USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YARGI SİSTEMİ KONUSUNDA TOPLUMUMUZDA BİR KISIM HATALI ALGILAMALAR ve MEVZUATIN MUHTEVASINA UYGUN ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ

07-11-2018

Değerli okuyucular;

        Bugüne kadar hukukun birçok alanında uygulamada yaşanılan sorunlar hakkında önemli detaylara temas edip, yaşanılan problemleri ve somut çözüm önerilerini sizler ile paylaşmış idim.

        Bu yazımızda da yargı sistemi açısından toplumumuzda hukuktan beklenti yönü ile biz uygulamacılara sorulanlar içerisinde hatalı algılamalar ve bu soruların mevzuatımız muhtevasına uygun olarak cevaben olması gerekenleri sizler ile paylaşacağız.

Her bir vatandaşımızın adli iş ve işlemlerinin, dava ve yargılamalarının etkin, adil ve belirli sürelerde neticelendirilmesini talep etmek en doğal hakkıdır.  Davanın tarafları olan vatandaşlarımızın uygulamacılardan beklentisi somut hadise / yaşanılan ihtilaf üzerinde tüm detayları dinleyip şifahi beyanların esas alınmasıdır.

Ancak, hukukun deliller ile somutlaştırılması davanın tarafları açısından ilk etapta akla gelen hususlardan olamamaktadır. Bu durumda yargılama esnasında biz uygulayıcıların usul yasalarına uygun olarak tarafların ifadelerinin alınması işlemlerinde bizleri oldukça zor duruma düşürmektedir.

Vatandaşımızın yaşadığı hususları sanki yargılama süjeleri olan hakimler, savcılar, avukatların kendileri ile beraberinde yaşamış gibi anlaşılmak algılama ve beklentisi içerisinde olduklarını sıklıkla hissetmekteyiz. Bu tip algılamalar da üzülerek ifade etmek isteriz ki, yargılama süreçlerinde zor anların yaşanmasına sebebiyet vermektedir.  Vatandaşımıza maddi vakıanın denetimi ve şekli / biçimsel denetim uygulamaları ile delil üzerinde yürümek ve davalardaki iddiaları somutlaştırmayı daha etkin şekilde belirtmek gerekmektedir.

Maddi vakıa denetimi dediğimiz hususun vatandaşın yaşadığı ihtilaflarda somut olarak olaya ilişkin maddi olayları inceleme ve denetleme yetkisi olduğu, bununla birlikte hukuki açıdan mevzuata uygunluk denetiminin de yapılabildiği, bu yetkinin ilk derece mahkemeleri ile istinaf mahkemelerinde olduğu, şekli/ biçimsel denetimin ( mevzuata uygun karar verilip verilmediği hususunun denetlenmesinin ) ise salt Yargıtay tarafından yapıldığı adli yargı süreçlerinde yargılamanın her aşamasının da biz uygulayıcılar tarafından vatandaşımıza uygun şekilde izahı önemli ve elzemdir.

Aksi takdirde vatandaşımız her hususun delil olarak değerlendirilmesini talep edecek, özellikle teknolojik yollar ile kendisi delil elde ederek sunmak isteyecek, izinsiz teknolojik delil elde edilmesi sebebi ile de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 133. maddesi uyarınca bu kez hakkında şikayet üzerine yargılama yapılarak ceza alması ile karşı karşıya kalınacaktır.

Hemen bu riskli durumu örneklendirelim. Birçok hukuki ihtilafta vatandaşlarımız ses kaydının delil olduğunu düşünmekte, davasının karşı tarafında bulunan kişi ile yaptığı görüşmeleri gizli bir şekilde ses kaydına almakta bunu da delil olarak sunmak istemektedir.

Vatandaşımıza ses kaydının delil vasfına haiz olmadığını, hatta buna rağmen sunmak istediğinde karşı tarafın kendisini şikayet etmesi üzerine yargılanacağı ve 5237 Sayılı TCK nun 133. Maddesi gereğince de ceza alacağını belirtmemiz durumunda öncelikle bir şaşkınlık ile karşılaşılmakta ve kendi beyanı, lütfen kayıt dinlenilsin şeklinde tepki verilmektedir.

Unutulmamalıdır ki, hukuk davaları somutlaştırma kapsamında yasanın aradığı deliller ile yürüyebilmekte, vatandaşımızın her olayda şahit göstermek istemesinin aksine, şahit ile değil yazılı delil ile ispatın aranan en önemli kriter olduğunu hatırlatmak ve belirtmek isteriz.

Her yargı kolunun kendi içerisinde farklı delil toplama esasları ile nihai kararlara ulaşması düzenlemeleri karşısında, bizlere gelen ve ağırlıklı şahidim var bu hususta beyanının aksine, somut hadiseler yaşanmadan önce danışmanlık hizmetleri kanalı ile somut hadiselerin yaşanması muhtemel durumlarından önce doğru kanalize olmak adına bilgi alınması ve verilerin buna göre toplanmasının aşama aşama tespiti önem arz etmektedir.

Her bir somut hadise yargılamasının yapıldığı yargı kolunun yargılama usul kurallarına tabi olduğu için, eğer mümkün ise yaşanması muhtemel olaylarda bu hadiseler vuku bulmadan önce, eğer mümkün değil ise yaşanılan somut hadiseler akabinde delillerin somutlaştırılması ve değerlendirilmesi noktasında profesyonelce bir hukuki danışmanlık hizmetinin alınması, bununla birlikte beklenilen değil hukukçu uygulayıcının beyanları doğrultusunda uygun bir seyir izlenerek hukuki ihtilafın sonlandırılması/ karara bağlanması cihetine gidilmesini genel bir çözüm olarak belirtmek isterim?   

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?