İzler...

Özlemimiz bitmiyor,

yaşamamış olsak da dün…

Yokluklarda oğuşan ellerimiz

daha bir sıcaktı dün…

Evler daha soğuktu, yataklar ayaz

tutuşuyordu bedenler ateşti dün…

 

Kağnı arabası gıcırtıları…

Derindir allı pullu sarhoş naraları

karşılaşır, çarpışırlar yiğitçedir kavgaları…

Erkek yabancı ise,

geçemez, ikinci defa aynı sokaktan

edilir namus meselesi…

Pazvant düdük sesleri…

Bahçelerde fink atan röntgencileri…

Lüks kok kömürü, ama sonradan çıktı linyiti,

meşe kömürlü ütüleri,

emektar gaz ocakları…

Kadastro dediler;

o güzelim köşkleri,

bahçeli evleri

bir anda yeksan etti

öngörüsüz idareci mirasyedileri…

Hep toptan alınır

bereketlenirdi;

unlar, yağlar, peynirler…

Him komşuyla kurulan;

erişte, kadayıf

muhabbetli kıyma ocakları…

Kiralık futbol topları,

mahalle maçları, kavgaları…

Radyo ajansları

yurttan sesler muhabbetleri…

Sinemalar bir harika…

vizyondaki film afişleri

ellerde, bağırarak anlatılır

sokaklarda hikayeleri…

Silinmiyor hafızalardan korkuları;

darağaçları kurulur

Hükümet meydanına,

asılacakların teşhiri yapılır

şehrin sokaklarında…

Kına geceleri, düğünler;

bahçelerin lezzetinden,

taşındı beton yığını

o ebleh salonlara…

“okuyucularla” davet edilir düğüne derneğe

konu komşu hısım akrabalar

Divitli hokkalar…

Mektuplar sıla hasretidir,

gurbette; ana, baba, sevgili sesidir,

beklenir heyecanla,

tanıdık postacı her gün kapılarda…

Faytonlar yaylı ne güzel,

besili yiğit atlar,

fiyakayla üzerlerinde şaklayan kamçılar

sanki değiyordu bize

ürperen canlarımız yanıyordu…

Konfeksiyonu bilmiyorduk,

en iyiydi terziler,

kadınlarda revaçta;

basmalar, pazenler,

parlak satenler, emprimeler…

Zenginlikti iskarpinler…

Körüklü çizmeler…

Köstekli saatler…

Taş fırınlar…

Taşlı sokaklar…

Kar yağdı mı kürünürdü çatılar…

Nefesti bayramlar;

istisnasız bütün komşular,

bayramlaşmaya dolaşırlar…

Kalaylanmış zarif bakır sahanlar…

Cenaze evidir taşınır

haftasınca ekmeği aşı,

her gün gidilir

taziyedir adı,

üzüntüler paylaşılır…

Mahallede;

herkes birbirinin arkadaşı,

dertlisi, hastası, fukarası,

bilinirdi komşunun düğünü, yası…

Ruhumuzda kalan bir zamanların izleri;

yaşanmış sevdalar

gitmek bilmiyor içimizden,

ne varsa eskiye dair;

ana baba, memleket hasretleri…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Orhan ÇİMEN Arşivi

Masum değilsin...

13 Temmuz 2022 Çarşamba 00:02

Gönül ahrazı...

09 Mayıs 2022 Pazartesi 00:01

Yıllar kadar uzaklardasın

09 Nisan 2022 Cumartesi 00:02

Karalar

11 Mart 2022 Cuma 00:02

Kayboluş...

03 Mart 2022 Perşembe 00:01

Issızlık

27 Ocak 2022 Perşembe 00:01

Sır olup uçtu senli zaman…

07 Ocak 2022 Cuma 00:01

Bahtım…

02 Aralık 2021 Perşembe 00:01

Muamma...

09 Kasım 2021 Salı 00:02

Sen hayatsın…

03 Kasım 2021 Çarşamba 00:01