USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

“MİLLİLİK VE YERLİLİK TERİMİNİ BİLMEYEN CAHİLLER”

15-03-2022

-Açık oturumlarda, gazete köşelerinde, sosyal medya tartışmalarında siyasi veya ideolojik saplantılar nedeni ile bir ürünün başarısını hazmedemeyenler, siyasi veya politik endişelerle bir ürünün milli olmadığını, yerli olmadığını, ürünün tamamının kendi ülkesinde üretilmesi gerektiğini söyleyerek toplum üzerinde alaycı ve olumsuz bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Oysa bir ürünün milli olması için üretimin tamamının yerli üretimle veya kendi ülkesinde üretiliyor olma şartı gerekmiyor.

-Ülkemizde ağır sanayi hamlesiyle yüksek teknolojinin ve savunma sanayiimizin gelişmesiyle, savunma sanayinde üretilen ürünlerin milli ve yerli olup olmadığı tartışmaları gündeme oturuyor. Bazen kıskançlıktan, bazen bilgisizlikten, bazen kompleksten kaynaklanan, sosyal medyada ve tv programlarında hararetli atışmaların temel nedeni, üretilen ürünlerin yüzde yüz yerli ve milli olduğu terimlerinin ne olduğunun bilinmemesindendir.

-Milli ürün terimi bir ülkenin kendisine özgü üretilen ürünü anlamını taşır. Ürünün bütün parçaları ithal olsa bilse, özgün tasarım ile özgün ürün elde ediliyorsa o millidir. Yerli ürün terimi bir ürünün ülke içinde, ülke kaynakları tarafından üretilmesi anlamına gelir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir faktör var; mevcut dünya düzeni gereği neredeyse hiçbir ülke, bir otomobili, uçağı hiçbir ürünü tamamen kendisi % 100 milli olarak üretmiyor.

-Bir ürünün milli olabilmesi için, üretimin yapıldığı ülkenin kontrolünde, idaresinde üretiliyor olması gerektiği düşünülüyor. Fakat ürünün tasarımına üretim yapan ülkenin ne kadar hakim olduğu hususu bilinmediği için gözden kaçırılıyor.

-Yerli üretim terimi için bu durum geçerli; aynı ülkede üretilen, ham maddesi tedarik edilen, ama tasarım olarak belki o ülkeye ait olmayan veya bazı malzemeleri yerli olmayıp bazı malzemeleri yerli olan ürünler için de yerlilik diye bir kavramdan bahsediyoruz.

-Şimdi bahsettiğimiz konunun ne anlam ifade ettiğini bir otomobil örneği ile açayım. Ürettiğiniz otomobilinizin elektronik ateşleme sistemi yerli değilse, ithalse bunun millilik oranından, yerlilik oranından bahsedebilirsiniz. Bu elektronik ateşleme sistemini eğer siz tedarik edemediğiniz sürece veya alternatifini oluşturamıyorsanız kısıtlanırsınız. Ambargoya tabi kalıyorsanız bu milli olarak zayıf bir üründür. Önemli olan ürünün önemli tasarımlarını sizin üretmedeki yeteneğiniz ve hakimiyetinizdir.

-Tasarımı size ait olan bir ürünün her şartta ve zamanda üretimin aksamama için, ister yurtdışı ister yurt içi paydaşlarınızla birlikte üretimi yapın, asıl olan ürünün üretim bandından sizin tasarımınızla çıkmış olması milli olmasını sağlar.

-Yerli olması ise bu elektronik kompenentleri, tasarımı, dizaynı, kablolalaması, testi, mühendisliği, hatta ham madde seviyesine kadar sizin elinizden çıkabiliyorsa bu da yerlilik oranını artırır, dolayısıyla millilik oranını da bağlar; ne kadar yerliyse o kadar milli deme imkanımız o zaman artar.

-Bu gün küresel ölçekte en büyük savunma sanayi fabrikaları dahil ürünlerinin tüm bileşenlerini kendi ülkelerinde üretmezler. ABD şirketi Lockheed Martin F-35 savaş uçaklarının ana tasarım parçaları dışındaki ürünlerini yurt dışı ortaklarıyla üretiyor. Bizim ülkemizden örnek verirsek, Atak helikopterlerimizin gelişimini ele alırsak ilk önce yurt dışında bir tasarım üzerinde çalışıldı. Kim ne derse desin, başarıyı kabul etmeyenler, hamaset güden ideolojiler ve çevreler ne derse desin dünya savunma sanayi kuruluşları Atak helikopterini Türkiye Cumhuriyetinin milli üretim olan taarruz helikopteri olarak tanıyor. Çünkü Türkiye’deki savunma sanayii şirketlerinin, savunma sanayi şirketlerinin gelişmesiyle, büyümesiyle birlikte bu helikopterin çok ciddi kritik parçaları Türkiye’de üretilirken, bazı motor gibi önem arz eden parçalar, elektrooptikteki bazı lensler, elektronik parçalar yurtdışında alt taşeronlarda üretilirken artık bunlarda Türkiye’de üretilir oldu.

-Dünyada bir şey yüzde yüz yerli, yüzde yüz milli diyeceğimiz sistemlerin üretiliyor olması için sizin materyal seviyesinden sistem seviyesine, sistem seviyesinden bütüne, ana gövdeyi oluşturan tüm ürünlerin üretimine sahip olmanız lazım. Tasarım, malzeme, işçilik, tedarik süreçlerinin tamamını sizin üretiyor olmanız gerekir.

-Yerlilik dediğinizde ise ürünün tüm parçalarına hakim olmanız gerekir. Metal seviyesinden kabloya,  plastiğe, tasarıma, vidaya kadar siz üretiyor olmanız gerekir. Küreselleşmenin tamamlandığı günümüzde malzemeler her alanda o kadar çok miktarda üretiliyor ki bir kısım ürünleri üretmenizin ekonomik olmadığı gibi aynı iş kolunda üretim yapan yabancı kaynaklardan tedarik etmeniz daha rantabl olabiliyor.

-Neticede her şeyi yerli üretmek için daha fazla emek, zaman ve sermaye harcamıyorsunuz. Tam yerli üretim anlayışı sizi işbirliği fırsatlarını kaçırmaya zemin hazırlayabilir. İnovatik (yeni) teknolojiler için vurgulanması gereken bir diğer hususta: Yeni, rekabetçi, stratejik ve kritik teknolojilerde yerli olmak, ARGE faaliyetlerinin sürdürebilirliği için hayati önem arz ediyor. Bu şekilde üretimin bir çok avantajı var. Yeni projeler için insan kaynağını, rekabet ortamını, piyasa şartlarını, bilgiyi ve fırsatları yakalama fırsatı buluyorsunuz.

-Küresel rekabet koşullarının her an değiştiği Dünyada, bilginin ve tecrübenin üretimin olmazsa olmazı olduğu Dünyada, yerlilik unsurunu şart koşup dış teknolojilere erişimde ve üretimi geliştirmede imkansızı zorlamakta mantıklıca değil. Bu durum projeyi çıkmaza sokan bir sonuç doğurur. Belki bu diğer kamu kuruluşlarının da bir açmazı olabilir. Yerlilik şartı koyduğunuzda, o yerine getirecek kaynaklar yoksa o şartı koşmanın, projeyi çıkmaza sokmanın, ana yüklenicinin arka kapıları kullanmasından başka bir sonuç vermez. Burada gerçekçi olmak gerekiyor. Dünyadaki sürdürülebilir bir yerlilik şartı koştuğunuzda, “bu şartı yerine getirebilecek kapasitede firmalarınız var mı” sualine cevap aramanız gerekiyor. Durum böyle olunca beraber yürümek, paydaş edinebilmek, sektördekilerin fikrini dinlemek, yerlilik ve millilik vurgusuna kavram olarak önem verirken, yeni düşünceler ve paydaşlar yetiştirmek, millilik ve yerlilik kavramlarının sürdürülebilirliği için elzem oluyor...

-Yerlilik, her hangi bir ürünün yerli veya dış yatırımcılarca ülke içinde veya özel bir imtiyaza tabi olmadan ülkedeki kanunlar ölçüsünde üretilebilmesidir. Burada üretimin gerçekleştiği ülkenin ürünü üretmesine ruhsat verebilmesi, knowhowı (alt sistem, komponent, ana sistem, nihai ürün veya platform) üzerinde kontrol sahipliğinin olmamasıdır.

-Dış ülkeden olan bir firma sadece üretim bölümünü başka ülkeye de tesis edip üretebilir. İstediği zamanda üretimi sonlandırabilir. Üretim bileşenlerini ithalat yapıyor olabilir. Hatta yalnız montaj  departmanını kurmuş olabilir. Ama üretimin yapıldığı ülkenin hukuku altında yapıldığı için gerçekte sadece orada monte edilse bile o ülkenin ürünü sıfatını taşır.  Fakat millilik, kritiklik, ülkenin ihtiyacı olduğu kriz durumlarında ne pahasına olursa olsun üretme gibi bir kaygı taşımazlar. Bu nedenle yerlilik milliliğe göre daha geniş bir kavramdır ve savunma sanayiinde temel kriter olma vasfından uzaktır.

-Yerlilik, yerli olanaklar ile üretimi tarif eder. Millilik ise tasarımından üretimine her aşamasına hakim olunan ürün anlamındadır. Hakimiyetten kasıt bazen mülkiyet hakkı, bazen üretim yetkinliği, bazen tasarım sahipliğidir vesselam...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?