Hakan KALELİ
Yerel Basını Hedefe Koyanlara Birkaç Söz…
Yerel Basını Hedefe Koyanlara Birkaç Söz…
Son dönemlerde memlekette yeni bir akım aldı başını gidiyor: Yalakalık ve trollük furyası.
Ne yazık ki bu akımın en çok zarar verdiği alanlardan biri de yerel basın.
Oysa yerel basın, bir şehrin hafızasıdır, aynasıdır, nabzıdır. Bir şehrin konuşulmayanını konuşur, görülmeyenini gösterir, duymak istenmeyeni kulağa fısıldar. Bu sorumluluğu da çoğu zaman zor şartlar altında, büyük bir özveriyle yerine getirir.
Bizim memlekette ise basın mensubu olmak ayrı bir emek, ayrı bir sabır işidir.
Bir haber yaparsın; haberin konusu olan kişilerle doğrudan karşı karşıya gelirsin. Bir haber yazarsın; “Bu haberi art niyetle mi yaptın?”
“Bize garezin mi var?”
“Yemin mi kesildi?”
gibi akla ziyan yorumlar yağar.
Hani derler ya, “Ne İsa’ya yaranırsın ne Musa’ya…”
İşte tam olarak o tablo.
Bir de işin “açığı olan”, yaptıkları işler nedeniyle eleştiriden kaçamayan yönetici tarafı var. Onlar devreye girince yerel basında çalışan meslektaşlarım bir anda hedef tahtasına oturtuluyor. Eleştiriyi hazmedemeyen, denetlenmekten rahatsız olan bu kesim hemen basının üzerine çullanıyor.
Ama son zamanlarda en sık karşılaştığımız başka bir kesim daha var:
Taklacılar, yalakalar ve organize çalışan troller…
Her haberin altına aynı ezberi yapıştırıyorlar:
“Sivas’a düşmansınız.”
“Yemin mi kesildi?”
“Size kim para veriyor?”
Kendi dar dünyalarında ürettikleri bu cümlelerle hem basını karalamaya çalışıyorlar, hem de silahşörlük yaptıkları kişilere gösteriş yapıyorlar.
Organize çalıştıkları o kadar belli ki…
Mesajları aynı, üslupları aynı, akıl seviyeleri zaten benzer.
Memlekete bir gram faydası olmayan, bir tane özgün fikri bulunmayan bu zavallılar, utanmadan gazetecilere haberi öğretmeye kalkıyorlar. Cahil olanı, cahilliğini bileni eğitirsin; ama bu kitle ne yazık ki eğitilebilir bir topluluk değil.
Tam da bu yüzden, şehri yönetenlere birkaç sözüm var:
Bu tür insanlar;
Ne sizi yüceltir,
ne size değer katar,
ne de şehre bir katkı sağlar.
Böylesine basit kişileri çevrenizde tutmayın. Hele ki talimat verip basını hedefe koymalarına fırsat vermeyin. Unutmayın, bu şehirde gerçek anlamda sorumluluğu olanlar gazetecilerdir.
Gazeteciler hancıdır,
yerel basın bu şehrin kılcal damarlarıdır,
o koltuklar ise kimseye baki değildir.
Bugün orada olabilirsiniz, yarın olmayabilirsiniz.
Ama unutmayın:
Doğru habercilik kalır.
Gerçek gazeteci kalır.
Şehre değer katan kalır.
Gerisi mi?
Gelir geçer…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.