USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

YARGISAL SORUNLARDA ÇÖZÜM ÖNCELİĞİ - 7

10-12-2019

Davalı veya vekili var ise dava dilekçesi ekinde gönderilecek tevzi formu ile öğrenilecektir.

Bakanlığımızca bu konuda hedeflenen hususlar bu detayda olup, ilerleyen süreçlerde bu uygulamanın hayata geçirilmesi konusunda seyrin nasıl gelişeceğini hep birlikte göreceğiz.

Ancak, süre mefhumu konusunda bir kısım kanunlarımızda her ne kadar belirleyici özel düzenlemelere yer verilmiş olsa da süre konusunda beklenen faydanın sağlanamadığı yapılan yargılamalarda önümüze gelmiştir.

Örneğin, 4857 sayılı İş Kanunumuzda İşe İade davalarında İş Kanunu madde 20 uyarınca feshin geçersizliğine ilişkin dava açmak süresi fesih bildiriminin tebliğinden itibaren 1 ay olarak belirlenmiş olup, 1 aylık yasal süre içerisinde açılan davanın seri yargılama usulü ile 2 ay içerisinde Yerel Mahkemede sonuçlandırılması, Yüksek Mahkemeye başvuru olması durumunda ise 1 ay içerisinde kesin olarak sonuçlandırılması düzenlenmiştir.

Bugüne kadar işe iade davalarında kanunun bu tahdidi  (sınırlandırıcı ) düzenlemelerine rağmen 2 yıla yakın zaman dilimlerinde bu davaların sonuçlandırıldığını görünce özel kanuni düzenlemenin bile varabileceği sonuçlar gözler önünde bu şekilde uygulama kabiliyeti bulmaktadır.

Tabi bir de üst denetim olağan kanun yolları dediğimiz İstinaf ( Bölge Adliye Mahkemeleri inceleme süreçleri ) ve Temyiz ( Yargıtay inceleme süreçleri ) başvurularının oldukça geç nihayet bulması da süre konusunda belki de üzerinde en çok tartışılması gerekli olan hususlar arasında yer almaktadır.

Yine, yargının süre konusunda belirleyici etkeninin sadece kendi iç dinamikleri ( yani Savcılık, Mahkemeler ve Savunma kanadı olarak Avukatlar ) ile değil aynı zamanda başka alanlarda bağlı kaldığı diğer meslek kollarının uzmanlıklarını içeren konularda diğer uzmanlık alanlarına bağlı etkenler ile süre uzamaları da dikkate alınmalıdır. Bu hususu örneklendirecek olur isek; Tıp alanında alınacak kati raporlar, tazminatlara esas maluliyet süreçlerinin tespiti, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı´ nın kesin raporları, mali içeriği bulunan davalarda mali uzmanların sunacağı raporlar ve yine arazi ile imar davalarında dosya kapsamına alınması gerekli olan raporların dosyaya sunulması ve tüm bu yargı dışında faaliyet gösteren ancak uzmanlıklarına ihtiyaç duyulan alanların süre konusuna ilişkin belirleyici olacakları roller de dikkate alınarak süre mefhumu konusunda detaylı bir uygulamaya gidilmelidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?