Kumar insanoğlunun en eski faaliyetlerinden biridir. Yapılan arkeolojik çalışmalar, insanoğlunun bulunduğu her yerde kumarın varlığını göstermektedir. Mezar yazıtları ve diğer arkeolojik bulgular, kumarın insanlık tarihindeki varlığını kanıtlamıştır. Kumarın kökenleri kesin olarak belirlenemese de tarih boyunca farklı kültürlerde kumar benzeri aktivitelerin var olduğu bilinmektedir. Bunların ilk örnekleri taş devri insanlarının, zar benzeri taşlarla kumar/ bahis oynadığına dair kanıtlardır.Antik çağlardan beri kumar oyunları, insanların eğlence, rekabet ve hatta ibadet gibi çeşitli amaçlarla oynandığı yaygın bir aktivite haline gelmiştir. Kumarın ilk kanıtı, ilkel bir şans oyunu için oynandığı anlaşılan fayansların gün yüzüne çıkarıldığı Antik Çin’den geliyor. Çin'in 'Şarkılar Kitabı'nda 'ahşap çizimi'nden bahsediliyor ve bu da fayansların piyango tipi bir oyunun parçası olabileceğini öne sürüyor. Yaklaşık MÖ 200'de devlet işlerini finanse etmek için bir çeşit piyango olarak kullanılan keno fişleri şeklinde kanıtlarımız var - muhtemelen Çin Seddi'nin inşası da dahil. Piyangolar tarih boyunca sivil amaçlarla kullanılmaya devam etti (Harvard ve Yale, piyango fonları kullanılarak kuruldu) ve günümüze kadar da kullanılmaya devam ediyor. (gambling.net)
Çoğu bilim adamının görüşleri, ilk oyun kartlarının 9. Yüzyılda Çin’de ortaya çıktığı konusunda hemfikir. Ancak oyunların kesin kuralları tarihte kaybolmuş durumda. Oyunların bazıları günümüz çocuklarının oynadığı değiş-tokuş kart oyunları gibi. Görüşler kartların hem oyun hem de kumar için kullanıldığını öne sürerken. Bazı görüşler bu kart destelerinin Çin Domino taşlarının kağıt formasyonu olduğuna inanmaktadır. O dönemde kullanılan kartların, bugün kullandığımız standart 52 deste ile az bir ilgisi bulunduğu anlaşılmıştır.
Antik Yunan’ın şairlerinden Sophokles (Sofokles, MÖ 495- MÖ 406, Atina) zarın Truva kuşatması sırasında mitolojik bir kahraman tarafından icat edildiğini iddia etti. MÖ 400’lerde, Yunan tarihinde ilk defa zardan söz ediyordu. Fakat zarın bundan çok öncesine dayandığını biliyoruz. MÖ 3000’lerden kalma bir mısır lahitinde çift zar bulunduğuna dair kanıtlar mevcut. Çin’de başlayan yolculuk, Antik Yunan, Mısır ve Roma’ya kadar uzanmıştı. Kumarın insanoğlunun hayatında yer edinmesi zor olmamakla beraber, sosyal ağlar genişlemiş ve insanlar çalışmak yerine masa oyunları ile kolay para kazanmaya sürüklenmiştir.
Eski Yunanlılar ve Romalılar her fırsatta ihtiyacı olan şeyler üzerine kumar oynamayı seviyorlardı. Kumar Roma’nın her tarafında yaygınlaşan bir aktivite haline gelmişti, kentte zar oyunlarıda dahil olmak üzere tüm kumar oyunları yasaklanmıştı. Yakalanan kumarbazlara bahisin dört katı gibi cezalar veriliyor ve insanların kumara olan bağlılıkları bu cezalar sayesinde önlem alınmaya çalışılıyordu. Bunun sonucunda Roma vatandaşları ilk kumar fişlerini icat ettiler. Artık oyunlarda bu fişler sayesinde ödeme yapılıyor ve yakalanmaları halinde parayla değil yalnızca fişler ile oynadıklarını iddia ediyorlardı. İcat ettikleri fişler günümüzde; çek senet, kredi/ banka kartı gibi günlük hayatta çok sık kullanılan araçların atası olarak bilinmektedir.
1400’lü yıllara geldiğimizde kumar artık herkes tarafından bilinen, üzerine bahis yapılan ve seyircisi olan bir aktivite haline geldi. Bu gelişmeler insanların sosyalleşeceği ve kumar oynacağı alanların çoğalmasına etki etti. İlk kumarhane olarak kabul edilen ve kumar oynanan yerlerin başlangıcı 17. Yüzyıla dayanmaktadır. İtalya’nın Venedik kentinde 1638 yılında açılan Ridotto adlı kumarhane kontrollü bir ortam sağlamak için bu alanda öncü oldu.
Günümüzde de meşhur olan ve üzerine bahis yapılan kumar oyunu “Baccara” hemen hemen her kumarhanenin vazgeçilmesi haline gelmiştir. Her ne kadar Baccara oyundan ziyade, seyircili bir spor olsa da, yüksek bahis oranlarıyla beraber kumara evrilmiştir.
Kumarın ilgi görmesi her toplumda var olan bir şey olsa da, kilise ve din adamları bu konuyu bir tehdit olarak algılamış ve kumar oynayan insanların büyük bir günahın kapısında olduğunu belirtmişlerdir. Kumarın bir diğer özelliği ise, statü farketmeksizin herkesin aynı masada veya aynı ortamda oyun çevirmesidir. Krallar, tüccarlar ve köylüler kumar evi denilen mekanlarda birleşir ve birlikte şanslarını denemek için aynı heyecanı paylaşırlar.
Kumarın geleceğini tahmin etmek o kadar da zor değil. Teknolojinin gelişmesi ve dünya nüfusunun çoğunda bulunan mobil cihazlar sayesinde “sanal kumarhane” diye tabir ettiğimiz, insanların yer farketmeksizin başka kullanıcılar ile kumar oynayabileceği ortamlar inşaa edilmekte. Kumarhane kültürünü ise daha çok yaşlı kesim devam ettiriyor. Önümüzde ki yıllar içerisinde azınlık durumuna düşmeleri çok olası. Bu yüzden internet bulunan her yerde oynanması mümkün olan kumar, daha fazla kullanıcıya ve oyuncuya sahip olacaktır.
Ve ondan sonra? Kim bilir ama konu kumar olunca her şey mümkün.