Nerden başlasam.

Neyi anlatsam boş.

Bir Saba'yı durduramadık.

Biz henüz bir takım değiliz ve takım olamamanın sıkıntısını yaşıyoruz.

Defans, orta saha ve forvet.

Futbolun üç ana

Bölgesinden söz ediyorum.

Sivasspor'da hepsi eksik.

Her bölgede büyük noksanlık var.

Sanki bu takım dün toplanmış gibi.

Bazı futbolcular hiç kamp yapmamış, hazırlık maçı oynamamış gibi mücadele ediyorlar.

Birbirlerinden kopuk hareket ediyorlar.

Takımı gençleştirdik.

Alt liglerden oyuncu aldık.

Bu arada maliyeti çok düşürdük.

Buraya kadar herşey güzel.

Takıma yük olan kapasitesiz yabancıları hala gönderemedik.

Belkide göndermeye gücümüz yetmedi.

Hoca bu durumdan çok rahatsız.

Sevmediği adamlarla çalışıyor.

Takım kurarken ekonomiyi ön plana aldık. "Bir kuruşu boşa harcamayalım." diyoruz.

Peki, biz bu kadroyla sezonun sonunda nerede oluruz.

Hiç düşündünüz mü?

Seyircisiz, hiç baskı olmayan maçta rakibin ataklarına karşılık veremedik.

Gol yiyince oyundan çok çabuk düşüyoruz.

Dia Saba'yı hiçmi tanımıyoruz.

Tanıyanlar, beraber oynayanlar gençlere ve hocaya Saba'dan bahsetmemiş mi?

Adam yürüye yürüye tek başına maçı aldı.

Attı, attırdı ve takımını sürekli öne taşıdı.

Bizde ellerimizi bağladık.

Dia Saba'nın şovunu ve arkadaşlarını seyrettik.

Kısa ve öz bu takıma ana iskeleti oluşturan gövdeyi taşıyacak futbolcular lazım.

Kaleci,stoper ,orta saha ve golcü lazım.

"Hepsi bizde var" diyenler olabilir.

Olabilir.

Ama yetersiz.

Şampiyonluk için mi? diye sormayın.

Henüz onu düşünecek durumda değiliz.

Biz şu anda bu kadroyla yarışmacı bir kalitede değiliz.

Doğru ekonomiyle ve doğru zamanda hepsini düşüneceğiz.

Vefa sezonundayız.

Herşeye eyvallah mı diyelim.

Yoksa bir an önce uykudan uyanıp kendimize mi gelelim.

Görünen köy kılavuz istemez.

Şu sözü çok severim.

"Arabanın tekeri kırılınca yol gösteren çok olur."

Hocam, size güveniyoruz.

En kötü senaryo bu diyorsunuz.

Ama bundan kötü bir senaryomuz lütfen olmasın.

Bu şehir bundan kötüsünü kaldırmaz.