Sevgi Nedir?

“Onlara” olan sevgimi ve merhametimi, adanmışlığımı, tutkumu, çalışma şevkimi anlatacak kelimeler bulamıyorum. Sonsuz yılmayışımı, kendimi yıldızlara ulaşmış gibi hissedişlerimi, hayatımın en mutlu, en doyumu yüksek zamanlarımı, gözümü kapattığımda onlarla geçirdiğim anılarımı her gün yeniden tarih yazarak yaşıyorum. Gözümün başka bir şey görmeyişini, zamanın durmuşluğunu, emeklerimin karşılığını sevgiyle cevap vermelerini hiçbir şeye değişmem...

Hayatımız bir madalyonun iki yüzü gibi, bir yanı ak diğer yanı kara. Kara tarafından nasıl ak görebiliriz, haydi ona bakalım…

Umudumuzun bitmesi, yetersizliklerimizin, yetişemeyişlerimizin, bilemediklerimizin, hayal edip kavuşamayışlarımızın, hayal kırıklıklarımızın, kırgınlıklarımızın hepsi korkularımızın tezahürüdür. Korkularımızdan arınıp umutla tutunacak dala ihtiyacımı var. Bu umudu ise beşeri olana değil manevi ve adanmış olan alana aktarmamız gerek. “Allah’ın kullarına insan sevgini, insan gibi yaşama sevgisini sunmak, insanlığı kâinattan da büyük, ona çok üstün ve onunla ölçülemez değer taşıyacağına inandırmak gerek. İnsana saygıyı, insanlara hizmeti, Allah’ın kullarına merhamet sevgisini insanoğlunun temel iradesi haline koymak gerek…” der Sayın Nurettin Topçu. Sevgi, merhamet ve saygının toplumsal önemine işaret eden Sayın Topçu’nun bu değerli görüşlerine sadık kalmak ve bunları hayatımıza yerleştirmek duygusal bir borcumuzdur.

Hedeflerimiz büyük belki de ulaşılmaz, ancak biz ulaşılmaz olana meftunuz. Ulaşılmaz olanla oyalanıyoruz, belki sonsuz olma hevesimizi bununla gidermeye çalışıyoruz. Son zamanlarda bir tespitim var, insana en çok acı veren sevgi beklemekmiş! Sevgisine karşılık bulabilmekmiş. Karşılıksız sevgi de bir yere kadar olabilirmiş. Ya sabırla sevip, bekleyip, fedakârlık edip karşılığını alıyorsunuz; ya da sabredemeyip hayale kavuşamayıp yarı yoldan dönüyorsunuz. Neden vaz geçeriz? Belki o yolun güvenli olmadığını ya da sevmeye değer olmadığına inandığımızdandır. Peki neden devam ederiz?  Neden sabırla bekleriz sevgimize cevap ararız? Bir yol inandıysak eğer hiçbir şey imkânsız olmuyor. Peki o yol inanmaya değer mi? Toplulukçu bir hedefimiz varsa o yola inanmak sonuna kadar değerlidir. Bu yolda maneviyattan, adanmışlıktan, ortak dünya görüşünden, aynı istikamette olmaktan daha büyük sevda olabilir mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma ZEHRA Arşivi

GEÇMİŞİN ÇAM AĞACI SEVDALISI

13 Ekim 2024 Pazar 16:11

GEÇMİŞİN ÇAM AĞACI SEVDALISI

12 Ekim 2024 Cumartesi 14:06

AFFETMEK

08 Mayıs 2023 Pazartesi 09:46

Bundan Sonra Ne Yapacağız?

09 Mart 2023 Perşembe 00:01

Kötü Komşu İnsanı Ev Sahibi Yapar

27 Şubat 2023 Pazartesi 00:01

ÇAM AĞACI

10 Aralık 2022 Cumartesi 00:01

CİNSİYETÇİLİK

03 Aralık 2022 Cumartesi 00:03

NASIL ŞİFALANACAĞIZ?

29 Kasım 2022 Salı 00:02

İSTİKRAR

09 Kasım 2022 Çarşamba 00:02

NEDEN NAZİK OLALIM Kİ?!

20 Ekim 2022 Perşembe 00:01