USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

RAMAZANIN VE BAYRAMIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

07-04-2024

11 ay yolunu gözlediğimiz başı rahmet, ortası mağfiret, sonu azaptan kurtuluş olan rahmet, mağfiret, merhamet ve bereket ayı olan bir ramazan-ı şerifi ülke, millet ve İslâm âlemi olarak değerlendirerek tamamladık ve Ramazan’ın bitişinin burukluğunu ve yaklaşan bayramın heyecanını bir arada yaşadık.

 

 

Daha dün denecek kadar kısa bir zamanda büyük bir sevinçle, “Merhaba! “ diyerek karşıladığımız ramazan ayını “Elvedâ'' diyerek uğurlayarak sağlıkla, mutlulukla erişmeyi dilediğimiz Bayramı da kısa bir süre sonra geride bırakacağız.

 

 

Acaba bu ayın nimetlerinden nasibimizi yeterince alabildik mi, gereğince değerlendirebildik mi, bayramı hak edebildik mi?

 

 

Allah’ın her günü, her ayı insanlığımıza, imanımıza, iyiliğe, doğruluğa, hayra ve barışa yönelik iyi işlere biraz daha değer ve anlam katmak için bir fırsattır aslında bizler için.

 

 

Ancak hem Kuran-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı ay olması hem de oruç gibi güzel, mükemmel bir ibadetin de yerine getirilmesi nedeniyle ramazan ayının ayrı bir yeri, ayrı bir önemi, ayrı bir özelliği vardır.

 

 

İnsan, ömür boyu, ramazan ayının manevî iklimine uygun şekilde farklılıklara hoşgörü ile yaklaşma, kimseyi ötekileştirmeme, insanların kişisel tercihlerine saygılı olma, neden ve ne için Müslüman olduğunun bilinci ile hareket etmeli ve bu bilinç içinde yaşamalıdır.

 

 

“Ey inananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız diye, size sayılı günlerde farz kılındı… Ramazan ayı ki onda Kur’an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak– indirildi. Sizden bu ayı idrak eden onda oruç tutsun.” (Bakara/2:183–185)

 

 

Ramazan ayının önemi nefsi terbiye etmek ve benlik, gurur, kin, hırs, öfke, tamah gibi insanı küçültücü ve çevresindekilere zarar verici huy ve davranışlardan vazgeçmesine; hoşgörülü, anlayışlı olmasına vesile olmasıdır. Bu ayın önemlerinden biri de birleştirici ve barıştırıcı olmasıdır. 

 

Yani oruç tutmak sadece mideyi aç bırakmak anlamına gelmemektedir. Yalan söylememek, dedikodu yapmamak, kötülükleri ve günahları da terk etmektir.

 

 

Peki, oruç tuttuk ama amacımız neydi?

 

 

Orucun en belirli amacı Allah rızası için tutuluyor olmasıdır. Oruç niyeti bilinçli olarak İslâm'ın şartını yerine getirmek, İslami düşünceye aykırı davranışlardan da uzak durmaktır.

 

 

Orucun esas amacını, Ebu Hüreyre’nin naklettiği şu hadis açıklamaktadır:

“İnanarak ve bilerek Ramazan ayını ihyâ edenin (dirilten, canlandıran – oruç tutarak, sadaka vererek, terâvih kılarak vb.) geçmişteki bütün günahları bağışlanır.”

 

 

Acaba 29-30 gün oruç tutan bir insanın vücudunda neler oluyor, sağlığı nasıl etkileniyor?

 

 

Japon biyolog ve bilim insanı Yoshinori Ohsumi, 2016 yılında İsveç Nobel Vakfı tarafından, 'Hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin parçacıklarının imha edilmesinin gerektiğini, bunun da uzun süre aç kalarak mümkün olduğunu' belirten çalışmaları nedeniyle 2016 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne lâyık görüldü ve oruç tutmanın insan sağlığına faydalarını bilimsel olarak ortaya çıkardı.

 

 

'Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız.'

 

 “Oruç, kalpte gizli olan ilimlerin anahtarıdır. Ancak nefsine hâkim olanlara bu kapılar açılır.” Maddî ve manevî sıhhatin adresi ve şifası olarak görebiliyoruz orucu…

 

 

Dünya tıp otoriteleri ve bilimsel kaynaklar, doktoru tarafından oruç tutması sakıncalı görülenler, oruç tuttuğu takdirde hastalığı daha ağır geçireceği belirtilenler ve ramazan ayında oruç tutma yükümlülüğü bulunmayan kişiler dışında iftar ve sahur vakitlerinde ilaçlarını dengeli bir şekilde kullanabilecek kişilerin ve özellikle sağlıklı kişilerin oruç tuttukları takdirde bağışıklık sistemlerini oruçla güçlendirdiklerini ifade etmektedir.

 

 

Birçok hastalığa karşı iyileştirici etkisi olan orucun vücudu arındırma yenileme ve güçlendirme gibi faydaları olduğuna dikkat çeken uzmanlar orucun manevi etkileri kadar beden ve ruh sağlığına da pek çok faydası bulunduğunu, başta sindirim sistemi ve karaciğer olmak üzere bütün organları dinlendiren orucun bazı hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde de önemli etkileri olduğunu vurguluyorlar.

 

 

Uzmanlar, oruçla vücudun bir onarım sürecine girdiğini, ancak bunun gerçekleşmesi için de iftar ve sahurda bilinçli beslenmenin yani sağlıklı besinleri tercih etmenin önemine değinerek; iftarda hafif beslenmenin, mutlaka sahura kalkmanın, iftar ile sahur arasında 8-10 bardak su içmenin, kafein ve sigaradan uzak durmanın şart olduğunu ifade ediyorlar.

 

 

Orucun beyin hücrelerinin fonksiyonlarını iyileştirdiği ve aynı zamanda yeni beyin hücrelerinin üretilmesini sağladığı. Bunun da beyin hücrelerinin dejenere olmasını önleyerek Demans (bunama),  Alzheimer, Parkinson gibi hastalıkların ortaya çıkışını da engellediği, hafızayı güçlendirdiği, ruh halini düzelttiği ve depresyonu önlediği belirtiliyor.

 

 

Ayrıca orucun kan basıncını ve kolesterolü düşürdüğü için kalp-damar sağlığına olumlu etki yaptığı; Kalp atım hızını azalttığı, kalp kasını güçlendirdiği de ifade ediliyor.

 

 

Oruç tutmanın sağlığımız açısından bilimsel 10 Faydası ise şöyle sıralanmış:

  • Yağ yakımını hızlandırır
  • Mide ve bağırsakları dinlendirir
  • Zihin fonksiyonlarını güçlendirir
  • Vücudu zor şartlara karşı güçlendirir
  • Cildi canlandırır ve parlaklık verir
  • İnsülin direncinde olumlu etkileri vardır
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir
  • Kalp sağlığını korur
  • Hücreleri onarır
  • Yaşlanma etkilerini geciktirir
  •  

 

Maddî ve manevî sıhhatin adresi ve şifası olan oruç ibadetini lâyıkıyla yerine getirmek bizleri her türlü zihni ve bedeni sıkıntılardan kurtarmaktadır.

 

Ramazan ayının gönüllerde ve insan hayatında oluşturduğu etkilerinin yıl boyu devam etmesini, bir sonraki Ramazan'a ve Bayrama sevdiklerinizle, sevenlerinizle birlikte sağlıkla kavuşmanızı temenni ediyor; sağlık, huzur, mutluluk dolu güzel günler diliyorum.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?