Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun bilimsel belgelerle ortaya koyduğu gerçek; ''KÜRTLERİN YÜZDE KIRKI KÜRTLEŞEN TÜRKLERDİR'' der. Yüzyıllar içerisinde çeşitli siyasi gelişmelerin sebebiyet verdiği sosyal döngüdür bu. Kürtleşen Türklere en önemli örnek Karakeçili Aşireti'dir. Kayı Boyuna mensup ve Osmanlı Hanedanı'nın da mensubu olduğu bu aşiretin Güneydoğu Anadolu'da yerleşen kolu yüzyıllar içerisinde Kürtleşmiş, Kürt topluluğu olarak anılır olmuştur. Osmanlının alevi Türkmenlere yaptığı zorlamalar çok şiddetli biçimde gerçekleşmiştir. Bu çerçevede alevi Türkmenlerin bir kısmı da Kürtleşmiş ve buna karşılık mezheplerini korumuşlardır. Bu da Türk aşiretlerinin, doğu ve güneydoğu Anadolu'daki Türkmenlerin zaman içerisinde Kürtleşmelerinde en önemli etmenlerden biri olmuştur. Osmanlıda, birçok aşiret arşiv kayıtlarında; TÜRKMEN EKRADI (TÜRKMEN KÜRTLERİ) diye belgelere rastlanmaktır. 16. YY'DA "TÜRKMEN" OLARAK ADI GEÇEN BİRÇOK AŞİRET GÜNÜMÜZDE "KÜRT" OLARAK KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR.
Bu siyasal sebeplerin en önemlisi Safevi-Osmanlı çekişmesidir. Yani bir yerde Şii Türk-Sünni Türk çatışmasıdır ki bugün neredeyse tamamı Türkmenlerden müteşekkil doğu Anadolu Alevilerinin "Kürt alevi" olarak anılmasının ana sebebidir. Şii oldukları için Osmanlı tarafından dışlanan, soykırıma ve katliamlara maruz bırakılan Türkmenler, devşirme sistemi ile yönetilen Türk(!) Osmanlı tarafından sırf mezhepsel kavgadan ötürü Türk olarak kabul görmemiş ve zaman içerisinde üst kimliklerinde değişkenlikler göstererek Kürtleşmişlerdir. İşte bugün Kürt alevisi dediğimiz unsurlar bu öz be öz Türkmen kandaşlarımızdır.
 Kendisi de Türk olan Safevi lideri Şah İsmail, doğu Anadolu'da yaşayan Türkmen Beylerine, Safevilere bağlı kalmaları koşulu ile yaşadıkları bölgelerin kontrolünü vermeyi vad etmiştir. Oysa Osmanlı Devleti Fatih Sultan Mehmet yönetimi döneminden başlayarak Türkmenlerin başına Enderun mektebinden yetişen devşirme yöneticileri atamıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti yıkılana değin Türkmenleri göçebelikten vazgeçmeye ve toprağa yerleşmeye zorlamıştır. Buna karşılık Sünni oldukları için Kürtleri bu uygulamanın dışında tutmuştur. Üstelik Osmanlı Devleti, Kürt aşiret beylerine toprakta tapu hakkı vermiş, ancak aynı hakkı Türkmen aşiret beylerine tanımamıştır. Selçuklulardan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına kadar bir çok Türk boyunun mezhep çatışmaları ve iskan politikaları nedeniyle Kürtleşmiştir.  Tarihi kaynaklara dayanarak bir gerçek gözler önüne serilmiştir: ORTA ÇAĞIN TÜRKLERE BIRAKTIĞI BAŞLICA MİRASIN KÜRTLEŞEN MİLYONLARCA TÜRK OLDUĞUDUR. Güney Doğu'da bulunan Zazaların kendilerini Sümerlerin devamı saydıkları, 120 aşiretten oluşturuldukları belirlenen Zazaların çoğunun Beyler, Kubatlı, Pınarlı, Hörmekli, Karaballı gibi Türkçe adlar taşıdığı görülmektedir. Yüzlerce aşirete sahip Karakeçili aşiretinin Anadolu'nun birçok yöresinde yaşadıklarını, batıdakilerin kendilerini Türk, doğudakilerin ise Kürt saydıkları görülmektedir, aşiretin tarihi kaynaklarda "Ekrad-ı Aşiret-i Karakeçili" olarak isimlendirildiği ve "Bozuluş Türkmenlerindendir" diye kayıtlarda mevcuttur.
ÖZ BE ÖZ TÜRK OLDUKLARI HALDE KENDİLERİNİ KÜRT SANAN MİLYONLARCA VATANDAŞIMIZ VARDIR. 1876 Osmanlı, Rus savaşı sırasında doğu ve güneydoğuyu gezen batılı misyoner Kızılhaç görevlileri şu notu tutarlar; '' Yaşlılar duru Türkçe konuşurken, çocuklar Kürtçe konuşmaktadırlar. Kendisini Kürt diye tanıtan bazı oymak mensupları; ''DİNDE MÜSLÜMAN, MEZHEPTE SÜNNİ, DİLDE KÜRT, ÖZDE TÜRKÜZ'' demelerinin nedeni budur.  Günümüzde kendisini Kürt sanan birçok insan araştırıldığında Oğuz Boylarına mensup Türk olduğu anlaşılmaktadır, milyonlarca Kürtleşen Türk vardır. Bu bozuk sistem devam ederse Kürtleşme giderek artacaktır. Bu topraklarda hakim güç Türk Milleti, Kürtlere baskı uygulasaydı bin yıldır Kürtçe konuşan tek Kürt kalır mıydı? Oysa Selçuklu ve Osmanlı Sünni oldukları için Kürtlere hiçbir baskı uygulamazken, mezhebinden dolayı milyonlarca kanımız, dinimiz bir olan Türkmen kardeşlerimizin sistemli bir şekilde Kürtleşmelerine sebep olmuşlardır.
ASİMİLASYON; TÜRKLÜĞÜN ADETA KADERİ OLMUŞTUR. ''Tarihte Türkler kadar çabuk asimile alan başka bir millet tanımadım". Merhum Alpaslan Türkeş böyle diyordu. Merhum Prof. Dr. Mehmet Eröz ise, Pozantı ilçesi yakınında "Kürt köyü" diye gösterilen üç köye vardığında, halkın tamamen Türkçe konuştuğunu, ama belli ki Osmanlıdan beri hırpalanmışlığın verdiği buruklukla "ESKİDEN TÜRKTÜK, ŞİMDİ KÜRDÜK" dediklerini içi yanarak naklediyordu.
Kürtleşmiş, Türk aşiret ve topluluklarından bazıları şunlardır; Karakeçili Aşireti, Avşarlar, Begdili Aşireti, Hınıslu Aşireti, Küresinliler, Lekler, Batıkan Aşireti, Herkiler, Kılıçlı Aşireti, Kürdili Aşireti, Mukriler, Türkan Aşireti, Şadıllı Aşireti, Çapanoğlu Aşireti, Ertuşiler, Rişvan Aşireti, Brukan Aşireti, Babat Aşireti, Dersimli Aşireti, Karaçoban Aşireti, Tanas Aşireti, İzzeddinliler Aşireti, Hörmekli Aşireti, Karaballı Aşireti, Pınarlı Aşireti, Kubatlı Aşireti, Deli Budak Oymağı, Kara Güne Aşireti, Şeyhbizin Aşireti,Aygut Oymağı, Çemişgezeklü Aşireti, Kureyşan Aşireti, Beskan Aşireti, Badıllı Aşireti, Milli Aşireti, Modanlı Aşireti, Burukan Aşireti, Şavak Aşireti, Abbasan Aşireti, Ağuçan Aşireti, Kırgan Aşireti, Zerikan Aşireti,
 ÇARE; YENİDEN TÜRK OLMAK, TÜRKÜN İÇİNDEKİ TÜRKLÜĞÜ ORTAYA ÇIKARMAKTIR. Selam olsun Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve faziletini yaşayanlara.
Kaynak: Kürtleşen Türkler, Macit GÜRBÜZ- Selenge Yayınları