Bir kadın gördüm,
Yaşı hayli geçkin elinde o gün için armağan edilmiş bir gül demeti,
mahçup..
Gözlerinin kapısını aralasan sanki uçurumlara düşeceksin o kadar derin, bi o kadar hüzünlü..
Gülümse demişler denklanşöre basarlarken, gülümsemiş kameraya...
Dudakları dinlemiş verilen
tatlı komutu
ama sıkı sıkıya kapatmış ağzını,
gülmenin
kötü olduğu
öğretilmiş yıllarca,
kazınmış belleğine, ayıp...
Bir kadın gördüm içimi sızlatan duruşuyla..
Yine de buruk bir mutluluk
sezdim ve gurur..
Hatırlamışlar özel gününü, belki anne oluşunu
belki
doğum gününü...
Kadın olduğunun katı kurallarıyla
diyemediği boğazından
içeriye itip yuttuğu sözcükleriyle
öyle mahsun,
etrafında ki
kalabalığa karşın o kadar yalnız...
Bir kadın gördüm sandalyenin ucuna ilişmiş,
nazikçe
sanki birazdan
yitip gidecek.
Yaşadığı
yaşamadığı, yaşayamadığı
içinde ki ukdeleriyle, sırtına yüklenilmiş yükleriyle beli bükülmüş
Gülümse demişler denklanşöre basarlarken,
gülümsemiş ağzı sımsıkı kapalı,
içinde kıyametler koparken sessizce...
Bir kadın gördüm göz pınarları kurumuş, kucağında ki
kırmızı dikenli gülleri isteksizce tutmuş,
herkesi sevgiyle kucaklayan elleri kanamış,
yüreği çok acımış
o kadar belli,
kıvranıyor
görüyorum.
O dikenler battıkça kalbine,
yıllarına
merhametsiz
umarsız...
Ne yazık gülleri hiç ayıklamamışlar. Hep unutmuşlar...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.