
Mehmet Feti Ceylan
Medeniyetimizin İncisi: Sivas
Yazının, yazgının, sızının ve acının hafızası var mı bilinmez ama kadim medeniyetimizin eşsiz güzelliklerini temaşa ettiğimiz, aynı anda Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiye’sinin kokusunu ve havasını teneffüs ettiğimiz Anadolu’nun hem sancısı, hem “incisi” Sivas…
İlkbaharın hüzünlü bir gününde, edebiyatın hayat bulduğu pınarın kaynağı şiire umut olan vefa’nın koynunda dem’lenen kalemimize ilham veren, “Anadolu İrfan” geleneğinin mayasını oluşturan, yiğidin harman olduğu coğrafya; Sivas…
Siyasetin ve bürokrasinin “soğuk” ayazında üşüyen “taşralı ruhumuzu” bir nebze de olsa ısıtmak için, toprağın ve gökyüzünün doğum sancısı çektiği, insanın mutluluk, huzur, sevgi ve umut diyerek “yeniden” filizlenmeye ve dahi yeşermeye çalıştığı bir ilkbahar sabahında Sivas’ta olmak…
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi, Prof. Dr. Sayın Hüseyin Yılmaz’ın danışmanlığını yaptığı Sosyal Bilimler Enstitüsü kulübü EKSEN’in koordine ettiği konferans ve söyleşiler için Sivas’a misafir olmak...
Geleceğimize bırakacağımız en güzel miras ilimdir. Bu dert ile dertlenip, bir’e talip olma niyet ve düşüncesiyle, yolcusu olduğumuz dünyada geçmiş ile gelecek arasında köprü olma ümidi ve gayretiyle Sivas ve Sivaslılarla hemhal olmak…
Mihmandar kardeşimiz güzel insanın misafirperverliği eşliğinde, Sivas’ı ve Sivaslıları nakış nakış yüreğimize işlemeye çalıştık. Dikkatimizi çeken ilk şey, insanımızın samimiyetiydi. Sivas’ın kalbi olarak değerlendirdiğimiz Sivas Meydanı’nı gezdikten sonra, medeniyetimizin derinliğini ve inceliğini yansıtan ve tüm ihtişamıyla bizi selamlayan Buruciye Medresesi’nde çay ve sohbet ile ruhumuzu dinlendirmek...
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Sivas Şubesi ve EKSEN’in ortaklaşa düzenlediği “Yazının Edebi” söyleşisi için tarihi Susamışlar Konağı’nın edebi kokusu eşliğinde, “kalem ve kelam” ehli dostlar ile birlikte sohbet etmek... Sohbetin bereketiyle, misafirperverliğin, dostluğun, sözün ve meşkin edebine doymak...
Medeniyetimizin derinliklerine yolculuk etmek için, Sivas Ulu Cami’de bir vakit de olsa, O’nun huzuruna durmak!.. Huzurda olmanın verdiği huşuyla, ruhumuzun yüzyıllar öncesine yolculuk ettiği mekân ile buluşmak… Ulu Cami’den ayrılırken, bu muhteşem yapıyı inşa eden ecdadımızın öngörüsü ve kültürünün derinliği düşünmek ve bizden sonraki nesiller için neler yaptık, neler yapabiliriz özeleştirisini yapmak?..
İrade-i Milliye gazetesinin izlerini taşıyan Sivas Basın Sitesi’nde, kısıtlı imkânlar ile Sivas’ın sesi olmak için gayret eden Sivas Ekspres ve Sivas İrade gazetesi yetkilileri ve Radyo Hilal çalışanlarından yerel medyanın sıkıntılarını dinlemek…
Çocuk cıvıltılarının yankılandığı masumiyet sofralarında, sevgi ve saygının ilim ile taçlandırıldığı, yeni bir medeniyet tasavvuru tohumlarının filizlendiği “zarif” sıralarda, ebeveynlerimizle “Popüler Kültürün Aile Üzerindeki Olumsuz Etkilerini” konuşurken, geleceği inşa etmenin hayaliyle vites yükseltmek…
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi yerleşkesinde, Sivas için emsalsiz bir değer olan Prof. Dr. Sayın Hüseyin Yılmaz’ın derin öngörüsü ve sohbetinden nasiplenmek… Medya ve iletişim araçlarının dijitalleştiği, insanın her türlü bilgiye kolay ulaşılabildiği bir çağda, geleceğin iletişimcilerinin yetiştirildiği, İletişim Fakültesi’nin konferans salonunda, dijitalleşmenin müspet ve menfi yönleriyle birlikte, “Popüler Kültür ve Medya” ilişkisini konuşmak…
Bizim medeniyet tasavvuru ve kültürümüzde hedef insandır; haliyle insan ferdi ve içtimaî düzenin mihenk noktasına konmuştur. Her insan gizli bir hazine ve okunmamış bir kitaptır; o kitabı ancak insanın kalbine ve ruhuna dokunabilenler okuyabilir.
Kalbimizi Sivas’ın güzellikleriyle taçlandırsak da ruhumuzu Sivas’a ve Sivaslılara emanet bıraktık.
Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.