Şu aralar içimden sevdiklerime tatlı bir gülümseme ile en sevdiğim çiçek sıralamasında yer alan o temiz, masum ve sade kokusuyla şakayık çiçeğinden hediye etmek geliyor.
Çiçekgiller familyasının en görkemli, en asil çiçeklerden biri olan, iri çiçekleri ile güle çok benzeyen ve gül gibi kokan şakayıkların sade, baygınlıktan çok uzak, hafif bir kokusu var. Bazen "Bu çiçek öyle güzel ki, bir de çok belirgin çok özel bir kokusu olsa, diğer çiçeklere haksızlık olacakmış" diye düşünmeden edemiyorum. Öyle değişik, öyle güzel.
Kanaatimce bu nazenin çiçeğin en güzel hali de, tam açmadığı, dış yapraklarındaki fuşya- macenta harelerin iç taraftaki uçuk pembe yaprakları çevrelediği hali. Tomurcuktan tam çiçeğe geçişteki ara hal, en güzel görüntüsü. Açtıktan sonra ise, taç yaprakları onlarca kat oluşturuyor. Hani kağıtların kenarlarını desenle kesmek için makaslar vardır ya eskiden fotoğrafçıların fotoğrafların kenarına kullandığı, işte taç yapraklarının uçları, sanki öyle bir makasla, desenli olsun diye kırpılmış gibi. O kırpık kırpık, kat kat görüntü, ayrı bir neşeli yapıyor bu çiçeği.
Gerçekten de günümüzün en popüler çiçeği olabilecek, Peony'ler o güzelim renkleri, kokuları, bol yapraklı romantik görünümleriyle sevilmeyecek gibi değil! Gökkuşağının her rengine bayılıyorum diyorsanız şakayıklar tam size göre! Şakayıklar bu geniş renk skalaları ile de kalplerimizi fethediyor. Mavi hariç hemen her rengi bulunan şakayıkın, kırmızı, turuncu, sarı, beyaz, mercan, mor, kestane ve pembe gibi nefes kesen tonları var. Bir de minik ipucu: En güzel koku hangisinde diye soracak olursanız yanıtı pembesinde arayın deriz!
Neden derseniz, zannımca romantizm vücuda gelse uçuk pembe bir şakayık olurdu.
An itibariyle de artık bazı bölgelerde tomurcuk vermeye başlayan şakayık’ın aşkını körükleyen, bir diğer sebep ise kısa süren sezonu olsa gerek. Nisan-Haziran ayları arasında belirip kaybolan bu güzelim çiçeği, ayakkabısını merdivenlerde düşüren Sindrella'yı arayan prens gibi arıyor meraklıları.
Kırların çiçeği olan şakayık, dünyanın birçok bölgesinde dağlık ve ormanlık yerlerde, yol kenarlarında, ekin tarlalarında, ören yerlerinin dışında tabii olarak yetişir. ‘’Orman gülü’’ bizim buralarda ise ‘’Ayı gülü’’ adıyla da bilinen, ülkemizde de birçok tabii cinsi bulunan şakayık, çiçekseverler ve meraklıları tarafından bahçelerde ve saksılarda da yetiştirilir.
Çok sevilen bir süs bitkisi olan şakayıklar, çiçekçiler, düğün organizatörleri ve bloger'ların favorisi haline geldi gelmesine, ama binlerce yıldır da seviliyorlardı zaten. Peki şakayık dünyada ilk kez ne zaman ortaya çıktı? Buna dair farklı hikayeler var.
Bu hikayelerden Yunan mitolojisindeki efsanesi şöyle anlatılır:
Hades çok sıkıntılı bir hastalığa yakalanır. Paeon, Asklepios’un bile iyileştiremediği bu hastalık için şakayık
çiçeğinden bir iksir hazırlar. Hades bu iksir sayesinde şifa bulur. Ancak bir sorun vardır; boynuzun kulağı geçtiğini gören Asklepios, kıskançlıkla dolar ve Paeon’un canına kasteder. Paeon’a merhamet eden ve onu ölümden kurtarmak isteyen Hades, Paeon’u şakayık çiçeğine çevirir. Peony isminin oradan geldiği söylenir.
Birçok kültürde ve çağda övgüye mazhar olan şakayık, özellikle Uzakdoğu kültüründe önemli bir yere sahiptir. 4000 yıldan beri kültürü yapılmaktadır. Çin'in sembolü, 12. evlilik yıl dönümlerinin olmazsa olmaz çiçeği Şakayık, romantizm ve refahı temsil eder. İyi şans ve mutlu bir evliliğin göstergesi olarak görülür.
İslami terminolojide kürek kemiği ve erkeğin yarısı olarak kadın anlamına gelir.
Çok şifalı olan ve bilinen 33 çeşidi olan şakayık çiçeği, modern tıbbın öncesinde, birçok hastalığın tedavisinde kullanılmak için de yetiştirilmiş. Asya ve Avrupa'da bu bitkilerin iyileştirici niteliklere sahip olduğuna inanılmış ve astım, doğum sancısı, baş ağrısı için tedavi olarak kullanılmış.
Parfümde, kolonyada da kullanılan şakayık çiçeğinin şurubu çok şifalıdır. Ancak toplarsanız köküne zarar vermeyiniz zira koruma altında.
Şakayıkın bakmaya doyamayacağınız güzelliğinin yanı sıra zenginlik, refah ve iyi şans getirdiği söyleniyor. Bu yüzden evlenme törenlerinde sıkça tercih ediliyor. Elbette birine şakayık hediye etmek için sebebe ihtiyacınız yok. Çünkü bu çiçekler dramatik görünümleri ve nefes kesici taç yapraklarıyla herkesin ruh halini zaten anında aydınlatıyor!
Şarkılara konu olmuşluğu vardır. Hatırlar mısın bilmem ama bir de "Sen kırların çiçeğisin şakayık" şarkısı var. Muazzez Abacı'nın birbirinden güzel şarkılarını içeren ve artık baskısı yapılmayan albümünde yer alan ve albüme ismine veren şakayıkı, Abacı'nın sesinden duymak da ayrı bir güzellik.….
İnceciksin göllerdeki saz gibi Yüzün bahar bakışların yaz gibi Kurban olam cefan bile naz gibi Seni seven gönülde aç şakayık
Gel şakayık sakın gitme ellere Güzel adın sonra düşer dillere Benzeme sen yabandaki güllere Sen kırların çiçeğisin şakayık "……..
Evren ne kadar güzel süslenmiş, bezenmiş. Hem sadece süs de değil, yaratılan her şeyin birçok faydası da var. Bedene, göze, gönle, ruha hitap ediyor. Elvan elvan, rengarenk, farklı farklı aromalı kokular ve tatlar... Ve tüm bu güzellikler karşısında dünyadan ayrılıp, başka dünyalara adım atıyorsun sanki.
Gül kadar güzel bir ömür, şakayıklar gibi haleti ruhiyeler diliyorum, sağlıcakla kalın.
