USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ÖNSEÇİM ve EĞİLİM YOKLAMALARI?

25-12-2018

        Yerel seçimler sürecinde adaylık ve ittifak hususlarında fikirlerimi beyan eden bir kısım yazılarımı sizlerle paylaşmıştım.

        Son süreçte önceki günkü yazımda yerel seçimler takvimindeki önemli hususları da aktarmıştım.

        O yazıda da belirttiğim gibi, yerel seçimlere ilişkin Yüksek Seçim Kurulu takvimi tüm siyasi partiler için önemli olup, takvime bire bir uygun hareket etmek gerekmektedir.

        Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimini irdelerken, takvimin birçok bölümünde tarihler ile siyasi partilerin aday belirleme süreçlerinin, özellikle de 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununda;

        36. madde ve devamı maddelerde adaylık tespiti ile buna ilişkin önseçim usulleri yer almıştır.  

        2820 sayılı kanundan dayanağını alan bu adaylık tespiti hususu;

-      İlçe Seçim Kurullarına talep üzerine müracaat eden siyasi partilerin aday yoklamalarını kendi parti tüzüklerine uygun olarak yaptırmaları bir ön seçim ile yerine getirilmesinden ibarettir.

-      2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu yapılacak seçimin şekli unsurlarını belirlemiş, bu hususta oluşacak sandık kurulu üyelerinin seçimini, adaylık kriterlerini, oy pusulalarını, müşahit ve parti görevlilerini, sonuç tutanaklarını ve ilgili tüm evrakların muhafazasına ilişkin hükümleri düzenlemiştir.

Tabi önseçim hususuna uyarlı olarak da 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna atıflar yapılarak Yüksek Seçim Kurulu tarafından 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerine ilişkin olmak üzere, ilgili takvimde seçime katılma yeterliliği bulunan tüm siyasi partilerin aday belirleme hususlarındaki düzenlemelere istem halinde başvurulmasına ilişkin tarih ve usuller yer almıştır.

YSK takvimi irdelendiğinde her ne kadar bu hususa değinilse de takdir edileceği üzere uygulama bu şekilde tezahür etmemektedir.

Her bir siyasi partinin tercihi kendi teşkilatları ile yaptığı istişarelere dayalı EĞİLİM YOKLAMALARI üzerine olmuştur.

Bu doğrultuda eğilim yoklamaları içerisinde yer verilen kriterlerin tümü adayların belirlenmesi sürecinde etken olmuştur.

Her bir siyasi parti dahil olduğu ittifak bloğunun hak ve menfaatlerini de düşünerek adaylarını eğilim yoklama kriterlerine uygun olarak belirleyip kendi tercihini basın yayın yolu ile ilan etmiştir.

Bu durumda da önseçim uygulamasına hiçbir siyasi parti başvurmamıştır.

Zaten 2820 sayılı kanun yollaması ile 298 sayılı kanun düzenlemeleri ve buna uygun belirlenen YSK seçim takvimi ihtiyari yani taleple bağlılık hükümlerine irdelemekte, önseçim zorunlu bir durum olarak karşımıza çıkmamaktadır.

Önseçim uygulamasının hayata geçirilmesi noktasında faydalar ve zararlar olabilir. Özellikle siyasi partilerin parti içi uyumlu çalışacağı aday ile yollarına devam etmek istemeleri tercih olarak partiler için daha uygunluk gözükmektedir.

Zira, her bölgede parti tüzüğü kriterleri ile yapılacak önseçim uygulamalarında eğilim yoklamalarından farklı bir aday çıkması durumu siyasi partiler için o seçim bölgesinde moral bozukluğu teşkil edebilir.

Hali hazırdaki mevcut seçim sistemleri itibarı ile her bir siyasi parti gerek ittifak bloğundaki konumu, gerek mevcut ittifaka ilişkin karşılıklı olarak yaptığı anlaşmalar ve gerekse eğilim yoklamalarının her bir siyasi parti için kıriter olarak aldığı esaslar itibarı ile zaten önseçim uygulaması ile aday tespiti cihetine gidilmesi birçok seçim bölgesinde beklenenden farklı sonuçların çıkabileceği ve parti içerisinde moral bozukluğuna sebebiyet verebileceği dikkate alındığında, pek de şu durumda mümkün görünmemektedir.

Her ne kadar YSK aday belirleme kıriterleri ve önseçim uygulamasına yönelik kanundan kaynaklı düzenlemeye yer verip tarihlerine ve takvimine bunu yerleştirse de uygulanabilirliği bulunmayan bu durumda maddi gerçeklik eğilim yoklamalarından çıkan sonuçlara endeksli olup,

Zaten her bir siyasi parti hemen hemen her bölgede adayını da ilan etmiş durumdadır.

Gelinen noktada YSK takviminde yer verilmiş olsa da önseçim uygulamasına hiçbir şekilde hiçbir bölgede fiilen gidilmeyeceği de görünen gerçekliktir.

Önseçim mi eğilim yoklamaları mı denildiğinde, aday belirlemede etkin olan kıstas kamuoyu, parti üst yönetimi, yerelde teşkilat birimleri ve ittifakın ortak menfaatleri önseçimi fiilen ortadan kaldırmış durumdadır?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?