Sivas’ın neredeyse yirmi yıldır gündeminden düşmeyen Aziz Vlas meselesi… Aslında bilimsel zeminde yürütülmesi gereken bir tartışmayken, yıllar içinde öyle bir hale geldi ki kimlikler, dinler, ideolojiler ve hatta siyasi kamplaşmaların malzemesi olarak kullanılmaya başlandı.

Bir dönem arkeolojik kazılar yapıldı. Somut bir kanıt bulunamadı ama uzmanlar konunun bilimsel temelli bir zemine oturması için bölgenin araştırılmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Hilmi Bilgin döneminde bir proje hayata geçirildi. Aziz Vlas adına bir anıt mezar yapıldı. Ne olduysa ondan sonra oldu.

Belediye başkanlığı değişti, Hilmi Bilgin gitti Adem Uzun geldi. Bir anda Aziz Vlas, memleket sevdasıyla dillerine kilit vurmuş kimi çevrelerin aniden en büyük “kırmızı çizgisi” oluverdi. Hilmi Bilgin döneminde tek cümle kurmayanlar, Adem Uzun döneminde birden “vatan savunucusu” kesildi.

Bu süreçte bilimsel yaklaşmak isteyenlere ise türlü yaftalar hazırdı: “Haçlı zihniyetine hizmet etmek”, “Ermeni lobisinin maşası olmak”… Ben de payıma düşeni aldım elbette.

Çalıştay düzenlendi. Ardından yayınlanan bildiride bilimsel tutarsızlıklar, çelişkili ifadeler havada uçuştu. O bildirinin ardından ne oldu? Az önce “Aziz Vlas” diye tescil edilmiş alan, bu kez “Göz Evliyası” olarak yeniden tescil edildi. Bazıları bunu büyük bir zafer gibi sundu, adeta sevinç naraları attı.

Sanki Anadolu’yu kurtardılar! Sanki Sivas’ı işgalden temizlediler! Ardından da o meşhur argüman geldi: “Bu topraklarda oyunlar oynanıyor!”

Öyle mi?

O zaman bir şey soracağım!

Katolik âleminin lideri Papa 14. Leo (evet, Haçlı Seferlerini başlatan Urbanus’un çağrısının 930. yılında) bu ülkeye geldi ve ekümenik ayin düzenledi. Nerede sizin o gürültünüz? Nerede o “yer yerinden oynar” tavrınız?

Doğan Ürgüp?

Mehmet Şarkışla?

Ahmet Necip Günaydın?

Fatih Dervişoğlu?

Ömer Faruk Çınargil?

Salih Şahin?

Uğur Tuztaşı?

Ve diğer “milliyetçi kahramanlar”…

Neden sustunuz?

Yoksa “Talimat gelmediği için” mi?

İşinize gelince mangalda kül bırakmıyorsunuz. Söz konusu gerçekten inanç ve vatan hassasiyeti olunca ise ortada yoksunuz.

Kusura bakmayın ama bu millet sizin o iki yüzlü tavrınızı çok net görüyor. Koltuk değişince fikir değiştiriyorsunuz. Rüzgâr nereden eserse oraya dönüyorsunuz. Menfaat neredeyse bayrağınızı oraya dikiyorsunuz! Sonra da çıkıp millete vatan dersi veriyorsunuz öyle mi?

Hadi oradan!

Gerçek vatanseverlik talimatla olmaz! Gerçek iman konjonktüre göre şekil değiştirmez! Sivas’ı da, bu şehri seven insanları da kendi siyasi hesaplaşmanıza malzeme etmeyin artık! Biz gözümüzü açalı çok oldu.