs. toksik çocukluk sendromu üzerine ellerinden geleni yapmalıdır. Bu konu emin olalım ki hayat kurtaran bir konudur. Toksik çocukluk üzerine yaratılan kültürü detokslamazsak barbar olarak nitelendirilebilecek sistemin anne karnındaki çocuğu ne kadar hedeflediğini göremeyiz.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?