Sivas sultan şehir, Anadolu´nun ortası,
Say ki bu memleketin sağlam sigortası,
Kıymet bilinmezlik senin kaderin olsa da
Değerini ölçemez, bir tezgâhın işportası.
Sivas sultan şehir, doğu ile batının arası,
Müslüman Türkün Anadolu´da ki tuğrası,
Vefasızlık belki senin kaderin olsa da
Sen ki ecdat Selçuklunun kadim mirası.
Sivas sultan şehir, ülkenin dağ gibi arkası,
Seninle emniyettedir Muğla´sı, Isparta´sı,
Çilekeş topraklar, senin kaderin olsa da
Sen ki bu vatanın sapsağlam omurgası.
Sivas sultan şehir, gönüllerimizin yarası,
Bin yıldan fazladır Türk yurdudur burası,
Gariplik, kimsesizlik senin kaderin olsa da
Sen bu memleketin iskeleti ve kaburgası,
Sivas sultan şehir, hep sert olur havası,
Öyle ki, soğuğu Erzurum´un bile dahası,
Kıraç topraklar senin kaderin olsa da,
Bu topraklarda yetişir buğdayın en hası.
Sivas sultan şehir, yaşanan göç furyası,
Çoğu İstanbul´dadır dert ekmek parası,
Dışarı göç vermek senin kaderin olsa da,
Yine de kalabalık ilçesi, köyü ve mezrası.
Sivas sultan şehir, sen hepimizin sılası,
Seni ziyaret gurbetin bir nefes fasılası,
Yokluk, yoksulluk senin kaderin olsa da,
Toprakların bu vatanın değerli hasılası.
Sivas sultan şehir, garip anaların yası,
Topraklarına ekilmiş ozanların mayası,
Kadir bilmezlik senin kaderin olsa da,
Sen türkülerin, ağıtların koca deryası.
Sivas sultan şehir, bir güzel şiir mısrası,
Mütevazı yemeklerin bir lezzetli sofrası,
Hatırlanmamak senin kaderin olsa da,
Silinmez senden Türklüğün aziz hatırası.