Güney Marmara´nın şelaleleri bir başka dünya?

                Dağcılık yapmaya başladım başlayalı; farklı bir doğa görmek istesem Bursa-Balıkesir-Yalova üçgenine kaçarım.

                Burası Allah´ın lütfu bir doğal güzelliğe sahip. Şelaleleri, ormanı, zengin bitki örtüsü, bol oksijeni ve insanı bir başka boyuta geçiren rüzgarı ile bin km yol gidilmesine değecek tarifsiz bir güzellik. Termallerinin şifa kaynağı, yöresel yemekler, Sultanşehir´de vitrinlerde gördüğümüz bitkilerin ağaçlardan salkım salkım sarkması ayrı bir keyf veriyor insana.

                Bu düşüncelere kapılarak bende Bursa Dağcılık İl Temsilcisi Nazif Makas beyle tanıştım. Türk insanının misafirperverliğini bir kez daha gösterdi sevgili başkan. Dağcı dostuğu samimiyeti ile koyu bir sohbete dalıp Bursa´dan yola çıkıp, Yalova yolunu tuttuk. Yalova termale 22km kala aracımızdan inip yürüyüşe geçtik. Alaca karlı güzerahtan, tamamen yeşilin ve göz alabildiğine manzaranın hakim olduğu mekanlara geçerken, defne ağaçlarının doyumsuz kokusu mest etmişti beni. Ihlamur ağaçlarından sarkan salkım salkım ıhlamurlar, ismini yeni duyduğum ama meyvesi ve kokusu hoş bir rahatlık veren değişik meyveler, kestane, zeytin ve çam ağaçları yürüyüşümüze keyf katıyordu.

                Derelerden cağıl cağıl akan su seslerinden sonra Su Uçtu Şelale´sine vardık. Şelalenin gözümüzü ve bedenimizi doyuran ses ve negatif iyonlarını yaşarken; fotoğraf çekinmeyi de unutmadık. Şelalede karşılaştığımız papağanda rengarenk tüyleri ve uysal yaklaşımı ile bize eşlik etti. Katar´dan misafir getiren rehber arkadaşımızla hemen oracıkta tanışıp Hatay´da buluşmak üzere numaralarımızı aldık. Her yerde olduğu gibi burdada SİVASSPOR aklımızda idi. Atkımızla fotoğrafımızı çektik.

Doğa yürüyüşümüzü Yalova´nın Termal ilçesinde tamamladık. Termal ilçesi adındanda anlaşılacağı üzere kaplıca mekanı olmayı başarmış bir güzide ilçemiz. Beş yıldızlı otellerin boy gösterdiği ilçe, aslında küçük bir kasaba temelli ama bacasız fabrika burayı turistlerin uğrak yeri haline getirmiş. Rus´undan Arap´ına halkları görünce neden Kaplıca cenneti Sivas´ımızın bu konuda geri kaldığını düşünmeden edemiyor insan.

O gün yürüyüş ve termal keyfi ile biterken Nazif başkanımın ısrarına rağmen bizi bekleyen yeni doğa yürüyüşlerimize yetişmek için yola koyulmak zorunda kaldık. Nazif başkanım ve ekibinin iglo yapım etkinliğine katılamadığım için üzgünüm. Başkanımda sevgimizden emin olduğu için herhalde bizi klübünün Sivas temsilcisi ilan etti. Hayatı güzelleştiren doğa ve doğal kalan insanlardır. Bursa´dan ayrılırken ?yeniden buraya gelmem lazım? fikri kafama yerleşmişti.

Eylül ayında kestane, ıhlamur, üzüm, şeftali, kaz ayağı, incir toplamaya gitmekte hiç fena olmaz. Benim doyamadığım mevsim yöre insanı için ölü mevsimdi zaten. Ama Akif´in mısraları ne güzel anlatıyordu vatanımızı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

ERCİYES´TEYİZ

16 Ekim 2018 Salı 07:10

Dağcıların buluşma noktası Beydağı...

27 Eylül 2018 Perşembe 07:06

Kaçkarlarda bulut olsam...

21 Eylül 2018 Cuma 10:16

KANAT TAKIP UÇMAKTIR, YAMAÇ PARAŞÜTÜ

26 Ocak 2017 Perşembe 09:18

YILDIZIMIN YILDIZI PARLADI

23 Ocak 2017 Pazartesi 15:26