Birinci ve ikinci Dünya savaşları, kayıt cihazlarının ilkel versiyonları da olsa deklanşörler ve objektiflerin tanıklığında 21. Yüzyılda gerçekleşti. Her şeyin kayıt edilebildiği günümüzde bile ne yazık ki, bu yüzyılın zulüm sarmalını tam anlamıyla objektif olarak izleyemiyoruz.

Dünyaya barış ve demokrasi getireceğini vaat eden güçler, ne yazık ki zulümden başka bir şey getiremediler. Başta Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin ve İsrail sömürge alanlarını genişletebilmek için çeşitli bahanelerin altına sığınarak yayılmacı anlayışlarına devam etmektedirler. Ne zaman ekonomileri kötüye gitse, dünyanın doğal kaynaklarına sahip ülkelere demokrasi götürüyoruz bahanesiyle, tecavüzlerine meşruluk kazandırmaya çalışmışlardır. Bu duruma tanıklık ettiğimiz en yakın olay, 11 Eylül saldırılarıdır. Dünyanın en büyük istihbarat teşkilatlarının hâlâ failleri mahkeme önüne çıkaramayışı bir şaibe olarak durmakta iken Amerika’nın bu bahane ile Afganistan’a girmesi, bozuk olan ekonomisini gayri meşru bir yolla düzeltme çabasından başka bir şey değildir. Afganistan’a demokrasi getireceğini söyleyen Amerika, ülke içinde ulaşabileceği tüm maddi çıkarlarına ulaştıktan sonra, ülkeyi terk ederken kendine hizmet edecek bir diktatörü de ülkenin başına yerleştirmeyi ihmal etmemiştir. Bu sistemi birçok ülkede uygulayan Amerika, fazla güçlenen bir diktatöre de tahammül edemediği için B planı olarak böyle bir durumda halkı yönetime karşı kışkırtmak suretiyle o ülkedeki tek güç olmayı başarmıştır. Bu durumun en bariz örnekleri; Irak’ta Saddam’ın, Libya’da Kaddafi’nin indirilip ülkelerin bölünmesidir. Yine Mısır’da Hüsnü Mübarek’in halk ayaklanmasıyla indirilip askeri darbe yapılması bu durumun en yakın örneklerindendir.

Günümüzde Suriye, Irak ve hali hazırda Yemen mezhep savaşlarıyla aynı şekilde bir dizayna tabi tutulmaktadır. Güya demokrasiye hizmet etmesi için kurulan Nato, Birleşmiş Milletler, AHİM ve LAHEY gibi kurumlar ise zalim olan Batıyı haklı çıkarmak için elinden gelen her çabayı sergilemektedir.

Türkiye yeni bir seçim sathı mahalline girmekte iken sergilenen yeni oyunlar, akıllara bu tür bir dizaynı getirmektedir. Önümüzde bu kadar açık ve sonucu belli örnekler varken böyle bir hataya düşmememiz gerekir. Aksine bu süreci bir demokrasi şöleni şeklinde geçirmeliyiz. Bu süreçte tüm parti ve adaylarımıza başarılar diler, seçimin milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ederim…